Bölüm 49

29.9K 1.7K 212
                                    

"Gelebilir miyiz?" dedi Kerem zaten açık olan kapıyı tıklayarak.

"Birlikte mi oynayacağız?" dedi Peri.

"Oynarız istersen ama önce annenle ikimiz seninle bir şey konuşmak istiyoruz." dedi Kerem. Peri üzülmüştü şimdi.. Ne olduğunu anlayamadan koşup Kerem'in boynuna sarıldı ve ağlama başladı.

"Baba söz veriyorum hiç yaramazlık yapmayacağım. N'olur bırakmayın beni." dedi hıçkırarak.

"Peri'm olur mu öyle şey? Ben hiç seni bırakır mıyım? Bunu da nereden çıkardın?" dedi Kerem saçlarını okşayıp, onun küçük yüzünü ellerinin arasına alarak.

"Beni anneme vermediler. Kuzey dedi ki çocuklar üzülmesin diye yavaş yavaş uzaklaştırıyorlarmış ailelerinden. O yüzden vermiyorlarmış beni."

"Birincisi; bizi birbirimizden kimse uzaklaştıramaz. İkincisi; Kuzey ismini şimdilik duymazdan geliyorum ama bu unutacağım anlamını taşımıyor. Üçüncüsü; sonuncusu ve en önemlisi; seni annene vermediler çünkü bundan sonra özlediğin taraf biz olmayacağız, yurdun olacak. Bu yüzden şimdilik onlarla biraz fazla vakit geçiriyorsun."

İnanamayan bakışlarla Kerem'e döndüm. Ufacık çocuk ne anlasındı bu cümlelerden Allah aşkına?

"Yani.. Kuzey doğru mu söylemiş yalan mı?" dedi Peri. Kafası epey karışmıştı anlaşılan.

"Kızım sen hâlâ Kuzey mi diyorsun? Kim o Kuzey?" dedi Kerem gerçek bir isyanla. Ufacık çocukları bile kıskanan bir kocam vardı..

"Kerem ne diyorsun Allah aşkına? Konumuz bu mu şimdi?"

"Kağan'ı bitse Mert'i başlıyor. Mert'i bitse Kuzey'i. Kime çekti diyeceğim ama örnek tam karşımda işte Ali'si, Yiğit'i, Beyazıt'ı hepsi boy boy!"

Bu adamı biz mi çıldırtmıştık yoksa başından beri böyle miydi acaba? Ayrıca Beyazıt Bey ne alakaydı ki şimdi?

"Sevgilim biraz sakin mi olsan?" dedim elimi omzuna koyup.

"Evet babacığım abartıyorsun sanki." dedi Peri ikimizi de şaşırtarak.

"Kuzey falan duymak istemiyorum artık Peri. Kendine bir an evvel kız arkadaşlar edin." dedi Kerem askerine emir verir gibi. İşin fenası Peri de son derece olağan karşıladı bu durumu.

"Emredersin babacığım." dedi ve sarıldı bir kez daha babasına.

"Aferin benim akıllı kızıma. En azından inatçılığı çekmemiş annesine." dediğinde tam laf söyleyecektim ki; Peri geri çekilip babasının yüzüne baktı uzun uzun.

"Baba, şimdi ben anlamadım. Sen biraz önce ne demek istedin?" dedi masumca. Yanlarına eğilip Peri'nin minik ellerine birer öpücük kondurdum.

"Peri'm, hani seninle Sinop'ta uyumadan önce bir şeyler konuşmuştuk, hatırlıyor musun?" dedim gülümseyerek.

"Birazlarını hatırlıyorum." dedi ve düşünür gibi yaptı. Bu hali beni yeniden gülümsetirken ona iyice yaklaştım.

"Sana hiç ayrılmayacağımızı söylemiştim. Hep beraber olacağımızı."

"Evet! Ben hep yatağımda uyuyacaktım ama sen bazenleri sizinle yatmamı istemiştin."

"İşte o zamanlar geldi.. Artık hiç ayrılmayacağımız zamanlar.."

"Yani ben.. Burada hep kere mi kalacağım? Bütün her günler mi?" dedi hevesle.

"Bütün her günler.." dedim onu onaylayarak.

"Beni hiç bırakmayacak mısınız?"

"Asla.. Seni asla bırakmayacağız.." dedim mutlulukla.

Bu cevabım onu birden durgunlaştırmıştı. Ne düşündüğünü merak etsem de hızla atan kalbinin sesi kulaklarımı doldururken heyecanlandığını anlamıştım.

DOĞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin