17 - Kuzen

402 26 120
                                    

Multimedya; Zelal

İyi Okumalar 👻

"Bir dakika bir dakika. Siz tanışıyor musunuz?" Ne yazgı ne zelal benim sorumu umursamadı. Yazgı hızla zelale doğru koştu ve kollarını boynuna doladı. Zelal de yazgının sarılmasına karşılık verirken herkesin gözü hala onlardaydı.

"Onlar kuzen" Poyrazın sesiyle ona döndüm. Yazgı ve zelal kuzen miydi? Vay anasını sayın seyirciler. Tesadüfün böylesi.

"Senin ne işin var burada? Birine bir şey mi oldu?" dedi yazgı telaşla çevresine bakarak. Burası acil müşhade yeri olduğu için tek kişilik değildi. Çevrede bir sürü insan vardı. Zelalin bizimle olduğunu anlamıyordu o yüzden. C

"Aslında o bizimle" dedim yazgıya. Kaşları daha çok çatıldı. "Nasıl yani?" zelalin gözlerinin dolduğunu farkettim. Hızla yanımızdan ayrıldı. Yazgı hala neyin ne olduğunu anlamasa da zelalin peşinden koşturdu. Direkt mevsime döndüm.

"Mevsim uç" ben şuan gidemiyordum. Benim yerime Mevsim gitsindi. Mevsim kafasını sallayıp onların peşinden koşturdu.

"İşler iyice sarpa sarmaya başladı. Biri ne olduğunu anlatacak mı?" dedi yiğitin gözleri benim Yağızın ve ayazın üzerindeyken. Derin bir nefes aldım. Yağız anlatmazdı zaten. Ayaz da tam bilmiyordu. Şuan anlatacak tek kişi bendim.

"Kızlar gelsin öyle anlatayım. Ayrı ayrı uğraşamam" bir kaç dakika bekledik sessizce. Hala gelmediklerinde ofladım. Ayaklarımı sedyeden aşağı indirdiğim sırada omzumda bir el hissettim. "Hop. Yolculuk nereye?" diyerek tuttu beni Yağız.

"Kızların yanına gideceğim" kaşlarını çattı. "Saçmalama kızım. Otur oturduğun yere. Gelirler şimdi" bir kez daha ofladım. "Yağız iyiyim ben. Burda boş yere yer de kaplamayayım. Doktor da iyi olduğumu söyledi. Kızları da alıp sakin sakin konuşabileceğimiz bir yere gidelim" dediğimde bir kaç saniye düşündü.

Ona köpek yavrusu bakışlarımla baktım. "Tamam. Ama dikkatli ol" sırıtıp kafamı salladım. "Kucağıma alayım mı?" ona cevap vermeden ayağa kalktım. "İyiyim dedim ya. Giderim kendim"

"Bize gidelim o zaman" kaşlarımı kaldırdım. "Olmaz. Bize" nedenini anlamasa da kafasını salladı. Yağız gelip girmem için kolunu uzattı.

"Gerek yok" dediğimde dik dik baktı. Sırıtıp koluna girdim. Koluna girdiğimde yürümem daha kolay olmuştu. Aslında zaten kolaydı.

Acilden çıktığımız sırada kızları gördüm. Mevsim hızla yanıma yaklaştı. "İyi misin?" kafamı salladım. "İyiyim" diyip zelale baktım. "Asıl sen iyi misin?" bu sefer kafasını sallayan taraf oydu. "Evet. Birisi bana olanları anlatmalı artık. Nereye gidiyoruz?" diye sordu yazgı.

"Bize" diye cevap verdim. Bir kaç dakika içinde otoparka varmıştık. Mevsim Yiğit ve ben Yağızın arabasına geçerken, yazgı zelal ve ayaz da Poyrazın arabasına geçmişti.

Yiğit ön koltuğa oturdu. Mevsim ve bende arka koltuğa. Yağız son sürat bizim eve doğru sürerken yorgunlukla arkama yaslandım.

Yorucu bir gündü. Bıçaklanmak kolay bir iş değildi sonuçta.

Ve...

Bugün ilk kez kendimi birine karşı açmıştım. Mutluydum bunun için.

Telefonum çalınca nerede olduğuna bakmak için doğruldum. Mevsim ise çoktan telefonu alıp bana uzattı. Ekranda gördüğüm isimle ofladım. Abim arıyordu. Yine. Meşgule attım.

Uğraşamazdım onunla şuan.

Telefonu meşgule atınca cevapsız çağrıları gördüm. 8 kere aramıştı. Çüş! Bir şey mi oldu acaba? Ama beni ilgilendiren ne olabilir ki?

Sokak Lambası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin