Ritim [BXB]

~65~ Minik Yalgın Ve Güz

Güz

"Şşt!"

"Senin ben..."dedi Yalgın irkilerek. Sırıtarak çimenlerde yanına oturdum. 

"Sigaraya da iyi alıştın, tiryaki."

Somurttu. "Ama sen de her zil içiyorsun!"

"Ben içiyorum diye sen de her zil içmek zorunda mısın yani?"

"O halde seni göremem ki."

Aptal gibi suratına baktım.

Dumanı havaya verirken başını biraz geriye attı. Cebimden paketi çıkardım, gözlerim bu hareketiyle yüzünden boynuna indi. Bana baktığında bakışlarımı çektim, sigaramı yaktım. Kalbim hızlanmıştı.

"Ee dersiniz neydi?"

"Kimya, sizin?"

"Matematik."

"Güzel."

"Evet."

Dumanı içime çektim. "Yalgın."

"Efendim?"

"En son ağlıyordun ve biz... Neyse şunu demek istiyor..." Kendi kendime sustuğumda yüzüme bakmaya devam etti. "Hoşlandığını söylerken ciddi miydin?"diye tamamladım.

"Ciddiydim. Bu havada senin için sigara içmeye iniyorum, sence dalga mı geçiyorum?"diye güldü.

"Tamam."

Omzuma başını koydu. "Gerildin mi?"

"Hava soğuk."

"Ya tabii tabii."

"Omzumdan kalk."

"Yoo,"dedi kıkırdayarak.

"Birisi gelir bak."

Kollarını düşmemek için çabalarcasına sımsıkı bana sardı. Gülümseyerek ellerini tuttum. Böyle sarhoş gibi tuhaf hissediyordum. Midem de ağrıyordu, siktir gerçekten neden ağrıyordu?

Etrafa baktım, bomboş olduğunu görünce Yalgın'ın parmaklarını öptüm. Başını omzuma sürterek gülümsedi. Zil çaldı. "Konferans var. İki ders."

"Aman ya,"diye söylendi.

Hain bir fikirle sırıttım. "Şşt, okulu assak mı?"

"Okulu?"dedi gülerek.

"Evet. Yoklama da almazlar. Geçen unutmuşlardı, hatırladın mı?"

Aynı anda ayağa kalktık ve adeta yukarı fırladık. Sınıflardan konferansa inen herkes gibi çantalarımızı aldık, ayrı sınıflarda olduğumuzdan koridorda Yalgın beni köşeye çekti. "İzin kağıdı alıp gidenler olmuş ve boş izin kağıtları var,"diye fısıldadı. Müdür yardımcısının odasını gösterdi. Farklı yönden odaya girip kapıyı kapattık.

"Nerede?"diye sordum. Yalgın masayı karıştırdı.

Kapı pat diye açıldı. Ödüm patlamıştı, içimden sövmeye başladım.

"Hoc... Merveymiş ya."

"Onlar imzasız,"dedi Merve sırıtarak. 

"Ne kadar istiyorsun söyle hadi,"dedi Yalgın yalvarırcasına. Güldüm.

"Size kıyağım olsun,"dedi Merve gülümseyip. 

"Bize beleş,"dedim düşünceyle. "Yalgın çok yakışıklı diye mi?"