Bölüm 23

36.5K 2K 412
                                    

Uyanmıştım ve Kerem gitmişti.. Asılmış yüzümle eve getirilip yatağıma yatırıldım. Ali ve Yiğit tepemde dört dönüyordu. Günden güne toparlanıyordum.

Taburcu olduktan üç gün sonra Yiğit gitmek zorunda kaldı. O gittikten iki gün sonra da beni kaçıranların tutuklandığını öğrenip derin bir nefes aldım.

Ali'ye, hastanede duyduklarımı, Kerem'le yaşadıkları şeyin  saçma bir oyundan ibaret olduğunu anlattığımda bir süre daha yanımda kalmak istediğini söyledi. Bana kalırsa bu kararının sebebi biraz da Nesrin'den ayrılamıyor oluşuydu.

Kerem'in görevinin bu kadar uzayacağını hiç tahmin etmemiştik. Neredeyse bir ay olacaktı ve o hâlâ yoktu. Yüzünü görmek şöyle dursun, sesini dahi duyamamıştık. Aklıma uçuşan kötü düşünceleri bir türlü uzaklaştıramaz olmuştum artık.

Hastanede yaptığı o konuşma sürekli zihnimde yankılanıyor bana günleri zehir ediyordu.. Korkuyordum. Kelimenin tam anlamıyla, delicesine korkuyordum..

Ondan haber alamadığımız bir haftanın ardından, iki günde bir, Levent'le soluğu karargâhta almaya başlamıştık. Ama bizi her seferinde haber yok deyip geri gönderiyorlardı.

Bir gün yine soluğu karargâhta aldığımızda, içimde bir şeyler ters gidiyordu. Artık sesini duymalıydım.. Bir şekilde onun iyi olduğunu bilmeliydim..

Uzun bir koridordan geçip ilk kez farklı bir odaya alındığımızda, kalbime yabancı bir acı saplanmıştı. Levent halimi anlamış gibi omuzumu sıvazlayıp beni kendine çekti. 'Bir şey olmayacak' diye fısıldadı kulağıma. Derin bir nefes almaya çalıştım. İçime dolan bu berbat histen kurtulmak istiyordum.

İçeri giren adamı görünce ayaklanan Levent'e bakıp ben de ayağa kalktım. Bu adam, bizi geçiştiren askerlerden daha rütbeli biri olmalıydı. Yaptığımız ziyaretler sonucu artık neredeyse tüm komutanları tanır duruma gelmiştik ama bu adamı ilk kez görüyordum.

Adam, arkasındaki askere çıkması için emir verdikten sonra bize dönüp oturmamızı söyledi. Neden zaman bu kadar ağır işliyordu?

"Albayım, Kerem'den bir haber yok mu hâlâ? Bir aydır bir kez bile aramadı. Biliyorum gizlilik esas ama siz de biliyorsunuz, bizim birbirimizden başka kimsemiz yok. Kiminle görüştüysek tek kelime etmedi. En azından iyi olduğunu söyleseniz.." dedi Levent sakince. O konuşurken, adamın gözleri benim üzerimdeydi.

"Tanıştırmadım sizi.. Bu Masal, o da bizimle beraber büyüdü." dedi Levent. Adamın kaşları şaşkınlıkla havaya kalkarken Kerem'le karşılaştığımız polisler gibi hayalet görmüşçesine yüzüme bakıyordu.

"Demek efsane doğruymuş. Biz de senin adın gibi bir masal olduğunu sanıyorduk." dedi buruk bir gülüşle.

Anlaşılan Kerem herkese bahsetmişti benden.. Bu duruma daha sonra sevinecektim elbette ama şu an her şeyden önemli, bambaşka bir konumuz vardı.

"O iyi mi?" dedim endişeli sesimle.

"Takdir edersiniz ki sizinle operasyon bilgisi paylaşmam imkânsız. Sizi endişelendirmek istemem ama Doğu Timi'yle iletişimimiz bir hafta önce kesildi. Şu an hayalet tim olarak görüyoruz onları."

"Ne demek bu? Kayıp olduklarını mı söylüyorsunuz? Onları aramayacak mısınız?"

"Biz hiçbir Mehmetçiği ardımızda bırakmayız Masal Hanım." dedi adam azarlarcasına.

Hızlanan kalbimi durduramıyordum. Kerem'e bir şey olmuştu. Bir şey olmuştu çünkü bunu hissediyordum. En derinimde, içimde bir yerlerde bir şeyler ters gidiyordu.

DOĞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin