39 - Tanışmak

264 22 146
                                    

Merhabalaaarrrrr.

Yeni bir bölümde daha birlikteyiz.

İyi okumalaarrr 🐥

"Bozuk bu kol. Adam benim istediğim gibi hareket etmiyor" dedim sinirle ekrana bakarken.

"Sen hangi adamı oynatmaya çalışıyorsun?" diye sordu Yağız. Gözü ekranda olmasına rağmen benimle ilgilenmesi de hoşuma gitmedi değil.

"Sarılıyı işte" dedim hala elimdeki oyun koluyla uğraşırken. "Bak mesela ben hareket ettirmiyorum. Ama o koşuyor" dedim sinirle.

"Umay o benim çünkü. Sen mavili olansın" dedi Poyraz. Ağzım aralandı. "Nasıl ya? Benim işte o" dedim ve bu sefer mavili olana baktım. Az önce Yağızın gösterdiği gibi kolu hareket ettirirken mavili adam benim hareket ettirme şeklime göre hareket edince şok oldum.

Nasıl yani ben iki saattir Poyrazın adamını mı hareket ettirmeye çalışıyorum?

"Hahayt. Sonunda benden kötü oynayan biri var yaşasın" diyerek sevinçle konuştu Yazgı. Kötü kötü ona baktım. Zaten onun yüzünden girmiştim bu oyun işine.

Yağız ve Poyraz tek başlarına oyun oynamak adına koltuğa oturmuşlardı. Sonra bende nasıl oynadıklarını merak edip yanlarına gelmiştim. Yazgı da gelince Poyraz takım olarak oynamayı teklif etmişti. Direkt reddetmiştim çünkü daha önce hiç oynamamıştım ve böyle şeylerden çok anlamazdım.

Ama gerçek futbol olsa alasını oynarım. Böyle kollu kablolu işleri anlamıyorum. Daha önce denizde öğretmeyi teklif etmişti ama ben kabul etmemiştim. Şimdi diyordum da. Keşke kabul etseydim ya.

Ben onlarla oynamayı kabul etmeyince yazgı beni acayip gaza getirmiş ve onun beni yenebileceğinden falan bahsetmişti. Bende gaza gelmiştim ve oynamayı kabul etmiştim.

Böylelikle Yağız ile ben bir takım Poyraz ile yazgı bir takım olmuştu. Yazgı da çok iyi oynayamasa da en azından hangi adam onun karıştırmıyordu. Çünkü poyrazla daha önceden oynamışlar. Ama benim ilk oynayışımdı.

Yağız ilk başta bana kısaca oyunu anlatıp öğretse de ben hala anlayamıyordum.

"Yağız ne kadar iyi oynuyorsa Umay o kadar kötü oynuyor sayın seyirciler. Yağız takımı yukarı taşıdıkça Umay aşağı indiriyor. Bu ikilinin bir araya gelmesi hem çok heyecanlı hem çok saçma" dedi Ayaz bir spiker edasıyla. İnstagramdan canlı yayın açmıştı. Bazen bizi çekiyor bazen kendisini gösteriyor, canlı yayını izleyen takipçilerine karşın kendini bizim spikerimiz ilan etmişti.

Aslında haklıydı. Yağız üst üste gol attıkça ben batırıyordum. Diğer takımdan da Poyraz atıyordu golleri. Yazgı sadece topu pas atıyordu. Başka da işe yaradığı yoktu ama en azından bir işe yarıyordu.

"Umay yolla şu topu çabuk kaçırmayalım" diyen Yağızın sesiyle düşüncelerimden kurtuldum ve gözlerimle ekranda topu aradım. Adamımı benim istediğime göre hareket edip topa yaklaştığında topu yağıza attım.

Umarım o Yağızdır.

"Sensin dimi o? Doğru kişiye attım?" dedim heyecanla. Yağız kafasını salladı. Yüzüme bakmıyordu şuan tüm dikkati ekrandaydı ve aşırı strese girmişti. Bende ekrana döndüm.

"Yazgı yakalasana" dedi Poyraz. "Poyraz salak mısın Yağızın karşısına beni niye yolluyorsun? Ben nasıl alayım ondan topu?" dedi yazgı da. Hepsi fazla stresliydi. Sırıttım. Bir gol daha atacak galiba Yağız. Yaşasın bizim takım!

"Görmüyor musun arada kaç metre var? Koşuyorum ama yetişemem. Sen önüne geç bir şeyler yap durdur onu" dedi Poyraz. Yazgının adamı hızla Yağızın adamına doğru giderken Yağızı sabote etmemesi için bende yazgının adamının önüne geçtim.

Sokak Lambası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin