Güz
Hastaneye geleli bir saat olmuştu. Yalgın ve bende kötü bir şey yoktu. Hatta genelimiz iyiydik. Kantinde oturmuş ve bir şeyler yiyorduk. Harry ise yukarıda mışıl mışıl uyuyordu. Akdeniz de benim omzumda uyuyakalmıştı. Ona da sakinleştirici vermişlerdi. George çayından ufak bir yudum aldı. Daha yeni kendimize geliyorduk. Buna rağmen hala da kabus gibiydi.
"Seninkini buldun mu?"dedi Yalgın arkadaşına.
"Cehennemde görüşeceğiz onunla."
Akdeniz mırıldandı. "Harry..."
"Uyuyor, iyi,"diye fısıldadım.
"Güz sen misin?"
"Hadi, dinlen. Çok yoruldun."
Dilara ve annesi bize bir bardak daha çay getirdi. "Yangında pek tanışamadık,"dedi kadın kibarca. Atıştırmalık da getirmişlerdi. "Dilara'ya bakınca sizi de görmek istedi. Ben de mahsuru yoksa-"
"Yok efendim, ne mahsuru?"dedi Yalgın gülümseyip.
Kadın evdeki yemekleri bile getirmişti, onlar bizden önce hastanedeydiler. Bu da avantajdı.
Sandalyesini çekti. "Bar sizindi, değil mi?"
Gür bronz kahve saçları topuzdu ancak koşuşturmaktan dağılmıştı. Yorgun bir görüntüsü vardı. Bu ayrıca göz altlarına da yansımıştı.
"Koca bir kül,"dedi Yalgın burukça.
"Her şeyimizdi. Neyse ki biz sağlamız."
"Dilara da öbür taraftaymış. Kadınlar tarafındaymış yani. Beni aradığında çok korktum. Saatler sonra teyzesi de gelince bir şeyler hazırladık. Tüm gece gözetim altındayız ama sizi de görmek istedi."
"Biz iyiyiz, sen yat dinlen,"dedi Yalgın göz kırpıp. "Yemekler için de minnettarız. Mükemmel bir annesiniz."
"Kızımın ve onun gibilerin her an yanındayım. Teşekkürler çocuklar. Gel annecim, dinlen."
"Tamam,"dedi Dilara bize gülümseyerek. "Her şey düzelecek. Siz yeter ki güçlü kalın."
"Hadi, hadi doğru yatağa. Yoksa kim bizimle video atacak yahu?"
Onlar gidince biraz daha yedik. Serumdan sonra acıkmıştık. Akdeniz ise en son uyandı, ona ayırdığımız kekten ısırdı.
"Akdeniz, sen kalıyor musun?"dedi Altay.
"Harry'i bırakamam."
"Tamam. Güz, size emanet."
Rivalar da eve döndü. Herkes bir durgun hala olay gerçek mi diye anlamaya çalışıyordu.
Akdeniz çayından yudum aldı. "Gerçek değilmiş gibi..."
"Bir daha asla uyuyamayacağım,"dedi Yalgın gülerek.
Mercan yutkundu. "Teşekkür ederim Yalgın. Beni çıkarmasan ölürdüm."
"Etmene gerek yok madam."
"Harry seni nasıl çıkardı Akdeniz?"
"Çok kötüydü,"dedi üzüntüyle. Ağlayacakmış gibi önüne baktı. "Bana kendi kapüşonunu da verdi, duman bana hiç mi hiç gelmesin istedi. Bu yüzden o soludu. Ona söyledim ama anlamadı ki. Ben zaten o anı hatırlıyorum, gerisinde boğuluyordum ve titriyordum. Her yer dönüyordu."
"Sana kendinden çok kıyamaz o yüzden. Kendisini önemsemez." Yalgın yanıtladı.
"O duman neydi? En başta millet bayıldı,"dedi George düşünceyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ritim [BXB]
Short Story"Bak, burası bizim cehennemimiz ve burayı biz yönetiyoruz. Şimdi bize itaat zamanın geldi." BXB ODŞD'nin ikinci kitabıdır, önce onu okumanız gereklidir.