66.Bölüm(Diyarbakır'a Bergüzar )

124 13 0
                                    

-Çocuğumun güzel annesi..

Doruk içi eriye eriye sesleniyordu karısına. biricik ise kapatamadığı ağzına baktı gülmekten yüz kasları acımıştı. evet ikiliyi böyle gülümseten böyle sarhoş eden buydu. minik bir beden.. güzel bir can..

-Doruk. hadi hayatım hiç duymamış gibi yapalım yoksa haykırasım var benimde. abimin düğününe katılalım şu günü atlatalım sonra tadına varalım. hadi..

Biricik lafını bitirip kocasını öpmüş ve arabadan inmişti. Dorukda aptal bir sırıtma vardı ki yüzünü düzeltemiyordu. bugün ne oluyor bilmiyordu tek ilgilendiği güzel karısının karnındaki canıydı. parçasıydı. tek yaptığı yüzündeki tuhaf ifade ile karısına hayran hayran bakmaktı.

Düğün alayına karışan ikili üzerine düşeni yapmaya başlarken doruk karısına kilitli bir haldeydi. az ilerlediğinden evlerinin ilersindeki arabayı gördü. Mira mı gelmişti. gözleri kardeşini aradı. o gücü kendinde ararken gözleriyle de kardeşini aradı. Doruk evlerinin önünde kardeşlerini görünce zaten yüzündeki gülümsemenin önüne geçememişken birde mira'nın yüzü tebessüm olmuştu yüzüne.

Mira ve miran yanyanaydı. demet kardeşlerinin başında ve hüzünlüyken kucağındaki Alpay'ın uyumuş bedenini tutuyordu. mira'nın kucağında prensesleri yerini almıştı. beliz Teyzesinin kucağında yerini bulmuştu. Demir de yanlarındaydı.
Mira kucağındaki beliz'in başına öpücüğünü bırakırken kendisine bakan abisini gördü. Dorukdan çekiniyordu. en büyük hatayı ona yapmış olma hissi Mira'yı çok üzüyordu. aslında farketse en büyük hatayı Mira kendisine yapmıştı.

-Ya teyzecim neden bu kadar tüylü bir şey giydin ki ağzıma girip duruyor.

Gülümsedi Mira. belizi kucağından indirip ayağı kalkı. abisine sarılacak gücü kendinde bulabilirse koşup sarılmak hasret gidermek istiyordu.
Diyar belizi yanına aldı. Mira'nın Doruk'a gideceğini biliyordu.

İki kardeş yıllar sonra birbirlerine sarılırken hüzün yalnızca mira için vardı. Doruk bugün için hüzünlenemiyordu. çocuğunun varlığı onu gerçekten şarhoş etmişti. tuhaf sırıtmasını yüzünden alamıyordu. Diyar kardeşlerini bırakıp Ahu'nun yanına gitmişti.

-Diyar hani evden gelirken getirdiğim bir sırt çantası vardı. onu bizim eve koydular herhalde.
-Hıı?

Diyar ne istediğini anlayamamıştı.

-onda bir fotoğraf makinası olacaktı o çok güzel çekiyor getirebilir misin onu?
-Tatlım sizin ev kilitlidir , fisun teyze de yok görünürlerde beraber gidelim istersen?

Ahu hak verdi. aslında o da çıksa üstünü başını toparlasa iyi olacaktı. ikili kalktıkları yerden diyarla beraber yan eve çıkmışlardı fisün hanımdan anahtarı aldıktan hemen sonra. Ahu üstünü başını düzeltmiş diyarın yardımıyla kolay hareket etmişti. gelinliği çok da rahat sayılmazdı. ikili aşağıya inerlerken Dolunayın gözleri sağa sola bakar haldeydi.

-bu makinayla çeker misin Diyar az sonra.
-Olur canım.

Diyar elindeki makinayı ve ahu'yu tutup yardımcı olurken Ahu gülümsedi. bu mahallede yaşamanın tek avutucu yanı bu güzel insanlarla olacak olmaktı. Biran'ın her eşyasını özenerek kendi zevkine göre yıllar içinde alarak döşediği bu evde kalma fikri çok da kabul edilebilir olmamıştı Ahu için. Dahası Hanzade hanım için.

Diyar biran ve Dolunay'ı istediği makinayla çekip Alin yanına gittiğinde kocasına gülümsedi.

-Ne zaman bitecek?
-Tatlım bu düğün mahalle abileri zeybek oynamadan biter mi sanıyorsun?

Arslan Bey'in Çocukları 'FEDA' 19/2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin