4.Bölüm : Kalkmayacaksan sıkıntı yok

3.1K 161 14
                                    

Lumos! Yeni bir bölümle karşınızdayım. Umarım beğeniyorsunuzdur.İyi okumalar!

Remus's

"Şimdi sıra sende aylak , dökül bakalım!"

Sirius'un neyi kastettiğini anlamam uzun sürmedi. Gerçekten önemli değildi. Söylemek istemiyordum. Çünkü onların bildiği bir şeyi duymaktan korkuyordum. Sevdiklerim için korkuyordum. Hem de çok. Onlara zarar vermekten korkmam gibi.

Ama Sirius'un bir şeyi kafasına taktıysa yapmadan vazgeçmeyeceğini bildiğim için açıklama gayretinde bulundum. Hem onları daha fazla telaşlandırmaya gerek yoktu. Derin bir nefes alarak başladım.

" Her gün yüzlerce muggle ve muggle doğumlu büyücü ölüyor. Elimiz kolumuz bağlı. Bu nereye kadar devam edebilir ? Herkesin, her ailenin bir gün canı yanıyor. Ben de aileme bir şey olmasından korkuyorum."

Yutkundum ve devam ettim. Şu anki yüz ifadem acınası olmalıydı.

"On günden beri haber alamıyorum. Son iki günden beri de telaşım arttı. Onları düşünmekten sizi görememeye başladım. Geçen Kılkuyruk arkamdan koşturmuş, dünyadan haberim yok. Yanıma oturunca fark ettim. Özel durumum yüzünden -kurt adam olmam- ailem zaten zor durumda. Ve geçenlerde gördüğüm haber merakımı daha da arttırdı. Bizim evin civarında ölümyiyenler tarafından on tane ev yakılıp yıkılmış. Kimlikleri açıklanmıyor. McGonagall 'a aileme ulaşamadığımı söyledim. Önemli bir şey olmadığını, sakin olmam gerektiğini, kötü bir şey olsa bilgisinin mutlaka olacağını söyledi. Ya onlara bir şey olduysa veya olursa ?"

Sirius uzun uzun dinledi beni. Bir süre sessiz kaldık. Ağlamaya başladığımı yanaklarımdaki ıslaklıktan anladım. Sirius kollarıyla beni sarmaladı. Bir süre sarıldık. Ve kafasını heyecanla kaldırdı.

"Merak etme aylak, ben hep yanındaydım, biz hep yanındayız. Seni hiç yalnız bırakmayız. Hem McGonagall 'ın dediği gibi, bir şey olsa mutlaka haberimiz olurdu. Ailen de taşınmıştır o olaylardan sonra belki."

Biraz düşündü ve çılgınca bir fikir ortaya attı. Ne diyorum ben, Sirius'un fikirleri hep çılgıncaydı.

"Çok merak ediyorsan yarın gece gidip bakarız." Sirius'a 'sen deli misin?' der gibi gibi baktım.

"Delirdin mi sen pati ? Nasıl gideriz ? Ayrıca yakalanırsak ciddi bir suç. Hem Hogwarts dışında büyü yapmak 17 yaşına kadar yasak. Ve biz daha 17 yaşına girmedik." Sirius bana inanamayarak baktı.

" Her dolunay gecesi nasıl yakalamıyorsak şimdi de yakalanmayiz. Ben on yedi yaşındayım. Büyülerim izlenilmiyor. Bunu da halledebiliriz. Hem merak ediyorum deyip saçma hallere giriyorsun, hem de fikrimi geri tepiyorsun!"

Sirius'a baktım. Bilmiyordum. Ama merakım da ağır basıyordu. Tehlikesi fazla olacaktı.

Umrumda değildi. Aileme bakmam, durumu öğrenmem lazımdı. Ya taşındılarsa ? Sirius beni ikna ettiğini yüzümden anlamıştı, koltuğa daha fazla yayıldı.

"O zaman sorununu çözmeyi kutlayalım !" Biraz daha , "accio ateşviskisi"

"Daha sorunu çözmedik. Maalesef daha büyük sorunlar yarın bizi bekliyor. Ve ayağa kalkmaya halin yok hala içiyorsun!"

Sirius umursamadı. On dakika daha içtikten sonra konuşmaya bile hali kalmadığına emindim ama ayağa kalktı. Napmaya çalışıyordu bu ? Şimdi yıkılacak. Saçı başı dağılmış. Önünü bile gördüğünü düşünmüyorum. Seslendim.

" Nereye patiii ??" Duymadı galiba. Arkasından gittim. Bizimkiler nerede kaldı? Tablonun oraya doğru gidiyor. Yani gitmeye çalışıyor. Amacı ne bunun ? Bum! Salona biri girecek. Şişman kadının sesi az da olsa duyuluyordu. Kapıyı açacak. Ve o an gerçekleşti. Kapı açıldı, Sirius dayandığı yerden yere yuvarlandı ve gelen kişi de takılıp üstüne düştü.

Lyraus ||The Marauders (Sirius Black)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin