46. Bölüm: Işık Bitkisi

762 74 41
                                    

Gözlerimi açtığımda başım çatlayacak gibiydi. Kafamı kaldırdım. Başımda iz çıkmış olmalıydı. Remus başı kitapta uyuyordu. Avery ise boş gözlerle bana bakıyordu.

"Saat kaç ?"

Avery cevap verdi.
"Yedi."

Kafamı kaldırmaya çalışarak sordum.
"Sabahladın mı ?"

Avery anlatmaya başladı. "Üçümüz de sabahlamak üzereydik ki sen bir saat önce uyuyakaldın. Ardından ben. Sonra Remus'ta uyumuş sanırım. Ama ben üşüdüğüm için uyandım." Kafamı masaya geri koydum.

"Ben biraz daha uyuyayım."

Avery sesini yükseltti.
"Uyuma! Derse az kaldı. Sonra uyanamazsın."

Yattığım yerden umursamazca cevap verdim. "Derse girmem."

Avery de cevap verdi.
"Sen bilirsin." Ardından beni dürttü.

"Black. Uyan!"

"5 dakika daha." Avery beni uyandırmaya çalışmaya son verip masadan kalkıp gitti.

*********

"Oğlum uyan lan!" James başımda bağırıyordu. Başımı kaldırırdım. Remus ta uyanmış esneyip duruyordu. Peter da ona su uzatıyordu.

"Offfff uyandım işte. Bi tepeme binip dans etmediğin kaldı."

Ardından üstümüzü değiştirip derse girdik. Birazcık geç kalmıştık. Yarım saat kadar falan. SYB'di. Çok sıkıcı geçmişti doğrusu. Dersten çıkınca ortak salona gittim. Tam uykuya dalmak üzereydim ki Marlene neşeyle yanıma geldi. İyice yanıma sokuldu. Ve sordu.

"Cumartesi Hogsmeade'ye gidiyoruz değil mi ?" Başımı salladım. Ve masada duran kahvemi içmeye devam ettim.

"Remus çalışalım diye tutturmazsa evet."

Marlene aklına gelen şeyle birlikte konuştu. "Dün seni ortak salonda hiç göremedim." Dün gece şerit şerit gözümün önünden geçti.

"Kütüphanede sabahladık." Marlene önce göz devirdi. Aklına Avery gelmiş olmalıydı. Ardından masada duran sarı bir bitkiye baktı.

"Lily biraz bilgi buldu. Ama Mary ve Kate için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Peter üstüne çay dökerek bitkiyi soldurmuş."

Gülmeye başladım. Ah Peter.

Gülmeye devam ederken sordum."Nasıl yaptı bunu ?"

"Öyle olacağına inanıp. Bir yerde okumuş. Ama yanlış bir yerde. Mary delirdi. Dün gece tam bir curcuna vardı. Görmeliydin."

Demek ki o yüzden Peter üzgün. Odadan çıkmıyor.

Artık Marlene'de benimle birlikte gülüyordu ve aklına gelenle gözlerini devirerek sordu. "Sizin nasıldı ?"

Cevap verdim. "Biz de az bir şey öğrenebildik."

"Avery' nin seni delirttiğine eminim." Evet delirtmişti. Ama ben de onu. Yani karşılıklı. Aynı takımdaydız sonuçta. Onu görmek zorundayım. Gözlerimi kısıp yavaşça Marlene' ye yaklaştım.

"Evet ama beni en çok sen deli ediyorsun. Bugün çok güzelsin."

Tam Marlene'yi öpecektim ki James söylenerek yanımıza geldi ve kendini karşımdaki koltuğa attı. Marlene geri çekilmişti. Sinirle ona döndüm.

"Lily bitkiyle konuşmaya devam ediyor. En sonunda onun gibi ben de deliricem."

Hala sinirle ona bakıyordum. Ardından dediği şeye güldüm. "Olsun çatalak. Üzülme. Geçer."

Lyraus ||The Marauders (Sirius Black)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin