Yasak ormandaydım. Dolunay sonrası olmalıydı. Remus'u sakinleştirmiştik. Ay artık yüzünü göstermiyordu. Nasıl olduğunu anlamadığım bir biçimde ölüm yiyenler buradaydı. James, Remus ve Peter ile birlikte bir ağacın arkasından onları izliyorduk. Bellatrix ve Rodolphus'ta oradaydı. Önce önündeki tanımadığım insanlara işkence ettiler. Bellatrix yine manyakça kahkaha atıyordu.
Hailey Avery, Regulus, Narcissa, Collins te oradaydı. Onlar sadece bakıyordu. Diğerlerine göre daha masum gibilerdi. Avery, korkmadan ama iğrenerek izliyordu. Yerdekilerin acı çektiği belliydi. Ardından nasıl olduğunu anlamadığım bir biçimde beni gördü ve göz göze geldik. Hemen arkamı döndüm. Geri döndüğümde yine gözleri bendeydi. "Git" der gibi bakıyordu.
Ama hiçbirimiz oradan ayrılamadık. Dönüşemedik te. Sanki bağlanmış gibiydik. Anlayamadığım bir patlama oldu ve ağaç yıkıldı. Bizi fark ettiler. Savaşmaya başladık. Etrafta büyüler patlıyordu. Lanetlemeye çalıştıkları diğer insanları da kurtardık. Kaçmayı başardılar. Ama onlar çok fazlaydı, bizse az. Bir şekilde James ve Remus arkalarından lanet yedi. O an 'Avada kedavra' olduğunu anladım. Görüntüler değişti. Onların başında acıyla bağırıyordum.
Uyandığım gibi dışarı fırladım. Çok çok çok kötü bir kabus görmüştüm. Kabus olduğunu anlayamadım bile. Ter içindeydim. Kendimi kuleden hızlıca attım. Dışarı çıktığımda yasak ormana kadar koştum. Oraya varınca animagus formuma döndüm ve ormanın derinliklerine koşmaya başladım. Beynimden düşünceleri atmak istiyormuş gibi dakikalarca koştum. En sonunda bir ağacın kenarına vardım. Ve dönüştüm. Daha fazla ter içinde kalmıştım. Yere çöktüm. Ve kafamı kollarımın arasına aldım. Saçlarımı çekiştirmeye başladım. Beni pazar sabahı, daha şafak yeni sökerken uyandıran kabusu düşündüm. Yeniden ....
Aradan ne kadar olduğunu fark etmediğim bir süre geçtikten sonra kafamı kaldırdım ve etrafa baktım. Hava aydınlanmaya başlıyordu.
Sakinleşmiştim. Bu rüyanın anlamı neydi ? Karanlık giderek yükseliyor olmalıydı. Hem de hızla.
Aklıma gelenle aynamı çıkardım ve James' ın uyuyan gözlerini gördüm. Rahatlamıştım. Remus ta iyi olmalıydı.
*********
Odaya vardığımda Remus büyük bir endişeyle yanıma geldi.
"Sabahın köründe yasak ormanda ne işin vardı ? Meraktan öldük."
Haritadan bakmış olmalılardı. Kendimi yatağa bıraktım. Diğerleri de yanıma gelince gördüğüm kabusu ayrıntılarıyla aktardım.
James kollarını kaldırıp kendini göstererek "Sakin ol pati, bak avada kedavra falan yemedim gayet iyiyim. Kabus işte geldi, geçti." deyip tebessüm etti.
Göz devirdim. Remus biraz düşünüp umutsuz bir ifadeyle bize baktı.
"Korkarım ki bu tam olarak 'sadece bir kabus' olmayabilir. Bana olması gayet mümkün bir şey gibi geldi."
Hepimiz ona anlamayan gözlerle baktı. Peter korku içinde sordu.
"Yani gerçek mi bu ? Gelecek falan mı ?"
Böyle olamaz. Ben kehanetçi miyim ya ? Gerçi böyle olsa bile Treawley'den fazla bilirim ama neyse.
Remus ayağa kalktı ve açıklamaya başladı. "Hayır kılkuyruk. Patinin kehanet görebildiğini sanmıyorum.
Yani gerçeklik payı var. Şöyleki bazı rüyaların gerçeklik oranı %70 üstünde olabilir. Nadir görülür ama bu kişiyi fazlaca etkilediyse görmesi normaldir. Bunu da Siri'nin görmesi gayet mümkün çünkü ailesinde -ya da çevresinde- çoğu kişi ölümyiyen veya olmaya aday. Bu rüya da eğer engellenemezse gerçek olabilecek şeylerden biri. Büyücü toplumu kaç yıldır büyük bir tehlikede. Ve elimiz kolumuz bağlı oturabiliyoruz sadece."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lyraus ||The Marauders (Sirius Black)
FanfictionKaranlığın hakim olduğu yıllarda, Hogwarts'ın çapulcular sayesinde daha da güzelleşen yedi döneminin sonuna yaklaştık. Birbirlerine katlanamayan Sirius Black ve Hailey Avery. Hala Lily Evans'ın peşinde koşmaya devam eden James Potter. James'a göre k...