"Ne yapıyorsunuz?" dedim kolumu ondan kurtararak.
"Uçağınızı kaçırdığınızı duydum. İzin verin gideceğiniz yere kadar götüreyim sizi." dedi adam. Sanki otobüs kaçırmışım gibi bir teklif sununca kahkahama engel olamamıştım. Tamam. Tam teşhis. Bu adam kesinlikle deliydi.
"Anlamadım?"
"Şahsıma ait bir uçağım var, kabul ederseniz gideceğiniz yere kadar götürelim sizi?" dedi ısrarla. Kaşlarım önce şaşkınlıkla havalandı ve tabi ki ardından çatıldı.
"Bir uçağınız varsa otobüsle, üstelik ayakta yolculuk etmenizdeki sebep nedir?" dedim gözlerimi şüpheyle kısarak.
"Tercih desem?"
"Yemezler desem?" dedim kollarımı göğsümde kavuşturup.
"İnsanların içine karışmayı seviyorum." diye şansını denedi bir kez daha.
"İnanmadım." dedim ciddiyetle. Adam 'hay aksi' dercesine kafasını anlık olarak sağa çevirip yine bana döndü.
"Hep böyle inatçı mısınız?"
"Tanımadığım birine inanıp bilinmeze yürümeyecek kadar aklı başında bir insanım diyelim. Nereden bileyim bir seri katil ya da bir sapık olmadığınızı?"
"Ne yani sizce bende seri katil ya da sapık tipi mi var?"
"Ne yazık ki onların bir tipi yok. Keşke olsa da seçebilsek."
"Sizin gözünüzde herkes sabıkalı sanırım."
"Her gün gazetelerin üçüncü sayfasında hemcinsleriniz tarafından katledilen hemcinslerim yazılırken, ne idüğü belirsiz bir adama, sırf uçağı var diye körü körüne inanıp peşinden mi gideyim?" dedim sinirle.
"Haklısınız.. Çok haklısınız.. Ama beni tanımıyor oluşunuza şaşırdım." dedi ısrarla.
Bir adama bir de önümdeki valize baktım. Sonra telefonumu çıkarıp adamın bir fotoğrafını çektim ve Ali'ye attım. Kimliğini istediğimdeyse anlam veremeyerek bir süre yüzüme baktıktan sonra çıkarıp uzattı. Kimliğinin de arkalı önlü fotoğrafını çektikten sonra Ali'ye yolladım. Tedbir şarttı.
-Benden haber alamazsan bu bilgileri polise ilet.
Mesajım üzerine arayan Ali'ye bir dolu açıklama yaptıktan sonra adamın kim olduğunun farkında olup olmadığımı sordu. Gönderdiğim fotoğrafa yeniden bakıp kimliğini inceledim.
Yiğit Demircioğlu, hesaplarıma göre 29 yaşında. Baba adı Adem. Bir dakika ne? Demircioğlu mu? Ben bu soyadı nereden biliyorum?
"Ah, galiba tanındım!" dedi adam keyifle. Çattığım kaşlarımla bakışlarımı ona çevirirken bu halimden memnun görünüyordu. Kimdi bu adam, pop star falan mı?
"Bu zamana kadar tanımamış olmanıza şaşırdığımı söylemiştim." dediğinde kahkahama engel olamadım. Bu egoyla dünyaya nasıl sığıyordu, aklım almıyordu?
"Affedin ağam." dedim alayla. Tamam, tanınmış biri olduğu aşikârdı. Soyadını da sanki bir yerlerde görmüştüm ya da duymuştum ama nerde?
"Üzgünüm ama sizi tanımıyorum." dediğimde zafer sarhoşluğundan yeni ayılmış gibi bir an yüzü düştü ama sonra bozuntuya vermeyerek gülümsedi.
"Yiğit Demircioğlu." dedi tanınmaması mümkün değilmiş gibi.
"O kadarını kimliğinizde gördüm zaten." dedim bir parça gıcık bir tavırla.. Hak etmişti. Gerilen yüzünü saklamak istercesine elini yüzüne götürüp burun kemerini sıktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOĞU
Romance"Komik misin?" "Eksiğim." "Masal!" "Kerem?" "Oyun mu oynuyorsun sözlerimle?" "Tutamadıklarınla mı?" "Şunu keser misin?" "Neyi?" "Cümlelerimi ayrıştırıp laf sokmayı." "Üniforman üzerinde değil." "Yani?" "Yani emir komuta bende." ÖNEMLİ: Başlamadan ön...