Ritim [BXB]

~2~ Küçük Bir Kıvılcım

Güz

"Öyle işte Gonca."

Gonca derin bir iç çekti. "Kuzum ya adam bana da biraz primci gibi geldi. Zaten o adamı gözüm hiç tutmamıştı."

Sigaramdan nefes çektim. "Hakkımızda her şeyi biliyor Gonca. Sandığımız gibi birisi değil."

"Mafya falan mı yani?"

"Bilmiyorum. Artık uzak dursa iyi olur yoksa onu mafya demeden deşeceğim."

O da sigarasını yaktı. "Yalgın nasıl peki?"

"Yatağımda uyuyor hala."

Gülümsedi. "Molan bittiğinde ben yanına gideyim, brownie götüreyim."

"Delirir,"dedim gülerek. Yalgın brownie delisiydi, bir de Gonca yaptıysa biterdi.

"Beni affeder umarım, aptal gibi davrandım. Ne olmak istemesem oluyorum,"dedi üzgünce.

Dumanı bıraktım tekrar. "Gonca bana her şeyi anlatabilirsin, biliyorsun değil mi?"

Bakışlarını kaçırdı. "Anlatıyorum ya, aptalım yani."

"Başka bir şey daha var mı?"

"Ne olsun?"dedi sigarasını izlerken.

"Ömer'den hoşlanmak gibi bir durum."

Söylemiştim işte.

Aniden yüzüme baktı. "Ne?"dedi gülüp. "Hayır, hayır. Ömerle çok yakın arkadaşız, hem eşcinsel o yani. Delilik olurdu."

"Çoğu eşcinsel kadınlara da ilgi duyabilir, biseksüellik diye bir gerçek var."

Güldü. "Hayır, hayır. Çok yakınız yani."

Sen onu benim külahıma anlat.

"Bu benim için bir sorun olmaz,"dedim mırıltıyla. "Aksine çok mutlu olurum."

"Öğle molan bitmek üzere, kaçayım." Gülümseyip ayağa kalktı ve arkasına bakmadan çıktı.

Dumanı üfledim. Belki de çaktırmadan Ömer'i sorgulamalıydım.

Samet kolunu omzuma attı. "Bana da versene."

"Bendeki son."

"Onu ver azıcık,"diye sızlandı. Sigarayı uzattığımda yanağımdan makas aldı. "Seviyorum lan seni."

Göz devirip güldüm.

"He bir de gelen şu dantelli bir şey giymiş kız neyin senin? Kardeşin falan mı?"

"Çok yakın bir arkadaşım."

"İyi kız,"deyip omzumu dürttü. "Yapsana bana."

Sigarayı alıp bir nefes çektim ve boş bir ifadeyle gözlerine baktım.

"İyi lan yapma. Hep sen karıları götür, ben de sağ elimi götüreyim."

Sigarayı tekrar alırken "Eşcinselim ben,"dedim.

"Aa valla mı?"

Aldığım ilginç tepkilerde ilk ona girebilirdi.

"Hiç belli etmiyorsun."

"Bir dahakine alnıma gökkuşağı çizerim,"dediğimde güldü.

"Erkeklere bakmıyorsun. Mesela ben yakışıklı değil miyim?"deyip birkaç adım geriye gitti. "Bak bakalım şöyle."

"Tatlısın ama benim zaten erkek arkadaşım var,"dedim alayla.

"Aa buldun da yani. Nerede?"

"Evimde şu an, uyuyor."

"Adama bak, eşcinsel bir de sevgili bulmuş. Kendine bak Samet, kendine,"diye sızlandı.

Gülüp "Uzak durmayacaksın yani?"dedim.

"Neden durayım? Ne güzel mesai de değiştiriyoruz, başkaları Samet değişemem diyor sürekli."

Gülümsedim.

"Sen bir ara çok üzgündün. O mu seni üzmüştü?"dedi merakla.

"Pek değil."

"Ne yaptı anlat bakayım kardeşine."

Sigarayı söndürüp çöpe attım. "Mesai başlayacak."

"Senin de ağzından kerpetenle laf alıyoruz!"diye sızlanıp beni takip etti.

"Bir ara anlatırım, söz."

İçeri girdiğimizde altı numaralı masa bana seslendi.

"Buyrun?"deyip masaya döndüm.

"Patates kızartması alalım,"dedi Erol. Göz devirdim. "Beyler siz başka bir şey istiyor musunuz?"

"Bir ibne."

"Aa zaten buradaymış,"dedi Turgut sırıtarak.

Gülümseyip elimi masaya koydum. "Bunu kaç kere prova ettiniz, aptallar ordusu olduğunuz için çok uğraşmış olmalısınız."

Erol birden gülümsemeyi kesti. "Cesaretin sikinin boyundan fazla, dikkat et."

"O halde gerçekten cesur birisiyim."

"Patates kızartmamı getir,"dedi alayla. "Soğuk bir şeyler de istiyorum."

Masadaki şişelerden birisini alıp açtım ve başından aşağı döktüm.

"Güz? Ne oluyor?"diye bağırdı patron mutfaktan.

"Müşteri soğuk bir şeyler istedi,"deyip gülümsediğimde Erol burnundan soluyordu. Ayağa kalkıp karşımda dikildiğinde kaşımı kaldırıp dibine girdim. "Hizmetimden memnun kaldınız mı?"

Yakamı tuttu. "Buna pişman olacaksın."

Yakamı kurtardım. "Hiç de öyle hissetmiyorum."

"Yürüyün,"dedi sinirle.

Hepsi masadan kalkarken gülümsedim.

"İbne,"diye mırıldandılar.

Parmak gösterdim.

Oysaki bir ibnenin hakkından gelemiyorlardı.