Güz
Telefonumun sesini duymam düğün için baktığım mekandan çıktığım andı. Yanımdaki Samet -o da yardım için tutturmuştu- "Kahve Dünyası'nda bir kahve içelim, bir de ben pasta gömeyim,"dedi. "Enerjiye ihtiyacım var."
"Tamam, telefonu açayım da."
Gonca arıyordu.
"Gonca mekan bakıyorum, işim var."
"Ömer telefonlarımı açmıyor,"dedi endişeyle.
"Uyuyordur."
Ne dememi bekliyordu? Uzak durmanın en azından şu sürede uzak durmanın en iyisi olacağını herkes biliyordu.
"Ama dünden beri açmadı. Evine gidip baksak mı?"
Gözlerimi devirdim. Zaten işim başımdan aşkındı. "Sen gidip bak, her kavgada büyük aşkını savunmayı seviyorsun sonuçta."
"Güz..."dedi titrek bir sesle. "Ciddi misin sen?"
O günden beri kafamı Ömer Ömer diye sikip ağladıkça delirtmişti.
"Evet."
"Gerçekten kırıcısın."
Gülüp "Tamam,"dedim. Yüzüne kapattım.
Samet "Gonca mıydı o?"dedi.
"Aptal,"dedim. "Canımdan bezdirdi beni."
Dalımı yakıp caddenin karşısından gelen Harry'e gülümsedim.
"Nereden böyle?"
"Akdeniz'in yanindan,"dedi heyecanla. "Düşürdüm ben! Her seyi çözdük."
"Neden konuşmak istememiş?"
"Ben cok seksiymisim, onunla nasil ilgilenirmisim falan... İnanmak istememis de."
Güldüm. "Utanmıştır da."
"Evet, yüzüme bakamadi ya. Sonra alistirdi ben onu."
"Hayırlı olsun,"dedi Samet sırıtıp.
"Ben sana tesekkur eder."
Telefonumu çıkardım ve Yalgın'ı aradım. "Yalgın, iki mekanı feci beğendik. Giyin de gel."
"Konum at bebeğim."
Yandan sesler gelince "Yanında birisi mi var?"diye sordum.
"Anneciklerim ve babam geldi."
"Onlara da söyle, gelip baksınlar."
Harry telefona eğildi.
"Ben asik olduu!"Güldüm. "Gel, sana da anlatacak."
Yalgın da güldü.
"Oo, meraklandım bak."Yalgın gelene kadar kahve içtik. Şaşırtıcı bir şekilde çabuk geldi.
Beril topuklularının sesiyle kafeye girdi. Gülümseyerek ayağa kalktım. Gelip beni öptü. "Ah sen Yalgın'ınımın ve bizim başımıza gelen en güzel şeysin bir tanem."
"Seni benden çok seviyor,"dedi Yalgın göz kırparak.
"Sen de öyle Beril,"dedim sarılışına karşılık vererek.
Canan da "Daha ne kadar gençsiniz, acelenizi anlayamıyorum,"dedi.
Yalgın'ın babasıyla uzun zaman sonra ilk defa görüşüyordum. Gülüp "Selam Güz,"dedi. "Canan'a aldırış etme, hiçbir şeyden emin olamaz."
Ben de gülümsedim ve elini sıktım. "Türkiye'ye hoş geldiniz."
"Hoş bulduk, zor tanıdım seni de. Lisedeki kişiyle alakan yok. Ses tonun bile değişmiş, yakışıklı olmuşsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ritim [BXB]
Short Story"Bak, burası bizim cehennemimiz ve burayı biz yönetiyoruz. Şimdi bize itaat zamanın geldi." BXB ODŞD'nin ikinci kitabıdır, önce onu okumanız gereklidir.