Bölüm 28

33.4K 1.9K 226
                                    

Çalan kapıyla uyandığımız bir gün daha başlıyordu. Dördüncü gün olmasına rağmen çoktan alışmıştım bu rutine. Kapıyı açıp Erkan'ı selamladıktan sonra elindeki çiçeğe baktım. Bugün saksıda bir çiçek getirmişti. Bu iyiydi çünkü diğerlerinin solacak olması bir parça canımı sıkıyordu.

"Bunu sevdim." dedim gülümseyerek.

"Öyleyse artık böyle geleceğim."

"Yani olur tabi ama sen yine de çikolatayı ihmal etme."

Gülüşmelerimizden sonra kapıyı kapatıp notumu okumak için koşar adım odama çıktım. Çiçeği penceremin kenarına yerleştirdikten sonra yatağıma çıkıp bağdaş kurdum.

'Yarın seni ve anahtarlarımı almak için geleceğim..'

Gözlerimden sicim gibi akan yaşların tek sebebi mutluluktu şimdi. Gittiği günden beri, onu sonsuza kadar yitirdiğimi sandığım günü hatırlıyordum.. Oysa o gün kalbim beni uyarmaya çalışmıştı. İnanmamıştım ona. Bir kez açıp bakabilseydim, o tabutun içinde yatan yalanı görebilecektim belki de..

Kâğıdı katlayıp göğsüme sıkıca bastırdım. Neden hemen affediyordu yüreğim onu? Bana ait bir kalp, başkası için nasıl ve niçin atıyordu? Onu dinlemek ve anlamak istiyordum. Aramızdaki her şey açığa kavuşsun istiyordum artık..

"Gelebilir miyim?" dedi babam. Açıldığının farkına bile varmadığım kapıya bakmak için biraz eğildim.

"Gel baba." dedim gözyaşlarımı elimin tersiyle silerek. Babam gelip yanıma oturdu ve ellerimi kavradı.

"Seninle oturup konuşamadık uzun zamandır. Sinop'ta yaşadığımız tatsızlıktan sonra, her şey üst üste geldi."

"Hepsi geçmişte kaldı."

"Onlar geçmişte kaldı kalmasına da, senin yüreğin unuttu mu kızım? En zor zamanlarında yanında olamadım."

"Sen bu hayattaki en zor zamanımda yanımda olup bana yepyeni bir hayat sundun. Her baba kız arasında olur böyle şeyler. O an doğru olan; ailenin yanında kalmandı, sen de doğru olanı yaptın."

"Biz dördümüz-"

"Hayır baba, siz üçünüz.. Siz üçünüz bir ailesiniz. Bense hayatınızın belli bir kesitinde size katılmış bir yabancıyım."

"Amacım şimdiki karışıklığını paylaşmaktı ama bu yaralarının da kapanmadığını biliyordum Masal. Sırf barışmamız gölgelenmesin diye anneni affetmiş gibi davrandın. Sen onca acının arasında bile bizi düşünerek hareket ederken, biz en ihtiyaç duyduğun anda sana sırtımızı çevirdik. Ama sana yemin ederim ne annen ne ben ne de Arzu, seni sevmekten bir an olsun vazgeçmedik."

"Ben de sizleri sevmekten asla vazgeçmedim baba, geçmem de zaten. Sen şimdi boşver bütün bunları, bugüne dek görmezden geldik; bugünden sonra da görmezden gelmeye devam edebiliriz. Belki ağır yaralıyım ama korkma, ölmem." dedim omuz silkerek.

"Kızım-"

"Baba n'olursun.. Sadece sarıl kızına. Küçükken yaptığın gibi yatır dizine okşa saçlarımı. Hiçbir şey olmamış gibi, kalbim sevdiklerim tarafından paramparça edilmemiş gibi sev beni sadece. İhtiyacım olan tek şey bu, inan bana." dedim hüzünle.

Babam, yatakta biraz daha geri gidip dizini işaret ettiğinde başımı usulca yasladım dizlerine. Elleri saçlarımı, onunla tattığım baba şefkatiyle okşarken gözlerimi kapattım.

Her şeyden bihaber küçük Masal oluvermiştim şimdi.. Ailesiyle mutlu mesut yaşayan o küçük kız çocuğuna dönüşmek işte bu kadar kolaydı benim için.

DOĞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin