Merhabaaaa.
Nasılsınız bebişler?
Yine uzun bir zaman sonra karşınızdayım. Buraları çok boşladım farkındayım ve bunun için binlerce kez özür dilerim.
Neyse fazla uzatmayalım.
İyi okumalarr 🤍
Yiğit ile babasına baktım. Hararetli hararetli bir şeyler konuşuyorlardı. Babası çok sinirli Yiğit ise çok şaşkın gözüküyordu. Yiğit tam ağzını açıp bir şey söyleyecekti ki babası elini kaldırdığı gibi tokatı yiğitin suratına geçirdi. Korkuyla açtığım ağzımı elimle kapattım.
Yağız yanımdan kalktığı gibi yiğit ile babasının yanına doğru koşturdu. Arkasından Mevsimde giderken biz hala oturmuş olayı anlamaya çalışıyorduk. Yağız aralarına girdiğinde bu sefer Kemal amca yağıza bir şeyler anlatmaya başladı. Mevsim ise dolu gözleriyle Yiğite bakıyordu. Yiğitin kafası yere eğikti. Mevsim kollarını yiğitin boynuna doladı. Yiğitin tek eli mevsimin belini sararken diğer eli yanağındaydı. Mevsimin yiğitin kulağına bir şeyler fısıldadığını görüyordum. En sonunda dayanamayıp bende ayağa kalktım ve onlara doğru ilerledim.
"Neyi yanlış olacak Yağız? Duyduğuma mı inanayım size mi?" dediğini duydum Kemal amcanın onların yanına gelince. "Kemal Amca?" dediğimde bana döndü. "Hoşgeldin" dedim öncelikle. "Hiç hoşgelmedim" dedi sinirle ve Yiğite baktı. "Sorun ne?" diye sordum. "Bu var ya bu" dedi Kemal amca yiğiti göstererek. "Bu annesiyle benim boşanmamı istiyor bu" dediğinde yiğitin kafasını kaldırdığını gördüm. Mevsimin kollarını boynundan ayırdı. Daha sonra babasının önüne geçti. Babasının kolundan tuttuğu gibi okulun dışına çıktılar. Hemen arkalarından ilerlerken güvenlik görevlisinin kulübesine göz attım. Allahtan yerinde değildi. Birde onunla uğraşamazdık.
"Ne yapmamı bekliyorsun?" dedi Yiğit sinirle. "Gördüğün şeyi önce bana sormanı. Bilip bilmeden gidiyorsun annene her şeyi anlatıyorsun" dedi Kemal amca. "Baba hala neyi anlatıyorsun sen? Mesajlarını gördüm ya ben senin. Söyledim sana dimi. Trabzona geldiğimde söyledim. Çöz şu sorunu dedim. Hallederim dedin ama hala aynı. Benim telefonuma mesaj geliyor artık ya. Benide soktun bu işin içine. Annemde, bende bıktık anlıyor musun? Bıktık. Anneme bunu söylemem lazımdı ki kendini senden kurtarsın" dedi Yiğit. Oldukça sinirliydi. Az önceki tokatın acısını çıkartırcasına bağırıyordu.
Arkamı döndüğümde diğerlerinin de geldiğini gördüm. Hepsi arkamızdaydı. "Sana halledeceğim bana biraz zaman ver dedim. Dinlemedin" dedi Kemal amca. "Verdim. 1 aydır seni bekliyorum ben. Halledemedin. Anneme söylemek zorundaydım" dedi Yiğit. "Annenle babanın boşanmasını sağladın. Annen ile baban senin yüzünden ayrılıyor. Bunun acısıyla başa çık tamam mı oğlum? Annen ağlıyor. Senin yüzünden. Ben bu haldeyim. Senin yüzünden" dedi babası. Yiğitin bu sözler karşısında kırıldığını hissettim. Birkaç dakika sonra toparlandı ve konuşmaya başladı.
"Hiçbir şey benim yüzümden değil. Her şey senin ve o borçların yüzünden. Ben yoruldum artık. Annemde öyle. Sana tekmeyi koyması gerekiyordu. Ve gerekeni yaptı" dedi Yiğit. Babası sinirle kafasını sağa sola salladı. "Tanıyamıyorum artık. Kendi oğlumu tanıyamıyorum. Yazık. Çok yazık" dedi ve arkasını dönüp hızlı hızlı uzaklaştı burdan. Birkaç dakika sessizlik oldu.
"Yiğit" dedi Mevsim ama Yiğit onu dinlemeden o da hızlı hızlı uzaklaştı. Mevsimde onun peşinden giderken biz hala olduğumuz yerde duruyorduk. "Allahını seven üstüme açıklama atsın" dedi Ayaz. Yağız da onların peşinden ilerleyecekti ki kolunu tutarak durdurdum onu. "Bırak. Yalnız kalsınlar" dediğimde birkaç saniye kararsız bir şekilde kaldı. Bir giden Yiğit ile mevsime bir bana baktı. "Ama-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sokak Lambası
Novela Juvenil"Duvarların var senin. Kimsenin göremediği duvarlar. Evsin sen. Ve o eve kimse girmeyi beceremedi" diyerek ne söylediğini anlattığında hatırlıyorum dercesine kafamı salladım. Noktasından virgülüne hemde. "Ben o eve gitmeyi başardım Umay. Ben o eve...