Güz
Ertesi gün olaylardan sonra, ortalığın durulduğuna karar verdiğimizde Ömer'i aradım. Telefonunu üçüncü çalışta cevapladı.
"Selam."
"Selam,"dedim alçak sesle. "Nasıl oldun?"
"İyiyim."
"Yalnız mısın?"
Ömer rahattı.
"Gonca var. Annemleri zorla yolladım.""Anladım, o yardımcı olur,"dedim Yalgın'a bakarak. Doldurduğu şarabı dudaklarına götürüyordu. Kafasıyla şişeyi gösterdi. Bana da doldurması için kafa salladım.
"Endişelendirmek istememiş-"
"Versene şu telefonu,"dedi Yalgın. Telefonu pat diye elimden aldı. "Merhaba Ömer. Kaç yaşındasın, ben hatırlayamadım."
Yalgın'ın omzuna dokundum, uğraşıp canını sıkmasını istemiyordum. Ellerimizi kenetleyerek aşağı indirdi.
"Yirmi bir?"
"Demek ki çocuk değilsin. Güz'ü ve beni ne kadar korkuttun biliyor musun? Suçluluktan öldü şurada. Bunu kimseye yapma bahanen olamaz, yetişkiniz öncelikle ve herkes herkesle ilişki yaşar."
"Biliyorum. Haklısın. Ama mesele o değil."
"Peki ne? Çok merak ediyorum, lütfen anlatır mısın?"deyince sızlandım.
"Yalgın bunu yapmana-"
"Hayır ben bilmek istiyorum."
Kapı sesiyle birlikte Harry geldi.
Ömer konuştu.
"Kendinizi suçlamayın.""Zaten suçlamıyorum, kendi aptallığın. Aileni de Güz'e örgütleyemezsin. O durumda üstüne babanı çekti. Sana iyi davrandı, davrandık diye suistimal ediyorsun."
"Yalgın öyle değil, yanlış anlıyorsun."
"İlk sahneden sonraki haftalarda seninle baş başa konuştuk, hatırlıyor musun?"dediğinde kafa salladım. Ben bilmiyordum.
"Evet..."
"Sana gerçek Güz'ü görüp görmediğini sordum. Sen inatla bana geride kaldığımı, affetmeyeceğini ve sizi rahat bırakmam gerektiğini söyledin. Sahnede, gözünün önünde her şeyi göstermeme rağmen... O gün gururunla çekilmeliydin. Ben olayların çok karışacağını, Güz benimle tekrar olmasa dahi içten içe affedeceği için zarar görmeden ayrılmanı istedim senden. Karşılığında burnuma yumruk attın. Bunu kaldıramayacağını biliyordum. Buna rağmen bir kere çağırdıkça bin kere geldin. Biraz kendinle kalıp düşün, ben ne yapıyorum diye. Güz bırak da mutlu olsun."
Yalgın'ın ensesini okşarken beni bu kadar tanıması bu sefer hoşuma gitmişti. Gülümsedim.
"Anlıyorum. Endişelendirdiğim için yine özür dilerim."deyip kapattı Ömer. Ses tonu Yalgın'a katılıyordu.
Harry ve Akdeniz mutfağa girince Yalgın nefes verip telefonumu uzattı. "Neden öyle dedin bla bla diye sakın ağlama bana Güz."
"Hayır ışığım, doğru söyledin."
Harry sırıttı.
"Seks işe yarıyor he sizde."Göz devirdim ona. "Nasılsın Akdeniz? Harry seni umarım sıkıştırmıyordur, baya yavşak."
Akdeniz hafifçe gülümsedi. "İyiyim... Teşekkür ederim. Siz nasılsınız?"
"İyi biz de, içiyoruz yine."
"Ya benim anahtar yok,"dedi Harry anahtarını ararken. İyi ki anahtar almaya gelmişlerdi. Bir an eve atacak sanmıştım. Harry'di bu, bir bok belli olmazdı.
Yalgın başıyla gösterdi.
"Bebeğim salonda, her zamanki gibi. Unutup duruyorsun.""Ay evet!"dedi Harry kafasına vurup.
"Nereye gidiyorsunuz?"diye sordum.
"Altaylar sahne alacak, onları dinleyeceğiz. Önce Harry bana midye alacakmış. Arabayla geçelim dedi."
"Harry yalnızca midye al, ilaç falan katma,"diye takıldı Yalgın.
"Yalgın aşkım ben bulamadı."
Yalgın ile salona geldik, cam masadaki şeyleri karıştırdı. "Nerede ulan bu?"
"Yalgın çok seksi kokuyorsun."
Kaşımı kaldırıp ikiliye baktım.
"Harry dur bulamıyorum, bir de tepemdesin!"
"Vazonun yanında,"dedim gözlerim anahtarla buluşunca.
"Hah, al da git hadi. Akdeniz'i oyalayıp durma,"dedi Yalgın masayı toparlarken.
Harry ona öpecek gibi eğildi, erkek arkadaşım sahte bir gülümsemeyle "Yanaktan, değil mi?"dedi.
"Hayır tabii ki yani evet. Ayy!"
Yalgın'ı yanağından öpünce bana da yaklaştı. Geri çekildim. "Gidin artık."
Harry, Akdeniz'in belinden yönlendirdi. "Tamam babacıklaaar!"
Nihayet gittiğinde Yalgın'a döndüm. "Neydi o? Hayırdır?"
"Ne neydi?"
"Dudağından mı öpecekti?"dedim kaşlarımı çatarak.
"Yuh Güz-"
"Beni mi kandırıyorsun? Baya o yüzden eğilmedi mi?"diye yükseldim. Harry'nin yavşak hareketleri canımı sıkıyordu.
Yalgın beni kalçamdan kavrayarak kendisine çekti. Dudaklarımızı birleştirdi, öpücüğün hazzıyla afalladım. Kesik bir nefesle sordu. "Böyle mi öpecekti?"
"Ah piç,"dedim sırıtıp.
Onu koltuğa ittirip öptüğümde ikimiz de her şeye inat güldük.
hatırlatma: harry yabancı olduğundan bazılarında herkesle öpüşme normal
oluyor, anneyle, arkadaşla falan o da öyle sanıyor ve Yalgın'ı öpüyordu ahsnagahss
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ritim [BXB]
Storie brevi"Bak, burası bizim cehennemimiz ve burayı biz yönetiyoruz. Şimdi bize itaat zamanın geldi." BXB ODŞD'nin ikinci kitabıdır, önce onu okumanız gereklidir.