Kerem sessizliğe gömülüp uzun uzun Peri'yi izledi. Sanki ona söylediğim hiçbir şeyi duymuyordu.. Bir saatin sonunda toparlanıp arabaya bindik. Peri'nin neşe dolu sorularına bile cevap vermiyordu. Miniğim de babasına küsmüş ve uyuyakalmıştı.
Eve geldiğimizde Kerem onu kucaklayıp yatağına yatırdı. Sonra başucunda bekleyip saçlarını okşadı sakince. Bu hali hoşuma gitmiyordu. Hata yapmıştım. Şimdi kafasını kurcalayan hiçbir sorunun cevabı bende yoktu.
Yanına gidip elinden tutarak onu kaldırdım ve salona çektim. Bir ruh gibi koltuğa düşen bedeni canımı yakmıştı. Neler düşünüyordu, dahası, neler hissediyordu?
"Kim?" dedi saatler süren sessizliğin ardından.
"Kerem.."
"Doktorlarımdan biri mi? Yoksa hemşirelerden mi?" diye sorarken, cevabı bildiğinden adım kadar emindim. Yasemin Hanım'ın bunca zamandır kendini ele vermemesi bile bir mucizeydi. Eminim Kerem'in şüphelenmesine sebep olacak bir sürü şey yapmıştı.. Belki de Kerem bile isteye görmemeyi seçmişti.. Ama söylediğim şeyden sonra, istemese de parçaları birleştirmeye başlamış olmalıydı.
"Farah.." dedi sadece.
"Seni çok seviyor.." dedim güçlükle yutkunarak.
"Nasıl anlamam?" dedi kollarını dizlerine yaslayıp başını elleri arasına alırken.
"Nereden bilebilirdin ki Kerem? Kimin aklına gelirdi?"
"Yok saydım.. Asla onu bulmak gibi bir çabam olmamıştı ki.. Ama o hastaneyle anlaşmamız, Yasemin Hanım'ın bana karşı gösterdiği iyi niyet.. Farah'la ilk karşılaşmamızdaki bakışı.. Bana abi dediğinde garipsemedim bile! Çıldıracağım bunca zaman nasıl? Neden?"
"Eminim iyi bir nedeni vardır." dedim ayağa kalkarak. O kadını ne savunacak ne de Kerem'e karşı kötüleyecek değildim. Mutfağa geçip ikimiz için birer kahve yapmaya başladığımda o da yanıma geldi.
"Siz nasıl anladınız?" diye sordu tuhaf bir tınıyla.
Derin bir iç çekerek arkamı dönüp tezgâha yaslandım. Şimdi tüm olan biteni anlatsam, o kadına karşı gardını asla indirmezdi, biliyordum.
"Farah beni gizlice içeriye aldığı gece konuşurlarken duydum."
"Bu yüzden ayrıldık o hastaneden."
"Evet.. Biraz toparlanman gerektiği için bir süre bekledikten sonra çıkarttık seni. Aslına bakarsan bu Levent'in fikriydi. Yasemin Hanım'ın annen olduğunu öğrenir öğrenmez hastaneden çıkmamızı o istedi."
"En doğrusunu yapmış. Beni tanır." dedi Kerem. Sözleri bir kurşun gibi saplanmıştı yüreğime.
Haklıydı. Benim dışımda herkes tanırdı onu. Bunu bilerek söylemediğini biliyordum ama yine de canımın acımasına engel olamıyordum..
Hani bazı anlar olur.. Üzülürsünüz ve gerçekten ama gerçekten kalbinizin kırıldığını hissedersiniz. İnce bir sızı, sol tarafınızdan, tam kalbinizin merkezinden yayılır bedeninize? İşte şimdi tam da bunu yaşamıştım. Daha dün Ceren sayesinde yüzüme vurulmuştu oysa bu.. Alışmış olmam gerekmez miydi?
Hemen arkamı dönüp tezgâha yöneldim. Zaten adamın derdi başından aşkındı. Bir de benim gereksiz alınganlığımla uğraşsın istemiyordum.. Görse 'sulama şu çimenleri' derdi bana..
Kahveleri yapmaya çalışan ellerimi, arkamdan dolanan kollar zapt etmişti. Çenesini sol omzuma yaslayıp kulağımın altına bir öpücük bıraktı.
"Özür dilerim.." dedi fısıldar gibi. Nefesi beni huylandırmıştı ama kıpırdamadım. Kolları omuzlarıma dolanınca gözlerimden düşen damlalar kollarını ıslattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOĞU
Romance"Komik misin?" "Eksiğim." "Masal!" "Kerem?" "Oyun mu oynuyorsun sözlerimle?" "Tutamadıklarınla mı?" "Şunu keser misin?" "Neyi?" "Cümlelerimi ayrıştırıp laf sokmayı." "Üniforman üzerinde değil." "Yani?" "Yani emir komuta bende." ÖNEMLİ: Başlamadan ön...