"Ece Deniz beni aldattı. Hem de Kevser'le."
"Nasıl yani? Siz çıkıyor muydunuz ki? Baştan anlatır mısın Rana?"
"Ya bak şimdi, bu olayların başında sen yaralandığın gün Deniz bana çıkma teklifi etmişti. Benimde uzun zamandır ona karşı hislerim vardı zaten. Bende kabul ettim. Sonra işte ilişkimiz iyi gidiyordu. Bugün savaş bittikten sonra herkes evlere dağılacaktı. Ailem ile kavgalı olduğum için bir süredir Deniz'de kalıyordum zaten. Biz de onunla birlikte eve gitmiştik. Ama eve giremeden Kevser geldi. Benden bu gecelik başka bir yerde kalıp kalamayacağım halkında ricada bulundu. Sebebini sorduğumda ise sevgilisi ile akşamları hiç birlikte vakit geçiremediğini, durumumdan haberdar olduğunu ve sevgilisinin evinde neden kaldığımı bildiğini onun içim sorun olmadığını sadece bir akşamlık bunu istediğini söyledi. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Bende bir şey diyemedim. Çıktım bahçeden. Yanımda olacak birinin yanına gitmek istedim ama Mermaids dağıldı sonuçta. Duygu Barış'ın eski sevgilisi olduğu için toz oldu. Melek bir önceki savaşta hayatını kaybetti. Kevser'in de durumdan haberi yok zaten kendisi başrol. Aklıma bir tek sen geldin Ece. Rahatsız ettiysem kusura bakmayın lütfen."
"Saçmalama Rana, tabii ki benim yanıma gelecektin. Başka bir şeyi düşünme bile. Şimdi sen şu üstündekileri çıkartıyorsun ve bir kaç gün burada kalıyorsun tamam mı?"
"Ece ben sadece konuşmaya geldim kendime kalacak bir yer bulurum. Size yük olmak istemiyorum."
"Ne yükü Rana? Sus dedim. Kendine kalacak bir yer bulana kadar burada kalıyorsun ve Deniz'i unutuyorsun tamam mı?"
Rana'nın gözyaşları olan yüzünde ufakta olsa bir tebessüm oluşmuştu.
"Hadi yüzünü yıka gel. Bir film başlıyordu onu izleyelim birlikte."
"Tamam. Banyo nerede?"
"Bir üst katta koridorda sağdan üçüncü kapı."
"Tamam, hemen dönerim."
Rana tam kalkmış banyoya gidiyordu ki bir anda durdu ve televizyona baktı. Sonra bize baktı.
"365 gün mü bu?"
Samet cevaplamıştı.
"Evet başında öyle yazıyordu. Neden?"
"Bana kalırsa bunu izlemeyelim. Ya da ben sizi yalnız bırakayım."
Sinsi bir gülüş yapmış ve üst kata çıkmıştı. Filmin içeriğini az çok anlamışsınızdır diye umuyorum. Samet'e baktığımda saf saf bana bakıyordu.
"Anlamadım. Daha önce izlediği için mi bizi yalnız bırakmak istedi?"
"Aşkım ne kadar safsın? Film normal bir film değilmiş o yüzden."
"Nasıl yani?"
"Samet oha yani. Onu da mı ben söyleyeyim? Anlarsın diye düşünmüştüm."
Samet boş boş yüzüme bakmaya devam ediyordu. Çok tatlı görünüyordu. Ellerini uzatıp yanaklarını sıktım.
"Uygunsuzlu filmmiş aşkım o yüzden."
Bir anda gözledi büyümüştü ve kanalı değiştirmişti.
"Anladın mı şimdi?"
"Anlamaz olaydım."
Bu haline gülmüştüm. Rana da gelince ona da kahve yapmıştım ve 'Masumlar Apartmanı' adlı bir diziyi izlemeye başlamıştık. Bir yandan Afra'nın halini düşünüyordum. Bir yandan da Rana'nın intikamını planlıyordum. Aynı zamanda yemek siparişi veriyordum çünkü deli gibi acıkmıştım. Ayrıca Samet'in nasıl bu kadar saf ve temiz kalpli olduğunu düşünüyordum. Şahsen ben erkek olsam bir de Samet'in yüzü ve vücuduna sahip olsam... Neyse iyice saçmaladım. Bir şey yapmazdım öyle yaşardım giderdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savcının Kızı
FantasyBir savcı, onun yüzünden cezaevine giren bir kurtadam. Çıkınca Savcı'nın Kızı'ndan intikam almak ister ve oğlunu bu işe karıştırır ve onların kütüphanede bir ''şiir'' sayesinde tanışmasını sağlar.Fakat hiç beklemediği şeyler olur. Savcı'nın Kızı ayn...