34.Bölüm

61 6 25
                                    

"İtiraf etmeliyim planından gerçekten etkilendim. Ama eninde sonunda kendini açık edecektin, oldu işte. Buraya kadarmış Barış. Artık bitti. Bunca zaman beni kandırmaya çalışman. Gülünç geliyor şu an. Ama anlamıştım işte. Mükemmel kusursuz planınız işe yaramadı değil mi?"

"Nasıl yani? Daha önceden anlamış mıydın?"

"Doğruyu söylemek gerekirse başlarda anlamamıştım. Planın çok güzeldi. Beni Berk'in elinden alman, bana aşıkmış gibi davranman ve kendine aşık etmen falan şaşırtıcı derecede iyi gitti planın. Ama en sonunda Barış asla böyle bir şey yapmaz dedirtecek bir şey yaptın. Çocuğu duyduğunda ki davranışların, parçaları yerine oturttu. Hakan liseyi anlatırken anladım, Hale ile Hakan birlikte olduklarında 18 yaşındalardı ve şimdi 24 sene geçti, 42 yaşındalar. Cevdet Bey'de baban falan değildi zaten, öyle olduğunu düşünüyordu. Ne yazık, savaşta kardeşlerini kaybetti, halbuki onun hiçbir suçu yoktu. Cevdet Bey'i sevmiştim, iyi bir insandı, ama yazık oldu. Savcı'nın Kızını bu yüzden istiyordu değil mi Hakan. Cevdet onun oğlunu çaldı diye, Cevdet'in en yakın arkadaşının Kızını mı istiyordu? Ne kadar alçakça bir düşünce. Ben bunları hak etmedim Barış. Hayatımın en güzel zamanlarını, babalarımızın yaptığı hatalar için ya da birbirlerine olan öfkeleri için yazık ettim. Şimdi görüyorum ki, sende Hakan'dan faklı değilmişsin. Beni o kadar güzel kandırdın ki. Ama yeter bu kadar oyun oynamak değil mi?"

Barış'ın üzerine doğru yürüdüm, bıçağı çektim ve saldırdım. Barış çok güçlüydü, onu yenmem imkansız gibiydi. Yaptığı bir çok hamleyi engelliyordum ama o da engelliyordu tabii ki. Biraz daha dayanmıştım fakat en son karnıma attığı tekmeden kaçamamış ve geriye savrulmuştum. Üzerime geldiğini görebiliyordum. Yerden kalktım ve soluklandım.

"Kardeşinin gözlerinin önünde ölmesi nasıldı Barış, anlatsana biraz?"

Tekrar saldırmıştım ama artık gücüm kalmamıştı. Barış'tan bir kaç sağlam darbe daha yedikten sonra biraz uzaklaştım. Bütün havanın basınçla üzerine kapandığını düşündüm. Barış sendeledi ve yere düştü. Kalkmak için çabalıyordu ama nafile. Bu sefer izin vermeyecektim.

.

Üzerime abanan kurdu ısırıp bir kenara attıktan sonra Samet'e baktım. O da yeni kurtulmuştu bir tanesinden. Yavaşça yanına doğru gittim. Yanına giderken bile adam çıkıyordu önüme.

"Samet çok fazlalar ne yapacağız?"

"Bilmiyorum Ece, Afra hala yukarıda, bir şey de demedi. Daha fazla dayanamayız. Sayımız az."

"Samet ölecek miyiz?"

"Ölürsekte beraber öleceğiz."

Samet'in elini tuttum ve öptüm. Belki bu son kez dokunuşum son öpüşüm olabilirdi.

"Seni seviyorum."

"Seni seviyorum."

O sırada kapı tarafından bir ses gelmişti. Arkamı döndüğümde Afra'nın babası Kıvanç Amca'yı ve arkasındaki kurt sürüşümü görmüştüm. Hepsinin gözleri maviydi, yani bir sürünün parçasıydılar. Kırmızı gözlü birini arıyordum ama yoktu. Biraz daha bakınca Kıvanç Amca'nın gözlerini gördüm. Kıpkırmızıydı. Nasıl yani? Kıvanç Amca'da mı kurtadamdı? Kıvanç Amca'da sürü de çok iyi iş çıkarıyordu. Yardım etmeliydik. Samet'e baktım. Onaylar şekilde başını sallamıştı. 5-6 kişiyle daha başa çıktıktan sonra Afra'nın öldü diye bıraktığı Hakan'ın doğruluğunu gördüm. Kıvanç Amca son anda fark etmiş ve Hakan'a dönmüştü. Yardım etmek istiyordum ama başımda o kadar çok adam vardı ki. Umalım da Kıvanç Amca başının çaresine bakabilsin.

.

"Şunu düzgün anlatır mısınız?"

Eray denilen çocuk konuşmaya başlamıştı.

"Bakın şimdi Kıvanç Bey, Barış aslında arkadaşınız Cevdet Bey'in değil, Hakan'ın oğlu. Hakan ve Hale lisede 18 yaşındayken ilişkiye girmişler ve Hale hamile kalmış, Cevdet bunu bilmiyor ve Barış'ı oğlu sanıyor. Hakan'da Berk ile Afra'yı kandırmayı deneyecekti ama Afra'nın bunu yemeyecek kadar zeki olduğunu biliyordu. O da diğer oğlu sanki onu bundan kurtarmış gibi gösterdi ve Afra'yı buna inandırdı. Plaj iyi giderle Afra hamile olduğunu söyledi, Barış'ın tepkisi çok kötüydü, Afra o zaman biraz anlamıştı. Sonra az önce bahsettiğim mermiler gelince ve Hakan'ın bir oğlu daha olduğu ortaya çıkınca Afra anlıyor. Şimdi de Hakan'ın evinde olmalılar."

"Siz bunları nereden biliyorsunuz?"

"Barış her şeyi anlattı bize, çok söyledik yapma, kızın ne günahı var diye ama dinlemedi bizi."

"Bu zamana kadar niye söylemediniz lan o zaman!"

"Söyleseydik ölürdük Kıvanç Bey, siz de bizi anlayın."

"Boşuna bu zamana kadar uğraştınız, şimdi de ben öldüreceğim sizi."

"Durun Kıvanç Bey, öldürmeyin bizi. Benim bir fikrim var, hem bizi cezalandırırsınız hem de Afra'yı kurtarırsınız."

"Anlat bakalım."

"Bizim büyük bir sürümüz var. Barış sürünün alfası olduğunu düşünüyor ama o bizim değil 10 kişilik bir sürünün alfası. Aslında bu bir şakaydı fakat planı duyduğumuzdan beri bunu sakladık. Büyük sürünün alfası suçluydu. Barış'a şaka olduğunu söyleyecektik ama sonra planı duyduk. Alfayı ben öldürdüm, ben alfa oldum. Ben seni ısıracağım ve kurt olacaksın. Sonra beni öldürüp alfa olacaksın. Biz birbirimizi kardeş sayarız. Beni öldürmen onlara yeterli ceza olacaktır emin ol. Sende alfa olunca bütün sürüyü alıp eve gidersin. Kabul mü?"

Biraz düşündükten sonra karar vermiştim.

"Kabul"

.

Barış yerinden kıpırdayamıyordu. Bıçağımı daha sıkı kavradım ve boğazına dayadım.

"Bunca zaman beni kandırdın. Ben sana inandım, güvendim, sevdim. Sen, sen beni hiç sevmedin ki. Başkası görse imrenir, bir güm biri de beni böyle sevecek mi falan derdi belki. O kadar iyi rol yaptın ki Barış, o kadar iyi. Ben sana inandım. Bana aşık olduğuna inandım. Kendimi inandırmak istedim buna."

"İnanmalısın zaten, seviyorum seni gerçekten."

"Hala mı Barış, bıkmadın, usanmadın mı?"

"Kehaneti hatırlamıyor musun Afra, alfa gerçek aşkını bulduğunda aşkı da onun gibi olur. Sen benim gerçek aşkımsın, sen de alfasın, benim gibi oldun. İnan bana bunların hepsini Hakan yüzünden yaptım. Seni sevmediğimi mi düşünüyorsun? İmkansız, kehanet sana aşkımın kanıtı Afra, ne olur inan bana."

Bıçağımı saplamak üzere havaya kaldırmıştım çoktan.

"Sen bana yalan söyleyip ihanet ettin ama en kötüsü, en çok canımı yakan bu değil. Ne biliyor musun? Ben hala sana inanmak istiyorum. Bu söylediklerimin dinlemek, bıçağı indirmemek istiyorum. Sana şans vermek istiyorum hala. Hala akıllanmıyorum ve lanet olası şansı falan hak etmiyorsun. Ama ben hala bunu istiyorum."

"Afra niye inanmıyorsun? Seviyorum işte seni. Son bir şans ver bana lütfen."

"Son bi şans mı?"

Yorum ve vote atmaunutmayın 😘

Savcının KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin