12.Bölüm

146 9 35
                                    

"Afra, Berk kütüphane de seninle tesadüfen karşılaşmadı, Berk'in babası, senin babanın hapse attırdığı suçlulardan biri."

"Ne?"

"Evet. Bende öğrendiğimde şaşırmıştım ama sonra konuşmaya çağırdığımda bu itirafı aldım

Cebinden telefonunu çıkarmıştı ve ses kayıtlarını açmıştı.

"Bunlar gerçek mi? Bu fotoğraflar. Afra senin için sadece bir oyun mu? Baban için?"

"Niye şaşırdın? Senin içinde öyle değil mi? Senin içinde bir intikam değil mi?"

"Artık değil."

"İşte, o konuşmada yaptığı itiraf."

"Ben gidiyorum."

"Nereye?"

"Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var. Ve hayır burada değil."

"Tamam git. Arkandan gelmeyeceğim. Kendini ne zaman iyi hissedersen. Tamam mı? Ama Afra yanlış düşüncelere kapılma olur mu? Benden vazgeçmeyi düşündüğün an beni ara."

"Hm."

Yukarıdan telefonumu ve eşyalarımın bir kısmını alıp çıkmıştım. Mehmet abi her ne kadar bırakmak için ısrar etse de istemiyordum. Yalnız kalmak istiyordum. Bir kaç saat değil uzun süre yalnız kalmak istiyordum. Otobüse binmek için yürümeye başladım. Uzun uzun düşünmüştüm. Berk ve Barış beni intikam için kullanmıştı. İkisi de artık durumun değiştiğini iddia ediyordu. Ama ben inanmıyordum. Değişmiş olsa bile bu en başında beni kullandıkları gerçeğini değiştirmiyordu. Peki ben onları affetmek istiyor muydum? Kesinlikle hayır. Ayrıca babamın yanına gidip Berk'in babasını da sormam lazımdı. Soyadı neydi ki acaba? Çalıştığı şirketi biliyordum. Ordan öğrenebilirdim. Gerçi Google'a yazsam da bulurdum herhalde.

Ben beklerken otobüste gelmişti. Otobüse binip fazla merkezde olmayan bir yere gittim. Orada 3 tane kalacak yer bulmuştum. 1 tanesi önünden bile geçmek istemeyeceğiniz garip bir yerdi, 1 tanesi motel değilde genelev gibiydi, sonuncusundan bahsetmek istemiyordum bile. En sonunda bir kafeye gidip oturmuştum. İnsanlar bavulum ve bana başta garip baksalarda sonra kimsenin umrunda olmamıştı. Kendime bir kahve sipariş ettikten sonra Berk'in çalıştığı şirke aratmıştım ve soyadını hemen bulmuştum. Babasına dair gazete ve internet haberlerini de bulmuştum. Berk Demir ve Hakan Demir. Hakan Demir eskiden de kara para suçlarından dava edilmiş ama hiç hapse girmemiş. Sonrasında ise reşit olmayan bir liseli kıza tecavüz etmesi sebebi ile hapse girmişti. Hakan Demir'i biraz daha araştırdıktan sonra, liseli kızı araştırmak istedim. Sadece baş harfleri görünüyordu A.T. Biraz daha araştırıp bulamayınca pes ettim ve adamı sormak için babamı aramaya karar verdim. Telefonunu aradım bir kaç çalıştan sonra açmıştı.

"Alo, baba."

"Efendim Afra?"

"Nerdesin?"

"Bir duruşmam vardı az önce bitti. Eve gidiyordum. Bir şey mi oldu?"

"Sana bir şey sormam gerek. Yarım saate oradayım."

"Tamam, bekliyorum."

Telefonu kapatıp bavulumu almıştım ve eve doğru yola çıkmıştım. Evin önüne gelince gözlerim dolmuştu. Çok olmasa da uzun bir süre evden uzak kalmıştım. Babam sadece Berk'in yanında olduğumu düşünsede ben çok şey yaşamıştım. Bavulumu girişte bırakıp kapıya doğru yürümeye başladım. Bir kez çaldıktan sonra açılmıştı hemen. Şengül Teyze'yi görmemle sarıldım. Başta biraz şaşırsa da o da sarılmıştı bana. Sonra konuşmak için babamın yanına gittim. Gazete okuyordu yine.

Savcının KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin