"Herkes hazır mı?"
"Evet."
"Hadi çıkalım o zaman."
Otelden çıkıp havaalanına doğru giderken Luna kucağımdaydı ve oldukça huzurlu görünüyordu. Araba sallandığı için kolayca uyuyordu. Uçağa binene kadar mışıl mışıl uyumuştu ama bindiğimizde biraz huzursuzlanmıştı. İstanbul'a geldiğimizde çok kötü hissediyordum.
"Barış Luna'yı alır mısın?"
"Tamam."
Barış Luna ile önden giderken ben de arkadan yetişmeye çalışıyordum.
"Beni bekler misiniz acaba?"
"Bir şey mi oldu?"
"Yok yorgunum ama önden önden gidiyorsunuz. Beni de tut."
Barış'ın koluna girdiğimde bayılacak gibi olmuştum. Yukarı çıktığımızda üzerimi hızlıca değiştirip yatağa girmiştim ve hemen uyku bastırmıştı.
.
Cenk'in peşinden eve girdiğimde biraz tedirgin hissediyordum.
"Seninle kalmamı istediğine emin misin?"
"Başka evin mi var?"
"Yok ama bir ev sahibini hemen ikna edebilirim sonuçta."
"Kuralları ihlal etme. Çalışarak para kazanabilirsin."
"Çalışmak yorucu, istemiyorum."
"Geçimini nasıl sağlayacaksın?"
"Bana biraz borç verebilir misin?"
"Tabii, ne kadar?"
"Gördün mü? Bu şekilde senden borç isteyip asla ödememeyi düşünüyorum. Benim harcadığım para ile batmazsın."
"Ya da direkt benden para isteyebileceğin bir konuma gelebilirsin."
"Ne?"
"Yok bir şey, buraya ilk geldiğinde kırmızı anahtarın açtığı odayı merak etmiştin hatırlıyor musun? Gel sana göstereyim."
"Ama o zaman beni geçiştirmiştin. Göstermem istemiyorsan göstermek zorunda değilsin."
"Hayır, göstermek istiyorum. Hadi gel."
Elimi tutup yukarı çıkarmaya başladığında yanaklarım kızarmasın diye uğraşıyordum. Bu oda diğerlerine istinaden aşağıda değil yukarıdayı. Cebinden anahtarı çıkarıp odanın kapısını açtı ve elini buyur anlamında uzattı. İçeri girince ışıkları açmıştı ve oda aydınlanmıştı. Etrafta çerçeveler ve çiçekler vardı.
"Bunlar da ne?"
"Hakan'ın çok kötü bir insan olduğunu biliyorum ama elimden bir şey gelmiyor. Sonuçta o benim babam ve onu özlüyorum. Diğer fotoğraflar da annemin fotoğrafları. Hale'nin. Şu anda nerede olduğunu bilmiyorum. Belki de öldü."
Aklımda savaşta Hale'nin karşı tarafı tek hamlede öldürdüğü zaman geldiğinde üzülmüştüm. Hale kötü biri değildi ama yine de Hakan'a olan aşkı yüzünden çocuklarını bırakmak zorunda kalmıştı.
"Cenk ben...Çok üzgünüm."
"Üzülmene gerek yok bunları o yüzden göstermedim. Sadece... bil istedim işte."
Ne diyeceğimi bilemezken Cenk'in duygulandığını ve ağlayacak gibi olduğunu görmüştüm. Onu elinden tuttum ve dışarıya çıkarttım. Elindeki anahtarı alıp kapıyı kilitlediğimde ne yaptığımı izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savcının Kızı
FantasiaBir savcı, onun yüzünden cezaevine giren bir kurtadam. Çıkınca Savcı'nın Kızı'ndan intikam almak ister ve oğlunu bu işe karıştırır ve onların kütüphanede bir ''şiir'' sayesinde tanışmasını sağlar.Fakat hiç beklemediği şeyler olur. Savcı'nın Kızı ayn...