Güz
Dersin ortasında başımı kollarım arasına gömdüm, tarihçinin sesi silikleşirken mayıştım. Tatlı bir sıcak çöktüğünde direncim gittikçe azaldı, azaldı ve sonunda...
"Şş."
Omzumda hissettiğim sıcak ellerle kıpırdandım.
Eller yanağımda dolaştı, sıra hafifçe sallanınca birisinin yanıma oturduğunu fark ettim. Yalgın'ın parfümü burnuma çarparken beni göğsüne doğru çekti. Göz kapaklarım titredi. "Yalgın..."
"Hm?"dedi karnımı okşadı. O mayışıklıkla iyice ona sokuldum, burnumdan tam olmasa da biraz nefes aldım. "Kapüşonu da tüm yüzüne çekmişsin."
"Yalgın..."
Çok güzel bir rüya görüyordum.
"Uyuyor musun hala sen?"
Tenimdeki dokunuşuyla dudaklarım kıvrıldı. Gerçek gibiydi. "Bebeğim, rüya değil kalksana. Ayırt edemedin sen şu an. Dersiniz neydi?"
Birden irkildim. Sınıf!
Bomboştu.
Güldü. "Çok salaksın."
Burnumu burnuna hafifçe değdirdim, okulda bunu yapmamam gerekirdi ama artık dayanamıyordum. Ona uzak kalamıyordum. Onu çok seviyordum ve biliyordum ki nereye gidersem gideyim gelecekti. Üniversitede de beraber olacaktık.
Yalgın da dudaklarıma eğildi. Sarhoş gibi ona bakarken bana doğru kıvrıldı. Dudağımı ısırıp heyecanla sırıttım. Isırdığım noktada yumuşak dudaklarını hissettim. Yavaş yavaş öpüştük, öğle arası olduğundan uzun süre benimleydi ve onu bırakmak da istemiyordum. Yalgın'ın yakasını kavradım. Nefes nefese duraksadığımda bana bakıyordu.
Zevkle tekrar onu öptüm. Artık hızımı alamıyordum, o hisse teslimdim.
Kapı dan diye açıldığında bir saniye önce nasıl kafamı çevirdim bilmiyordum.
"Siktir,"dedi Yalgın. Gelene baktık.
Mercan... Onların sınıfındaki kız.
"Şey... Yalgın..." Kız boğazını temizledi. "Imm... Ben ödevine bakacaktım. Hoca istedi."
Hassiktir. Hassiktir. Kesinlikle görmüştü. Biz ölmüştük.
"Ne-Ne ödevi?"
"Kimya."
Mercan bana bakmamaya devam ettiğinde gördüğünden iyice emin oldum. Şimdi ne bok yiyecektik?
"Sıramın altındaydı."
"Aa o zaman ben bakarım. Evet,"diye kekeledi Mercan. Elindeki defteri yere düşürdüğünde tüm cesaretimi topladım.
"Gördün, değil mi?"dedim soğuk bir sesle. Eğer ona korkmadığımı gösterirsem buna inanırdı.
Yalgın bana istemsizce bağırdı. "Güz?"
"Neyi gördüm mü?"
"Suratıma bakarsan yalancı olmadığına inanırım."
Yalgın korkudan ruhunu teslim edecek gibi duruyordu, bir anda ağlamaya başladı. "Mercan, lütfen bak yanlış anladın."
Mercan etrafı kolaçan ederken üzgündü. "Ağlama, gördüm ama gidip birine anlatmam. Asla."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ritim [BXB]
Short Story"Bak, burası bizim cehennemimiz ve burayı biz yönetiyoruz. Şimdi bize itaat zamanın geldi." BXB ODŞD'nin ikinci kitabıdır, önce onu okumanız gereklidir.