~69~ Cenaze

897 110 59
                                        

Güz

Harry beni eve bırakıp Akdenizle beraber yola devam etti. İçeri girer girmez ellerimi ve yüzümü yıkadım, yüzüme defalarca su çarptım. O his içsem de, konuşsam da bir süreliğine bırakıyordu beni. Yine herkesi aradım fakat kimse cevaplamadı. Cenazede bile istenmediğimden emindim.

Koltukta üzerimi siyah pikeyle örttüm.. Uzanıp bomboş bir şekilde tavanı seyrettim. Saatler geçti, ben viskiyi diktikçe hava karardı. Yarıladığım şişeyi köşeye bıraktım.

Evin kapısı açıldı, sonra da odanın...

"Bebeğim?"

Televizyona boş bakışlar atarken "Geldin mi?"dedim kuru bir sesle. Yalgın'ın suratına bakacak gücüm yoktu.

Yalgın yarıladığım şişeyi aldı. "Akdeniz anlattı, kötü hissediyormuşsun. Ne oldu?"

Sırıtıp "Olmadı bir şey,"dedim.

"Arabayı da vurmuşsun."

Cevap vermedim. Yandan bakış attım ona, ne kadar canlı ve hayat doluydu. Ben ise ölüydüm, ruhtan halliceydim. Küçük aynadan gözlerimin kızardığını görüyordum. Siyah saçlarım dağılmış, alnıma dökülüyordu.

"Balım..."dedi Yalgın beni bir anda kendisine çekerek. Kolları arasında kalır kalmaz gözlerim doldu, ağlamamak için dudağımı ısırdım. Elleri yüzümü okşadığında hıçkırarak ağlamaya başladım. Beni kendisine iyice bastırdı. "Bırak kendini artık, savaşma,"dedi nazikçe.

Hıçkırıklar birbiri ardına gelirken sesle ağlıyordum, bedenim titriyordu.

Yalgın yüzümü okşayıp oraya küçük öpücükler kondurdu. Ruhumdaki o acıyla haykırırcasına bir ses çıkardım. "Evet bebeğim... Rahatlayacaksın,"dedi alçak sesle.

"Babam...gitti,"dedim nefes alamazken.

Yalgın elleri titredi. "Güz..."

Gözlerine uyuşmayla baktım. "Benden nefret ederek gitti."

Dudaklarıma nazikçe yaklaşıp öptü, ilaç gibiydi. "Hayır Güz."

"Beni avutma,"dedim ıslak yüzümle.

Yüzümü parmaklarıyla sildiğinde gözlerimi kapattım. "Sana sinirliydi evet ama nefret etmiyordu."

Dokunuşuyla mayışıp sakinleştim.
"Ediyordu."

"Ama annen var. Onunla her şeyi düzeltebilirsin,"dedi usulca.

Tekrar ona yaslandım. "Düzeltir miyim?"

Gülümsedi. "Evet bebeğim."
Yüzüne bakarken umudun yeşeren filizlerini içimde hissediyordum, Yalgın yüzümü bir kez daha okşadı. "Biraz yemek yemelisin, hiç yememişsin."

"Canım istemiyor."

Burnumu öptü. "Birazcık? Lütfen, benim için... Güçlü olman gerekiyor."

Pes ettim.
"Ne yiyeceğiz?"

"Harry bana tavuk yapmayı öğretti, soslu moslu yapacağım sana. İster misin?"

Yalgın yemek yapamadığı için bu cenneti yaşamaktı.

Kafa salladım.

"Sen de uyu hadi,"deyip bir anda beni yatırdı, üzerimi örttü.

Bileğinden tuttum.

"Evet bebeğim?"

"Sana çok aşığım Yalgın,"dedim titrek bir sesle. Eğilip beni öptü.

"Ben de sana çok aşığım."
Dudaklarımda bir gülümseme yer edinirken alnımda elini gezdirdi. "Hadi, uyu sen. Gün ışığın en karanlık zamanlarında burada."

Odadan çıktığında dirensem de uyuyakaldım. Uyandığımda kırık telefonum çalıyordu. Telefonu kulağıma götürdüm. "Anne?"

"Güz... Öğrendin mi?"dedi yorgun bir sesle.

"Evet... Evet anne."

"Yarın defnedilecek,"dedi, ağlamak üzereydi.

"Anne..."

"Gelecek misin?"

"Babam ister miydi?"dedim dediklerini acıyla hatırlarken.

"İstemezdi."

Yutkundum.

"Ama ben istiyorum. Gel kuzum, gel artık."

"Geleyim mi?"dedim sesimi zorlukla bulurken.

"Bu gece gelebilir misin? Zor olur gerçi trafik ama..."

"Anne... Ben uçağa binerim. Ankara'ya kadar arabayla bitmez."
Yalgın tepsiyle odaya girince ona bakış attım.

"Tamam. Yedin mi bir şeyler?"dedi annem ve ağlamak istedim. Beni düşünüyordu.

"Yiyeceğim."

"Bir iki lokma ye de güç topla. Yaptın mı kendine? Ne yaptın?"

"Yalgın hazırladı."dedim yorgun bir sesle.

"Yanında mı?"

"Evet..."

"Konuşabilir miyim?"

"Annem seninle konuşmak istiyor,"dedim Yalgın'a. Hafif bir şaşkınlıkla telefona eğildi. Hapörlere verdim.

"Başınız sağ olsun,"dedi Yalgın.

"Sağ ol evladım. Güz uçağa binmeden azıcık yesin tamam mı? Gelirken aç aç bayılmasın."

"Anne-"

"Tamam efendim, ben halledeceğim. Bileti de alıyorum şimdi."

"Güz paran var mı?"

"Var anne."

"Ben olmasa da alırım ona, siz bunu düşünmeyin bir de lütfen,"dedi Yalgın nazikçe.

"Sağ ol evladım. Çok sağ ol. Aklım Güz'de kalmaz o zaman."

"Tamam anne. Ben bilet bakayım,"dedim araya girip.

"Kendin gel de başkaları olay çıkarıp bizi üzmesin."

"Merak etme sen."deyip kapattım.

Yalgın tepsiyi dizlerime bıraktı. "Anneni duydun."

"Neden kızmadı?"diye mırıldandım kendi kendime. Neden?

yağıyor bölüm yağıyoor

Ritim [BXB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin