Bölüm 7

63.7K 3.7K 780
                                    

Belimin ve boynumun ağrısı tüm bedenimi sararken, Kerem'in eline dolanmış parmaklarımı yavaşça gevşettim. Başım koluna düştüğü için, saçlarım kolunda izler bırakmıştı. Kaç saattir burada böyle yatıyordum?

"Günaydın Doktor Hanım." dedi bir hemşire.

"Günaydın, saat kaç?" dedim gözlerimi ovalayarak.

"Bir."

"Ben nasıl uyumuşum böyle? Neden uyandırmadınız?"

"Sakin olun Masal Hanım. Hiçbir şey olmadı merak etmeyin, Kerem Bey gayet iyi. Sizi uyandırmamızı o istemedi." dediğinde tamamen ayılmıştım.

"Kerem uyandı mı?" dedim heyecanla.

"Evet, iki saat önce uyandı, sizi uyandıracaktım ama bunu yapmamamız için ısrar edince-"

"Bilirsiniz, emir vermeyi iyi bilirim." dedi her şeyini özlediğim o adam..

Onun sesini duyduğumda, bu dünyada ait olduğum yere kavuştuğumu hissetmiştim. Sanki bir anda hayatımdaki tüm sorunlar çözülmüştü. Belirsiz kalan ne varsa yerli yerine oturmuştu. Her şey yoluna girmişti ve bana sadece huzurda yüzmek kalmıştı.. Sadece sesiyle bile yıllardır dönmeyi dilediğim evime kavuşturmuştu beni..

Gözümden akan bir damla yaşı silmek için elini uzattığında, yanağıma değen parmağının sıcaklığını yüreğimde hissettim. Tebessüm etmeye çalışırken, yanağında oluşan çukuruna hasretle baktım. Onu özlemiştim.. Onu sandığımdan çok daha fazla özlemiştim..

"Ben, gidip Bahri'ye iyi olduğunuzu söylemeliyim." dedim ayaklanarak.

"Onlar iyi mi?" dedi ciddiyetle.

"Hepsi sizi sorup duruyor." dedim gülümseyerek.

"İzin verin gelsinler."

"Gelemezler, yani burası yoğun bakım. Hepsini içeriye almamız mümkün değil."

"Öyleyse beni onların yanına götürün."

"Kerem Bey, siz ameliyattan çıkalı bir gün bile olmadı."

"Bu ilk ameliyatım değil Doktor Hanım. Ben iyiyim."

"Yaranız derin."

"Çok daha derin yaralarım olduğundan emin olabilirsiniz." dediğinde güçlüce yutkunup onu başımla onayladım.

"Peki, doktorunuzla konuşup sizi odaya alalım. Arkadaşlarınızı da tek tek olmak kaydıyla görebilirsiniz." dedim ve istemesem de, yanından ayrılıp hemşirelerin yanına gittim. Hepsi kıkırdayarak bana bakıyordu. Benimse tek düşündüğüm, Bahri'ye, komutanının iyi olduğunu söylemekti.

Hemşirelere Levent Bey'le konuşmalarını söyledikten sonra kapıya yönelip son bir kez gerçekten iyi olduğunu görmek istedim.

Tedavileri uygulayan hemşirenin yanında durup göz ucuyla ona baktığımda gülümsediğini gördüm. Bir anda dönen başımı durdurmak istercesine serum askısına sıkıca tutundum ister istemez. Hemşire, kolumu kavrayıp bana destek olurken Kerem'in, dudaklarından adım döküldü.

"İyi misiniz Doktor Hanım? Kızlar bir sandalye getirin." dedi bir hemşire. Birkaç saniye içinde hepsi başıma toplanmıştı. Biri tansiyonumu ölçerken diğeri bana su vermeye çalışıyordu.

"Yine kahvaltı etmemiştir." dedi Kerem eğlenir gibi. Onun sesi kulaklarımda yankılanıp gülmeme sebep olurken kızlar manidar bir şekilde aralarında fısıldaşıyorlardı.

Kendimi biraz daha iyi hissettiğimde ayağa kalkıp teşekkür ederek yoğun bakımdan ayrıldım. Acile indiğimde Bahri'yi ayaklanmış görmeyi beklemiyordum açıkçası..

DOĞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin