Ritim [BXB]

~54~ Abartma, Zenginiz

Güz

"Ben de varım gençler. Bar, bardır."

Kapıdan gelen sesle patron Yalgınla yanımızda bitti. Ardından yazdığı çeki ortaya bıraktı.

"Yarısını ödüyorsun,"dedi Yalgın şaşkınlıkla.

Yalgınla birbirimize baktık. "Borç diyelim. İstediğinizde dönersiniz."

"Sağ ol...ama..."

Sırıttı.
"Hadi evrakları halledin."

Gülümsedim. Patron omzumu sıktı. Evraklardan sonra "Ne yiyoruz?"dedi.

Yalgın ona sarıldı.
"Mükemmelsin canım kel patronum."

"Tamam lan abartma zenginiz sonuçta."

Kahkaha attım. "Ne yiyelim?"

"Tako, var mıyız?"

İstanbul'daki en iyi takoculardan birisine gittik. Patron öyle söylüyordu, bakalım deneyerek görecektik.

Yalgınla yan yana oturduk. "Aşırı heyecanlıyım,"deyip menüyü eline aldı. Çenemi elime yaslayarak onu izledim. Onu çok seviyordum.

Patron sordu.
"Ee Güz? Gamze ne zaman geliyor?"

"Bugün akşama geleceğini söylemişti."

"Gamze mi geliyor?"dedi Yalgın gülümseyip. Başımı salladım. "Canım görümcem..."

Patron güldü. "Bayılıyorum bu şaklabana."

"Ben de sana bayılıyorum bir tanecik kelim..."

Ben de sırıttım. Yalgın'ın yanına yaklaştım. "Taconun yanında başka şeyler de mi yiyeceksin?"

Kolunu koltuğuma attı.
"Tabii ki. Sen benim doyduğumu gördün mü?"

"Hep iş konuşuyoruz, sizin düğünü konuşalım,"dedi patron.

Yalgın gülümsedi.
"İtalya'ya karar verdik. Yani pat diye olmuyor bu işler, burada herkesle kutlama gibi yapıp haftaya İtalya'da nikahı yapacağız."

"Orada da mekan baktınız mı?"

"Daha yeni bakıyoruz, acelemiz yok."
Yalgın'ı onaylayıp saçlarından gelen tatlı kokuyu içime çektim. Omzumu okşayarak "Çok belge işi varmış bir de,"dedi.

Patron siparişleri verdikten sonra bize döndü.
"Ben yardımcı olayım, bağlantım var."

"Harika olur,"dedim gülümseyerek.

Detayları yemek eşliğinde konuştuk.

Telefonum çaldığında "Bir saniye,"dedim, ekrana eğildim. "Gamze arıyor."

"Abii! Ben geldim!"dedi neşeyle.

"Neredesin abicim?"

"Beyoğlu."

"Tamam güzelim, taksiye bin. Tako yiyoruz Yalgın abinlerle. Sana konum atıyorum."

"Ama param-"

"Ben öderim."

"Peki,"dedi sevinçle.

Ona konum gönderdim, on iki dakikada mekana geldi. (Patronun korumalarından birisine parayı ödemesi için vermiştim.) Beni gördüğünde neşeyle adımlarını hızlandırdı.

Üzerindeki lila eteğini düzeltti.
"Geldiim!"

Yalgın gülümsedi.
"Gamze ne kadar güzelleşmişsin."

Gamze utandı.
"Ya. Teşekkür ederim Yalgın abi. Sen de çok değişmişsin, aranızda minicik kaldım."

"Gel, ayakta kalma,"dedim Yalgın'a doğru kayarak.