"Merhaba."
"Hoşgeldiniz. Biz de sizi bekliyorduk."
"Bizi mi? Nasıl yani?"
"Hasat ile ilgili bilgi almak için, Eski Buca Mezarlığı'ndaki arkadaşımız ile konuşmuşsunuz. Bizden rica etti, size yardımcı olmamız için."
Hepimiz rahat bir nefes almıştık.
"Peki siz... Siz de mi hasat kızısınız?"
"Evet, bizim meclisimizin kuralıdır. Olmak zorundaydık."
"Peki hasat yapılmazsa, yarıda kesilirse ne olur?"
"Atalarımız sinirlenir ve hasat olmak isteyen kız bir daha olamaz. O yüzden mutlaka tamamlanmalıdır."
"Anladım."
"Siz neden soruyorsunuz? Hasat mı olmak istiyorsunuz?"
"Hayır ama olmak isteyen bir düşmanımız var ve iyilik için ata gücünü istemediğini biliyoruz."
"Siz de bunu engellemek istiyorsunuz öyle mi?"
"Evet. Sonuçta herkesin iyiliğine."
"Peki nasıl isterseniz. Ama dikkat edin de atalarımızı kızdırmayın. Yoksa başınıza felaketler açılır."
"Yok yok dikkat ederiz."
"Unutmayın ki dolunay, bulutsuz ve bol yıldızlı bir gece gerekir. Bu ay öyle olacak gibi. Düşmanınız iyi seçim yapmış."
"Maalesef. Neyse biz yardımlarınız için teşekkür ederiz. İyi günler."
"Biz teşekkür ederiz. İyi günler."
Bir anda yok olmuşlarda. Fazla takmamaya karar verdim ve arabaya geri döndük. Yolda giderken Ece'yi aramıştım fakat açmamıştı. Hala Samet'i arıyordu veya onunla konuşuyordu büyük ihtimalle. Sonrasında Cenk'i aramak istemiştim ama ben de numarası yoktu. Barış'ın telefonunu aldım ve oradan aradım. O da henüz gelmediğini söylemişti. Ben de kafamı cama yaslayıp yolu izlemeye devam ettim.
.
Başımdaki zonklama ile gözlerimi açmıştım. Karşımda, önünde mumlar ve taslar ile bir şeyler deneyen Ada'yı gördüğümde neler olduğunu hatırlamıştım. Samet'i bir kere daha aramak için diğerlerinden ayrılmıştım. Sonrasında kafamda bir acı hissetmiştim. Demek beni kaçırıp buraya getirmişti. Ben ona yapacağımı bilirdim. Bağlı olduğum ipleri gücümü kullanarak koparmaya çalışmıştım ama işe yaramıyordu.
"Boşuna deneme, işe yaramıyor."
Gelen sesle gözlerim bir anda açıldı. Arka tarafa doğru baktığımda Samet'in de burada olduğunu görmüştüm. Ada sesi duyunca bize dönmüştü.
"Demek uyandın uyuyan güzel. Sen uyan diye bekliyoruz bir saattir."
"Ne istiyorsun bizden ya? Hadi Hakan savcının hapse attırdığı biriydi intikam istiyordu. Sen ne istiyorsun? Bütün kötü olayları Afra yaşadı sen İtalya'da gününü gün ediyordun. Hala ne istiyorsun?"
"Onun yüzünden babam öldü, annem de beni terk etti, Mediocris perisi olduğu için onun ruhu ile birlikte yaşıyor. Ben de onu öldüreceğim ve annem bana geri dönecek."
"Ne saçmalıyorsun ya? Ayrıca benim gücüm nerede? Ne yaptın bana?"
"Geldiğinden beri Mine çiçeği veriyorum sana. Yani boşuna uğraşma. Bir işe yaramaz."
Kafamı zar zor çevirdim ve Samet'e baktım. Çok kötü durumdaydı.
"Bir an hiç gelmeyeceksiniz sandım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savcının Kızı
FantasyBir savcı, onun yüzünden cezaevine giren bir kurtadam. Çıkınca Savcı'nın Kızı'ndan intikam almak ister ve oğlunu bu işe karıştırır ve onların kütüphanede bir ''şiir'' sayesinde tanışmasını sağlar.Fakat hiç beklemediği şeyler olur. Savcı'nın Kızı ayn...