28.Bölüm(Güzellikle veya Zorla)

210 29 22
                                    

Aile babaanneleri geldiğinden beri başlarında bir büyük olmasının güzel yanlarını yaşıyorlar, içten içe anne baban şevkatini görmek istiyorlardı. zaten hiçbir halukarda babaannelerini bırakmazlardı. amcaları o zenginliğin içinde babaannesini berteraf edebilmişti ama arslan beyin çocukları bunu yapmazlardı.
Zaten doruk çalışıyordu ve en azından mira ve miran okula başlayana kadar rahattı. sonrası için daha çok çalışacaktı.
İç rahatlatan bir şey daha vardı, mira ve miran'ın üzerine olan evin kiralarıyla üniversiteyle ilgili büyük bir kısım harcamalar giderilirdi. o şimdilik birikiyordu.

Doruk kocaman olmuş gencecik yaşında baba olmuştu. aile kurucusu aile direği olmuştu. elbetteki kardeşlerinin destekleriyle.

Mira ise o gün uzuun uzun korayla dertleştikten sonra birbirleriyle çok iyi anlaşmış adeta dert duvarları olmuşlardı. açık açık her dertlerini birbirine anlatır olmuşlardı ve Mira, her sıkıntısına çareyi korayla bulmuştu. yolda tesadüfen karşılaştığı dar pantolonlu çocuk içine kor olup düşmüştü. her haliyle onu merak eder olmuş, herseferinde ona gider olmuştu. en ufak derdini korayla söndürüp en güzel eğlencelere korayla katılır olmuştu.

Mira koraya aşık değilsede alışık olmuştu.

Artık koraya bağımlı olup kalmış, ondan akıl almadan hiç bir şey yapmaz, onsuz haftasını geçirmez olmuştu.
ve korayın aklıyla şimdi, korayın üniversitesinde özel yetenek sınavına girmişti. hemde korayla gelmiş ailesine bir şey söylememişti. koray konservatuar okuması mirayıda heveslendirmiş,

''madem özel yeteneğim var kullanacağım supermen''
sloganıyla hayata yeniden tutunmuştu.
Mira Alpay bir devlet üniversitesinin özel yetenek sınavlarına özel biriyle, korayla girmişti. korayın bölümü müzikti, mira'nın ise korayı tanıdığından beri hergece korayın siyahlığını karakaleme döken yeteneğiydi..
Resim!

Koray mutlu çıkan kızı, bir kafeye götürmüş karnını doyuruyordu.

-olacak koray inanıyorum.
-ben daha çok inanıyorum. ve dün bana fotoğrafını gönderdiğin resmi senden almadan bu üniversiteye girişini yasaklayacağım!

Mira dün gece korayı çizmişti, her gece olduğu gibi..

-nasıl yapacaksın onu? babanın üniversitesi mi?

Koray artık miranın patavatsızlıklarına alışmıştı. heleki, 'beni evlatlık alan aileme rest çektim çıktım geldim, yanıma aldığım tek şey gitarımdı' lafına cevaben, 'manyak mısın sen? biraz para alsaydın hem yeni gitar alırdın hem de geçinirdin' lafından sonra.

Ve anlamıştı paranın mira için değerini.

-karşındaki koray, bu üniversitenin müdavinlerindendir mira, öyle hafife alma.

Mira gülümsedi.
-seni asla hafife almam.

Bileğindeki bileklikle oynadı mira. korayın ona hediye ettiği bilekliğiyle.geniş ve bez bileklik mira için önemliydi. korayda da mira'da da vardı.

Koray mira'nın çantasının yanındaki dosyasını aldı.

-yaa, koray, ver onu bana sana dünki resmi vermeyeceğim uğraşma!

Mira'nın çizimlerine bakmaktı amacı korayın. miranın ellerini itti.

-yalnızca bakacağım mira.

Kabaca onu sandalyesine geri itmişti.

-bu da benim, Allah kahretsin aklında bu kadar yer mi edindim mira?

Koray kusursuz resime baktığında miranın emeğini bilinç altını sevgisini görüyordu. bir diğer resme geçti koray.

-bir dakika, bu bizim bileklerimiz mi?

Arslan Bey'in Çocukları 'FEDA' 19/2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin