~ 19~ Patrondan Sürpiz

2.2K 171 57
                                    

Güz

"Kaçak, nerelerdesin?"

Yalgın'ı kolumun altına alıp sırıttığımda somurtarak kıpraştı. Aynı elimle saçlarını karıştırıp kahkaha attım. Kıvırcık tutamlara bulaşmaya bayılıyordum.

"Hayalimdeki ilişki,"dedi Harry önündeki bardağa bakarak. Derin bir iç çekti.

"Harry üzgün mü? Kıyamet kopacak,"dedi Gonca alayla. Harry koltuğa yaslandı, dalgın bakışlarla ileriye baktı.

"Ya yapmasana,"diyen Yalgın sinirlenmeye başlamıştı, bukleleri parmaklarıma dolayıp onu iyice delirttim.

"Bu kadar seksi olmasana,"dedim sırıtarak.

Bir anda siniri sis gibi dağıldı, tatlı bir bakışla bana baktı. Kimseyi umursamadan dudaklarını öptüm, kıpraşsa da karşılık vermeden duramadı. İçimi yakan bir iniltiyle dudaklarımda sızlandı. Bu öpücük ikimize de yetmiyordu.

"Yiyişmenizi izlemek istemiyorum çünkü Harry baba bugün mutsuz!"

"Bunun için para veriyorum,"dedi patron köşeden fırlayıp.

Dudaklarımızı ayırsak da yakın durduk. Patron elini kaldırıp başını salladı.

"Sahneye hazır mıyız?"

"Öyle içtim ki sahneyi yakmaya bile hazırım,"dedi Yalgın gülüp. Ben de güldüm.

Patron elini alnına yasladı. "Çok içmek yok dediğimi sanıyordum."

Güldüm. "Endişelenme reis, bu iş bizde."

"Mahvolmuşluğa!"diye kadeh kaldırdı Harry. Kadehi elinden kapıp yürümeye başladım. "Hey!"

Yalgın arkamdan kahkaha attı. "Bekle beni."

Yetişip başını omzuma yasladığında kolumu ona sardım. "Burayı yakacağız."

"Biliyorum."

Nihayet o gece gelmişti. Gerginlikten konuşmamaya söz verdiğimiz gece. Bu akşam ilk coverımızı söyleyecektik.

Zaman su gibi akıp gidiyordu, kendimi sahnede elimle mikrofonla bulmam dün gece başımı yastığa koyduğum anla aynıydı. Heyecandan girişi unuttum, müzik girmeye başlamıştı. Bakışlarımı Yalgın'a yönelttim. Kalbim berbat bir şekilde ağrıyordu, dizlerim titreyecekti neredeyse.

Dudak kıpırdatarak hatırlattı.

Sonra bakışlarını seyirciye dikti.

Sözler dudaklarımdan aktı gitti, sıra ona geldi. O da şarkı devam ettikçe rahatladı, insanlara bakmadım ama taşlanmadığımıza göre kötü değildik.

Sıra yine bana geldi, bu sefer sözleri unutmadım ama son cümlelerime doğru sesim kısıldı. Öksürdüm. Sikeyim, rezilin önde gideniydim.

Yalgın erken devraldı, müzikten önce gitti. Bakışlarımla onu uyarmaya çalıştım, olması gerekenden daha hızlı söylüyordu. Bana bakmamakta ısrar ettiğinde baktığı yöne baktım. Batırıyorduk. Kendimi sahneden atmak istiyordum.

En önde Erol iti ve tayfası vardı, yanlarında takım elbiseli iki tane de adam gözlerini bize dikmişti.

O an bu gecenin bok olacağını anladım.

Patrona bakış attım, işaret verdi. Ne diye işaret veriyordu?

Bir anda yüzüme çarpan şeyle geriye kaçtım, ne olduğunu anlamadan nefesim kesildi. Yoğun dumandan herkes öksürürken bir tane daha sahneye attılar. Yalgın'a döndüm, boğulur gibi sesler çıkarıyordu, koşup kolumu beline sardım. Eliyle ağzını kapattı.

Bir yandan üzerime domates geldi. Evet, domates. Geldiği yöne baktığımda Erol'u kahkaha atarken gördüm. Seyircilerin arkasında bize önüne gelen şeyin atılmasını izliyordu. Havada bardaklar uçuyordu.

"Eğil!"

Yalgın'ı sahnenin köşesine çektim. "Ne oluyor anasını satayım?"diye bağırdı.

"İbnelere bak! Ülkeyi ele geçirdiniz!"

"Siktirin gidin! Size bu ülkede değil dünyada bile yer olmamalı!"

"Homofobik saldırısına uğruyoruz,"dedim kahkaha atarak. "Şunlara bak, Erol denen orospu çocuğu nasıl örgütlemiş!"

Önüme düşen cam şişe parçalarına ayrıldı.

Yalgın tam o anda beni geriye çekti, yüzümü göğsüne bastırmasaydı kırıklar yüzüme gelecekti.

"Nefes almak çok zor, kaç tane attılar bunlardan?"

"Onları gebertmeden buradan çıkamayız,"diye soludum.

"Şu sokuk kel nerede?"

"Lanet pezevenk, bizi bıraktı, sik gibi kaldık!"

Yalgın ayağa kalktı. "Kalmadık."

Yerden kırık şişeyi aldı ve sahneden atladı. Gözlerim büyürken ona baktım, Erol'un yakasına yapıştı. İki saniye içinde kalabalık arasında kaybolduğunda düşünmeden ben de kalabalığa karıştım.

Madem kavga gerekiyordu, öyle olacaktı.

Ritim [BXB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin