19 - Kısıtlamak

358 28 99
                                    

Multimedya; Mevsim

İyi Okumalar 👻

Dakikalar sonra kendimi odamda bulmuştum. Odamdaydım ama kapının dibine kulağımı yapıştırmıştım. Konuşulanları çok net bir şekilde duyabiliyordum.

"Lan niye bu kadar üstüne gittin kızın? Bırak gitsinler" demişti Yiğit. Adamım be. Boşuna amcamın oğlu demiyorum ben sana. Koçum aslanım.

"Ne demek gitsinler? Ya başlarına bir şey gelirse? Berkay şerefsizi umayla zelalin peşinde. Yalnız bulduğu ilk an enselerine çöker. Düşünmediniz mi gerçekten bunu? Gitmeyecekler. Hatta mümkünse hiç evden çıkmasınlar"

Aaaa. Bu da çok olmuştu ama ha.

Ne demek evden çıkmasınlar?

"Saçmalama istersen Yağız. Sırf bir şerefsizden korkuyorsun diye bizi kısıtlayamazsın. İster eğleniriz ister evde otururuz. Bu seni hiç alakadar etmez" dedi yazgı da. Sesi sinirli çıkıyordu.

"Ne korkması ya? Gerçekten ondan korktuğumu falan mı düşünüyorsunuz? Eğer öyleyse diyecek bir şeyim yok. Umay ve zelal için böyle yaptığımı en çok senin anlaman gerekiyordu yazgı. Bunu korktuğuma bağladın ya. Başka bir şey söylemiyorum" dedi Yağız. Sesinde bir kırgınlık sezmiştim sanki.

"Kızlar hazırlanın hadi siz. Kahvaltıya gidelim" dedi Ayaz ortamı yumuşatmak adına. Daha sonra da odaya yaklaşan adım seslerini duymamla hemen penceremin önündeki boşluğa doğru koşturup oturdum.

Kapıyı dinlediğimi kimse bilmemeliydi. Yoksa coolluğum bozulurdu.

Kapı açılınca içeri yazgı girdi.

"Kırıcı mı konuştum?" diye sordu üzgünce. Kafamı salladım. "Ben bile Yağızın ondan korktuğunu düşünmemiştim. Bunu düşünmek için salak falan olmamız lazım. Yağız Berkaydan korkmaz" ve böylece benim kapıyı dinlediğim anlaşılmıştı. Allah da beni kahredecek. Püü.

Yazgı kafasını salladı. "Gidip gönlünü alacağım" dedi ve dışarı çıktı. Hiç kapıyı dinleme zahmetine bile girmedim. Bir kaç dakika sonra sırıtan suratıyla içeri girdi.

"Tamamdır" kafamı salladım bende.

"Giyinelim hadi. Ver ablana kıyafet" dedi sonra da. Dolabı işaret ettim. "Dükkan senin. Seç beğen al" sırıttı.

Kapının önünde havlama sesi gelince hemen ayağa kalkıp kapıyı açtım. "Kızım" kapıyı açar açmaz şana içeri girdi. "Ben çıkayım önce sen giyin" yazgıya kafamı salladım. Yazgı çıktığında dolabımı açtım ve söylene söylene kıyafet almaya başladım.

"Neymiş? Dışarı çıkamaz mışız. Sana mı kaldı bizim bekçiliğimiz yahu! Tehlikedeysek tehlikedeyiz. Biz kendimi koruyamaz mıyız? Gayet de koruruz. Berkay da kimmiş? Peh! Şana bir şey söylesene sende" dedim elimdeki kıyafetlerle şanaya dönüp. Ona döndüğümde havladı.

"Haklıyım dimi ben? O bizi kısıtlayamaz" dediğimde tekrar havladı. Burda benim haklı olduğumu söylüyordu. Haklıydım.

Dolabımdan siyah bir crop ve beyaz bir pantolon aldım. Aldıklarımı hemen üzerime geçirdim. Pantalonuma siyah kemerimi de taktım. Ve kombinimi kot ceketle tamamladım. Hava sıcaktı ama ben kot ceket giymeyi severdim. Giyindikten sonra makyaj masamın önüne geçtim.

Hızlıca eyeliner çektim ve rimel sürdüm. Eyeliner sürmeden kendimi eksik hissediyorum. Dudağıma da hafif pembe tonlarındaki rujumu sürüp küpelerimi taktım. Daha sonra çekmeceden tarağımı ve bir kaç toka aldım. Bir de asla kullanmadığım ama şuan lazım olan makyaj aynamı da alıp dışarı çıktım. Yazgıyı çokta bekletmeseydim iyi olurdu. Saçımı dışarı da da yapabilirdim.

Sokak Lambası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin