Diyar eve düşünceli düşünceli girmişti. Aliyi düşünüyordu. aklına çok takılıyordu ali. içeri girdiğinde kardeşlerine baktı.-hoş geldin ablaların ablasıı.
Diyar tek kaşını yine kaldırdı. hangi dağda kurt ölmüştü.
-hoşbulduk ablacımm?
-Gel otur. mira çay koysun sana.
Mira gülümsemiş çay koymaya gitmişti.
-Tanıştırayım abla. ilker. komşumuz.
Diyar elini uzatmıştı.-hoş geldin canım.
Diyar elindekileri masanın üzerine bıraktı. mira çayını getirdiğinde şaşkınca baktı.
-Ölecek miyim?
-Hey yarabbim ya. iyi misin sen abla?
-Sen söyle canım, bir şey mi olacak bana?
Mira bana çay kattı ha? birde sürpriz varmış?Diyar ilkere sormuştu.
-Seni çok seviyorlar. ben çok şaşırdım diyar abla.
-Onlar anca birbirlerini sever ilkercim.Diyar artık öyle bir olmuştu, önüne gelene bunu kusmak istiyordu. miransa çok üzülüyordu. miran ablasının yanına gidip saçından kokuku kokulu öptü.
-Yapma şöyle ablacım.
-Hadi hadi neymiş sürprizim?
-Ben kalkayım. sonra görüşürüz.
-Valla sağol bilader yoruldun.İlker kapıya yöneldiğinde mira geçirmeye çıkmıştı.
-Ne yaptınız ablanıza bu kadar?
-Kendi kuruntuları.İlker mirayla konuşurken anlam veremiyordu mira'ya.
-Haksızlık ediyorsun.
-Sen neden karşıyorsun ilhan?
ilker çıldıracaktı.
-ilker.!Son sözünü söyleyip gittiğinde içeriye girdi mira. bugünün sarhoşluğunu yaşayamamıştı daha ablası yüzünden. seçkin bugün mirayı öpmüştü. yukarıdan inen doruk diyara sarılmış hoşgeldin demişti.
-nerdesin sen? geciktin?
-Allah Allah. sizden beklenmedik hareketler bular?
-Abla artık gerçekten uzatıyorsun.
-Bugün doğum günüm değil biliyorsunuz değil mi ne bu ilgi?
-Miran'ın sana sürprizi var diyar.
-Neymiş merak ediyorum.
Miran memnun bir gülümsemeyle ablasının elinden tutmuş, yukarıya çıkartmıştı.odanın önüne geldiklerinde miran kapıyı açmış ve sevinçli bir ifadeyle konuşmuştu ablasına,
-Artık bu oda senin.
Diyar gözlerini kocaman açmıştı. Miran odalarını değiştirmişti. biricik kardeşi kırmamıştı ablasını. diyar ellerini çırpıp içeriye girmişti.
-Miran?
-Nasıl olmuş? Diğer odan nasılsa öyle yerleştirmeye çalıştık ama şekli tam aynı değil odaların biliyorsun.Diyar hayran hayran odaya bakıyordu. aliyle dip debelerdi. pencere kenerında konuşabileceklerdi. bunu yapabileceklerdi. büyük bir gülümseme vardı diyarda.
-Canım kardeşim.
Kocaman sarıldı miran'a diyar.
-Ya çok teşekkür ederim çok.
Kardeşine defalarca sarıldı diyar. miran ablasını mutlu etmenin sevincin yaşarken mira şüpheyle bakıyordu. doruk da sarıldı diyara. buraya geleli kendini kötü hissettiğini biliyordu. çok yalnız kalmıştı. isteğinin yerine gelmesi doruk'uda memnun etmişti.
-Canım kardeşim ya. çok çok teşekkür ederim.
-Senin bu kadar sevineceğini bilseydim abla.Mira gülümsedi ve içeriye odasına geçti. bugünün sarhoşluğunu hala yaşayamamıştı. dorukda çıktı odadan. samet ve büşrayla uğraşıyordu. birde hala bulamadığı işiyle. geçen hafta denk gelen iş olsaydı şuan doruk konser organizsyonu yapıyor olacaktı. rekreasyon okurken daha iyi bi gelecek planlıyordu. ama hayat işte tam olarak bunu yapıyordu. miran ve diyar odada kaldığındaa miran ablasına üzgün bakıyordu diyarsa yatağına oturmuş etrafı izliyordu.
-Çok sağol miraan.
-Önemli değil abla. beni affettin mi?
Diyar kardeşine baktı. bir gülümseme sundu onu kalbinin en içlerinden.
-Gel buraya.Miran gülmüştü. ablası onu affetmişti. miran ablasının dizlerine yattı pencere tarafındaydı yatak sırtlarını dayadılar. diyar kardeşinin saçlarını okşarken miran ablasının elini tuttu.
-bana anlatmak istediğin bir şey varmı abla?
-ne gibi ablacım.
-bilmediğim birşey var mı yani?
-bilmem belki.
Yalan söylemek istememişti.
-Ama ben herşeyimi anlatıyorum sana.
-Benim anlatacak pek bir şeyim yok miran.
-Peki nasılsın? anne babam öldükten sonra.Güldü diyar. bundan sonrası kardeşiyle ikisinin uzun saatli dertleşmesiyle geçmişi.
Hayat onlara acılarını yaşamak için bile fırsat vermemişti. bazen hayat öyle şeyler çıkarır ki karşımıza, alabora olmanın ne demek olduğunu anlatır. altıyla üstü yer değiştirir de hayatın öylece izlemek kalır insana. hayatın iki uç noktaları birleşiverir..
yaşarken ölmüşsündür, kötüyken iyi olmuşsundur, çocukken olgun olmuşsundur, zenginken fakir, fakirken zengin, hastayken iyi, iyiyken hasta olmuşsundur.ve bunlar olurken sadece izleyebilmişsin, ayak uydurmaya çalışmışsındır. öyle büyük bir mutluluk yaşatırda hayat, ertesi gün ağlamaktan sesin kısılır. neyin garantisi var? zenginliğin? paranın? sefaletin? mutluluğun? güzelliğin? huzurun? koca bir hiç..Hiçbir şeyi garantilemez hayat..
Diyerek noktalıyorum💎 unutmayalım hiç bir şeyi garantilemez hayat..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arslan Bey'in Çocukları 'FEDA' 19/2020
General Fiction'Ben size hayatımı Feda etmeye razıyım '