zaman ileri akıyoor
Yalgın
Barın kapısını iki taraftan ittirerek içeri girdim. Yine eğlenceye doyamayanlar hafta sonunu da fırsat bilerek tıklım tıklım doldurmuştu her yeri.
Üst katın en köşedeki masasında oturan arkadaşlarımın yanına yürüdüm. George birden dışarı çıkıp kutlama yapmak istemişti ama nedenini bilmiyoruz.
"Patron da Parislerden geldi,"dedi bana otuz iki diş sırıtarak.
Harry'nin karşısındaki deri koltuğa oturdum.
"Neler oluyor yahu?"
Elini kaldırdı. Parmağındaki yüzüğe gözlerimizi pörtlerek baktık Harryle. "Evleniyorum!"
"Ay yok artık!"
Güz ve Akdeniz de biz şok geçirirken merdivenleri çıkıyordu. Akdeniz... Büyüse iyi çocuktu fakat dediğim gibi büyümeliydi. Gerçi Harry gibi birine de o giderdi. İki bebek.
"Şaka yapıyorsun sen."
Kahkaha attı. "Gerçekten. Düğünü New York'ta yapacağız."
"Çocukla üç aydır çıkıyorsun."
"Erkenden evlenme meraklısı eşcinselleri anlayamıyorum,"dedim silkenerek.
Güz yanıma, Akdeniz de Harry'nin yanına oturdu.
"Önce ilişkini güzelce yaşasana be adam,"diye mızmızlandı Harry.
"Yaşadım, evlendiğimde de yaşayacağım."
"Oha, evleniyor musun?"dedi Akdeniz ağzı açık ona bakarak.
"Evet ve-"
"Hayatını sikiyorsun seni aptal." Harry sitem ederek kadehini eline aldı, bir dikişte bitirdi.
"Bence çok güzel bir şey... Keşke ben de evlensem, yurtdışında güzel yaşamaz mıydık Harry?"
Arkadaşım ellerini havaya kaldırdı. "Tamam Akdeniz, sen kafayı sıyırmışsın."
"Ne demek yani o?"dedi Akdeniz kaşlarını çatarak.
"Daha on dokuz yaşındasın ve olgun değilsin demek."
"Öhöö!"diye araya girdim. Ayak üstü ölecekti.
"Ne? Ben senin için çocuğun teki miyim?"
Akdeniz ayağa fırlayıp kızdığında başımı iki yana salladım. Bunun dönüşü yoktu. Harry kıvıramazdı.
"Üzüm üzüme baka baka kararır! Yalgın da düğünü iptal etti ya!"diye topu bana attı Harry.
Ölümcül bakışlarımı arkadaşıma çevirdim. "İleride evlenmek için..."
"Tamam, otuz sekiz ideal mi?"dedi Güz de alayla.
"Harry, cehennemde yan!"
"Ben çocuksu muyum? O yüzden evlenmek istemiyor musun?"dedi Akdeniz kırgın mavi gözleriyle bakarak.
"Bebiş ben asla evlenmek istemiyorum."
Hepimiz "Hih,"diye bir nida kaçırdık ağzımızdan. Şu an sıçmış ve sıvıyordu.
"Hiç mi?"
"Yani sen çocuk gibisin ama-"
Akdeniz kadehini onun başından aşağı döküp "Peşimden gelmezsen iyi edersin,"dedi ve merdivenleri hınçla inmeye başladı.
Kahkahayı bastım. "Kadehi başından döküverdi!"
Güz, ona peçete uzattı.
"George, seni orospu! Teşekkürler!"
"Mal olman benim mi suçum oldu?"
"Offf!"
"Peşinden git,"deyip çimdik attım.
"Ben bakayım." Güz ayağa kalkıp bana eğildi.
Gülümsedim. "Kırk yaşımızda evlenebiliriz. İdeal yaş diyorum."
Takıldığımı biliyordu, o da gülümseyerek beni öptü.
"Küs bebişini getiririm Harry."
"Sağ ol Güz babam..."
O gider gitmez arkadaşıma baktım. "Sağdıç benim!"
"Hayır, siktir git Yalgın. Benim be!"
"Ne demek benim? Sen anlamazsın."
"Asıl sen anlamazsın, Türkiye'de doğup büyüdün. Ben bir kere sağdıç oldum ve tecrübeliyim, anladın mı kaltak?"
"En yakını benim, bu da beni sağdıç yapar,"dedim inatla.
George başını ovaladı. "İşte şimdi boku yedim."
Evet, savaş şimdi başlıyordu.
akdeniz'in triplerine hastayımajskdkdkf
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ritim [BXB]
Short Story"Bak, burası bizim cehennemimiz ve burayı biz yönetiyoruz. Şimdi bize itaat zamanın geldi." BXB ODŞD'nin ikinci kitabıdır, önce onu okumanız gereklidir.