Güz
"Buyrun, buyrun. Ne acılar çekmişsiniz meğer. Buradan gözüküyor."
Mercan'ın kliniğine girerken kapıda güldük. "Burası müthiş görünüyor yahu!"
"Şöhret zor güzelim,"diyerek karşısına oturdum. Beyaz-maviyle uyumlu oda gerçekten iç ısıtıyordu. Koltuklar da lacivertti, Mercan'ı haykıran oda kusursuzdu. Köşede kaktüsler bile vardı. Bayıldığı gibiydi. En yakın kız arkadaşımız saten gömleğini düzelttikten sonra gözlüklerini taktı.
"Evet, resmiyete geçiyorum. İlk terapiniz, en güzeli olsun."
"İlk ve son,"diye takıldı Yalgın. "Pekala, ciddi oluyoruz. Yalnız gömleğiniz de yakıyor madam."
Mercan gözlükleri üzerinden gülümsedi. "Hiç tanışmamışız gibi kendinizi anlatın."
"Niye, aptal mıyız?"dedim kaşımı kaldırıp.
"Hayıır, terapi yapıyoruz. Yeşil gözlü beyefendi başlasın."
"Güz Kuloğlu, yirmi dört yaşındayım ve müzisyenim. Yalgın sıra sende."
"Nelerden hoşlanırsın?"
"Ciddi olmayan Mercan'dan."
Gülümsedi. "Güz."
"Kitap okur,"dedi Yalgın.
"Bana sordu, amın oğlu. Pardon. Resmiydik."
Mercan bana cıklayarak onaylamadığını belli etti.
"Müzik için ölürüm,"diye ekledim. "Gitar, biraz bateri ve piyano çalabiliyorum."
"Bir de ben,"diye dudak oynattı Yalgın. Ona bakarak göz kırptım.
"Başka?"
"Spor? Biraz Fitness yapıyorum."
"Harika. Partneriniz?"
Yalgın sırıttı. "Yalgın Koçer. Ben de yirmi dört yaşındayım. Beraber müzik yapıyoruz, lezbiyen annelerim var. Babam biseksüel ve Yunanistan'da. Mm... Orada üvey kardeşim var. Tam bir salaktır, yavru kedi ondan zekidir. Öyle. Başkaa... Yemek yemeye bayılırım ama Güz yapacak. Ben beceriksizim. Yatakta yetenekliyim, oradan kurtarıyorum ama."
Mercan güldü. "Mükemmel. Kaç senedir çıkıyorsunuz?"
"Ayrıldığımız zamanı saymıyoruz. Yani yedi."
"Nasıl tanıştınız?"dedi defterine bir şeyler karalarken. Moda girmişti.
"Gonca tanıştırdı."
"Ondan öncesi var mı?"
"Var,"dedim geçmişi düşünerek.
Yalgın'ı ilk ben görmüştüm.
"Güz, baskete gelsene. Maç yapacağız."
Başımı sıradan kaldırmadan "Uyuyorum,"dedim. Öğle uykumu bırakamazdım çünkü gece uyuyamamıştım.
"Abi hadi ya. Takıma adam lazım."
"Uyuyorum dedim."
"Uyandın."
Öfkeyle sıradan kalktım. Uykum da uzak diyarlara göç etmişti. Basketbol belki toparlanmamı sağlar, üzerimdeki şu saçma uyuşukluğu alırdı. Kapüşonlumu üzerime geçirerek aşağı indim. Sınıftakiler ısınmaya başlamıştı. Çocuklara katılıp ısındıktan sonra kapüşonlumu banka attım. Takımları her zamanki gibi kurduk ve topu bana attılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ritim [BXB]
Short Story"Bak, burası bizim cehennemimiz ve burayı biz yönetiyoruz. Şimdi bize itaat zamanın geldi." BXB ODŞD'nin ikinci kitabıdır, önce onu okumanız gereklidir.