Odadan çıkan doktoru nefessiz bırakacak kadar dibine giren aile derhal bir açıklama bekliyordu.
-Doruk Alpayın ailesis..
-Evet evet. Nasıl? Abim, nasıl?
-Sakin olun. Beni tanıdın mı Diyar?
Diyar konuşan doktora şaşkınca baktı. isterse çay söyleseydi sohbet etselerdi.
-Ne diyosunuz? Abim nasıl? deliriyoruz görmüyor musun?
Doktor Buğra bey hak vermişti ama bacağından yaralanan biri için fazla telaşlanmışlardı. Ali'nin bile şuan tek düşündüğü doktorun söylediğinden çok Doruk'un durumuydu.
-Kesik derin çok dikişi var. Birazda kan kaybı. Ama problem teşkil edecek bir durum yok. Dikiş attık. Şimdi uyuyor.
-Y..yani şey değil mi herhangi bir sorun yok? Yani yürümesinde falan bir problem olcak mı?
-Hayır telaş edecek bir durum yok. Canının acısı geçtiği zaman normal yürüyebilir.
Aile rahat bir nefes vermişken, Diyar son olarak döktüğü göz yaşını sildi.
-Çok şükür Allah'ım..
-Hastahane polisi ifade alacak uyandığında. o iki kişi karakolda ama uğraşmayın derim Diyar. Şikayetçi olup da ne gerek var?Diyar dertleşircesine konuşan doktora baktı. Bu onun karar vereceği bir şey değildi. Abisinin bileceği işti. Miran rahatlatıcı haberi aldığında dışarıya çıkmış iyice bağlandığı sigarasını yakmıştı. Demir ve mira zorla oturmuşlardı sandalyeye. Koray, diyar ve ali'ye yakındı.
-Ciddiyim tanımadın mı beni Diyar.
Diyarın aklı hala abisindeyken doktora bakmamıştı. Eski bir tanıdığımıydı. Çıkartamıyoyordu. Uğraşası yoktu. aklındaki şey Doruktu.
-Çıkaramıyorum. Abimi ne zaman görebilirim?
-Görebilirsiniz aslıda ama biraz dinlense daha iyi olur. Birde çok kalabalıksınız zaten. En azından uyandığında girin.
**
Diyar ailesiyle beraber odaya girmiş Doruk'un iyi olduğuna emin olunca çıkmıştı odadan.
-Diyar?
-Ali başım çatlıyor bir ilaç alacağım sonrada lavaboya geçerim. Abimin yanında kal. Bende biraz yalnız kalayım.
Arkasından gelen Aliye açıklamasını yapmış nöbetteki hemşireden baş ağrısı için aldığı ilacı içmişti. Lavaboya giren diyar elini yüzünü yıkamış kendine gelmeye çalışmıştı. Bugün dehşet bir gündü. Ne olsa Doruk'un başına geliyordu.
Diyar artık kaybetme korkusundan ölecekti. Bu konuda anksiyetesi vardı. Zaten anne ve babasının yokluğu son derece acıydı. Değişen hayatlarından eskisi kadar şikayetçi değildi ama kaçtır Doruksuz kalma korusuyla başa çıkıyordu ve diyar bile bu kadar güçlü değildi yorulmuştu.Genç kız saçlarını tepede birleştirmiş sıkıca toplamıştı. Saç uçlarına gidildikçe açılan sarı saçları Mira kadar açık renkte olmasada oda sarışın sayılırdi. Diyar ellerini kurulayıp çıktı lavabodan.
Kantine gidip bir çay içse iyi olacaktı.Abisi iyiydi. sadece bu geceyi burada geçireceklerdi. O da yarada kanama olmaması içindi.Kantine inen diyarın önünü kesen birkez daha Doktordu.
-Bir çay içelim mi seninle?
Diyar uzattığı çaya baktı doktorun.
-Ben.. kusura bakmayın tanıyormuyum sizi? Hatırlayamıyorum gerçekten.
Doktor buğra gülümsedi. Yakınındaki masayı işaret etti Diyara oturması için. Diyar Doktorun uzattığı çayı alıp oturdu doktorla beraber masaya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arslan Bey'in Çocukları 'FEDA' 19/2020
Fiksi Umum'Ben size hayatımı Feda etmeye razıyım '