54.Bölüm (Vicdan Azabı!)

121 12 38
                                    

Biran dün yaşadığı berbat günden sonra bugüne vican azabıyla uyanmııştı. Ne yapıyordu böyle? Neydi bu yaşananlar? Dün herşeyden çok biricikin düşünmeden gidecek olmasına yıkılmıştı. Herkesi hiçe sayıp dorukla gidecek kadar çok mu seviyordu Doruk'u? Peki Biran neden çok sevdiği arkadaşını hiç mi hiç sevmiyor gibi davranıyordu?
Bir düşmandan daha çok acıtmıştı Dorukun canını dün.
Sametten ne farkı kalmıştı? Dün Biranın yaptığı sametin yaptığından daha çok acıtmıştı Doruk'u..
Biran çok öfkelenmişti. Kardeşi o eve giderken aklı kalmıyordu. Güveniyordu çünkü. Ama güvendiğine pişman etmişlerdi biranı. Biran ki daha bir senedir tanıdığı Doruk Alpaya yıllarca ahbablık ettikleriyle bir tutmuş, en az onlar kadar güvenmiş dostum demişti. Her şeyden önce dostluklarını çiğnemişti Doruk.

-Vicdan rahatlatmaya çalışma Biran!

Biran sert bir dille kendini ikaz etti. Elbette şaşıracaktı hatta biraz kızacaktı, kapris yapıp tavır alacaktı. Ama biran abartmıştı. bunların hepsini abartmış kardeşini ağlatmıştı. Ağlamasın diye uğraştığı kardeşini hemde.
Dahası vardı. adamı en olmayacak konuda herkesin içinde üzmüştü.

-Her şekilde arkandayım bilader yetişemediğin yerde ben varım'' demem gerekirken neler dedim!

Kendi kendine konuşan Biran yataktan kalkamıyordu. kendini bugün buraya hapsetse kimseyede zararı olmazdı neyden kötü?

-ulan!

Biran kötü hissediyordu işte. Hiç düşünmediği şeyleri söylemişti. Dostluğuna laf etmişti en hasından dorukta varken, ailesiyle yaşadığı zor günlerle nasıl başa çıktığını taktir eden biran dün Sırf dorukun canını yakmak için bu durumu küçümsemişti. Fakat doruktan çok kendi canı yanıyordu. gittikçe batıyordu. bir şeyler normale dönsün derken dahada batıyordu.

-Okulun son senesi diye işler ciddiye bindi anasını satayım bu ne lan. İlla evlenecek mi kız!

Biranın hiç bir yanı kızkardeşine kıyamıyordu. Her şeyi onun için yaparken şimdi onu üzüyordu. son senesini okuyan biricikle beraber eve gelen görücülere haber gönderenlere tahammül edememiş ve her şeyi de berbat etmişti.

-of Biran of!

Biran yattığı yataktan kalkıp banyoya girmiş. elini yüzünü yıkayıp aynaya bakmıştı. Çıkan sakallarını kesmek istiyordu.

-Hadi sen doruk'u affettin. Doruk seni nasıl affedecek?!

Biran aynadaki yansımasına sertçe kızmıştı.

-Dünden sonra sen kendini affedebilecek misin?

Kendine bir de soru sormuştu. Galiba deliriyordu.

**
Fisun hanım sıktığı portakal suyuyla beraber kızının kapısını çalmıştı.içeriye giren fisun hanım kızını yatakta oturmuş öylece durduğunu kendisiyle igilenmediğini görünce, üzülmüştü.

-kızım?
Biricik kafasını çevirdi.

-Bana da mı kızgınsın yani? Birini sevdiğini bilmiyordum Biricik. En azından bizi çiğneyip gidecek kadar çok sevdiğini hiç bilmiyordum.

Biricik ciddi bir ifadeyle döndü annesine. Onun abisiyle arası kötüyken herkesle iyi olsa ne olacaktı ki. Abisine anlatamıyorsa annesine anlatsa ne olurdu. Biricik ve Biran hep birlikte en çok birbirlerini seven iki kardeşti. fakat dün ne abisine karşı saygısı kalmıştı neden biranın biricike anlayışı. Dün ikiside birbirine kırılmışlardı. Aklıysa dorukdaydı. kendisini kötü hissemesini istemiyordu. Biricik onunla her şeye vardı.

-Konuşmayacak mısın Kızım? Bak baban olumlu bakıyor bence.
-Abim olumlu bakmadıktan sonra..

Herkesten çok abisini önemsiyordu. belki bu yüzden babasından çok uzaktı. bu uzaklık babasınan değil biricik ve biranın birbirine yeter halleriydi. Herkes tamam dese de abisi tamam demedikçe rahat olmayacaktı.

Arslan Bey'in Çocukları 'FEDA' 19/2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin