39.Bölüm

50 7 18
                                    

Gözlerimi açtığımda Samet yanımda yatıyordu. Kafamı çevirdim ve odadaki saate baktım. 11 olmuştu bile. Artık kalkmamız gerekiyordu. Tekrar Samet'e döndüm. Masum masum uyuyordu. Yağız olayını Samet'ten sakladığım için o kadar pişmanlık duyuyordum ki hemencecik söylemek istiyordum. Ama eğer söylersem işi iptal edebilirdi. Umursamayadabilirdi ama riske girmeye değer miydi bilmiyorum.

"Keşke sana her şeyi söyleyebilsem Samet, Yağız benim eski sevgilim desem. Ama ya zaten zar zor almaya çalıştığımız işi kaybedersek. Böyle bir riski alamam, özür dilerim."

Sessizce konuşmuş ve yaklaşıp yanağından öpmüştüm. Öpücüğümle uyanmıştı.

"Günaydın."

"Günaydın. Saat 11 olmuş kalkalım hadi."

"Epey geç olmuş."

Samet üzerini değiştirirken bende düzgün bir şeyler giydim. Sonra cama doğru yaklaşmış ve uçsuz bucaksız görünen ormana bakmıştım. Ne güzel görünüyordu. Sonrasında telefonumu almak için arkamı dönmüştüm ki aniden bir koku aldım. Bu... Bu, insan kanı.

.

"Keşke sana her şeyi söyleyebilsem Samet, Yağız benim eski sevgilim desem. Ama ya zaten zar zor almaya çalıştığımız işi kaybedersek. Böyle bir riski alamam, özür dilerim."

Ece'nin nefesi gitgide yaklaşmış ve bir öpücüğe dönüşmüştü. Sanki yeni uyanmış gibi davrandım. O benden bunu saklıyorsa bende bildiğimi saklayabilirdim değil mi?

"Günaydın."

"Günaydın. Saat 11 olmuş kalkalım hadi."

"Epey geç olmuş."

Kalkmış ve üstüme düzgün bir şeyler giymiştim. Ece'de aynısını yaptıktan sonra tamamı cam olan kısma doğru yaklaştı ve ormana baktı.

"Ne kadar güzel, her gördüğümde yeniden hayran kalıyorum."

Yatağın yanında duran sehpadan telefonunu almak için arkasını dönmüştü. O sırada keskin bir koku aldım. Biri yaralanmıştı. Ormana gelenlerden biri olmalıydı ve koku çok yakındaydı. Elimde katladığı tişörtü son anda bıraktım ve cama doğru koşan Ece'yi tutmaya çalıştım. Bir adımım kalmıştı. Ece'yi tutabileceğimi düşünüyordum fakat imkansızdı. Belinden yakalamıştım ki sol omzumda hissettiğim acı ile çabamın boşa gittiğini fark etmiştim.

İkimiz birlikte camdan fırlamıştık. Aşağı doğru hızla düşerken Ece'nin yüzünü görüyordum. Yere çok fazla yaklaşmıştık. Son anda tişörtünden tutup üstüme çıkarmıştım. Sırtım hızla yere çarpmış ve sanırım kemiklerim kırılmıştı ve kırılan camlardan bir kaç tamesini kollarımda hissedebiliyordum. Aşağı doğru yuvarlanıyorduk. Yolda giderken kafamı bir kaç kere ağaç gövdelerine çarpmıştım ve yerler kestane doluydu. Gözlerimi açmaya çalışıyordum ama her şey çok hızlı gelişiyordu. Son anda kolumu uzatıp ağaçlardan birine tutundum ve Ece'yi de elinden yakalamıştım. Yokuş çok dikti. Nefes nefese kalmıştım ve kolum dayanmıyordu. Aslında vampir olmam çok işe yarayabilirdi ama galiba kolumdaki kemikler kırılmıştı ve camlar girmişti. Zorla aşağı baktım ve konuştum.

"Ece... İyi misin?"

"İyiyim sanırım. Bacağım acıyor biraz."

"Ece yukarı çıkmamız lazım. Sol tarafta merdiven olması lazım. Buraya inmek için vardı sanırım. Kimse camdan atlamadığı için. Oraya gidebilir misin?"

"Sen ne yapacaksın?"

"Benim aklımda bir şey var. Sen merdivene git yeter."

"Tamam deneyeceğim."

Savcının KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin