Selammm. Öncelikle belirtmeliyim ki bu sefer bölümü kimin ağzından yazacağıma karar veremediğim için üçüncü ağızdan anlatımla yazdım. iyi okumalarrr
•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••Zor geçen birkaç günden sonra bazı şeyler unutulmuş maç günü çatmıştı. Bütün öğrenciler meraklıydı ve heyecanla bunu konuşuyordu. Slytherin vs Gryffindor.
Herkes emindi ki bu maç en çekişmelilerden biri olacaktı. Sirius dahil herkes heyecanlı ve kendinden emindi. Sonuç gryffindorlara göre şimdiden belliydi. Ezici bir üstünlükle yeneceklerdi Slytherinlileri. İki gün önce yine bir tartışma yaşamışlardı. Hatta iddiaya tutuşmuşlardı.
Hailey ise endişeliydi. Yakın arkadaşlarına ve sevgilisine karşı oynayacaktı. Ailesinin tüm uyarılarına rağmen maça çıkacaktı. Üç gündür antrenman yapıyordu. Soyunma odasında aynanın karşısında kazağını giymeden önce bu yaptıklarının çok saçma olduğunu düşündü. Fazlasıyla.
Neden quiddtich takımına girdim ki dedi. Amacım neydi ? Bir de Jason' a karşı oynayacaktı.Bunları düşünmeye devam ederken birden kapı dank diye açıldı. Hailey gözlerini sonuna kadar açtı. Çünkü daha kazağını giymemişti. Sinirle ve şokla arkasını döndüğünde Sirius Black'le karşılaşmak hiç istediği bir durum değildi.
Bir an göz göze geldikten sonra Sirius onu süzmeye başlayınca Hailey hafif utandı, bir şey olmamış gibi davranmaya çalıştı ve aynı sinirle önüne döndü. Ama Sirius'un dudağının kenarının kıvrıldığını görmüştü. Hem ondan etkilendi hem de çok sinirlendi. Sirius'ta aynı şekilde kızdan etkilenmişti. Hailey derin bir nefes bırakıp kazağını hızla üstüne geçirdi. Pelerinini de giyip iliklemeye çalışırken aynadan Sirius'un hala yanında olduğunu fark etti.
Tek kaşını kaldırıp öfkeyle döndü. Soran gözlerle bakıyordu. Sirius kendini toparlayıp saçını ellerinin arasından geçirdi ve açıklama yaptı.
"James'ı arıyordum."
Sanırım pat diye girdiği için özür dileme şekli buydu.
"Gördüğün gibi burada değil." Dediğinde Sirius aklına gelen şeyi söyledi.
"Biraz sonra... seni göreceğiz."
Avery artık bundan sıkılmış bir bıkkınlıkla cevap verdi.
"İlk maçta gördüğünü düşünüyordum ?"
Sirius kendinden emin bir şekilde cevap verdi. Hafifçe gülmüştü, bu onu çok yakışıklı yapıyordu.
"Ama bu slytherinle. Yani sürekli yanında olmak istediğin kişilerle."
Hailey bıkkınlıkla ve sitemle cevap verdi.
"Dediğim gibi Black, ben kimseyi zor durumda bırakmam. Ve kafama koyduğumu yaparım."
"Öyleyse Avery, umarım sen haklı çıkarsın."
Kapıyı tekrardan pat diye kapatıp gitti. Sirius'u tek kelime ile anlat deseler. Bu umursamaz olurdu. Ya da bencil, dengesiz veya aptal. Doğrusu Hailey de bilmiyordu.
Biraz sonra dışarı çıktı. Tüm takım oradaydı. Lily, James, Remus ve Peter kahkahalar ile gülüyordu. Marlene de yanağından Sirius'a şans öpücüğü veriyordu sanırım. Sirius takımda bile değildi ki. Maçı anlatacağı için de öpücük verilmezdi ki. Kaşlarını çattı. Sirius'un anlattıklarına deli gibi gülüyordu. Anlattıkları fıkralardan çok daha komik olmalıydı. Yoksa bu fazlasıyla saçmaydı.
Biraz ötede yeşiller içinde slytherinleri gördü ve yanlarına koştu. Jason'a sarıldı. Aslında bunu şu anda yapmaması gerekiyordu. Normalde de yapmazdı zaten. Karakterine tersti. İnadına yapmıştı sanki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lyraus ||The Marauders (Sirius Black)
FanficKaranlığın hakim olduğu yıllarda, Hogwarts'ın çapulcular sayesinde daha da güzelleşen yedi döneminin sonuna yaklaştık. Birbirlerine katlanamayan Sirius Black ve Hailey Avery. Hala Lily Evans'ın peşinde koşmaya devam eden James Potter. James'a göre k...