10 - Bakışma

418 35 93
                                    

Multimedya; Yağız

İyi Okumalar👻

Kafamı kaldırıp mevsime baktığımda yüzümde nasıl bir ifade vardı bilmiyordum ama yüzümü görünce kaşlarını çattı. Önce gözlerini telefonuma çevirdi kimin aradığında bakmak için. Kimin aradığını görünce ise yavaşça ağzı açıldı.

Sıradan kalktı hemen. O kalkınca bende kalktım. Beraber sınıfın çıkışına yöneldik. Yağızların yanında konuşmazdım. Mevsimde konuşmayacağımı çok iyi biliyordu. Bunun için sıradan kalkmıştı zaten.

Bazen seni senden iyi tanıyan bir dostunun olması...

İnsana iyi geliyordu.

"Aç hadi" dedi kapının önünde gelince. Derin bir nefes alıp tam açacağım sırada telefon kapandı. "E kapandı bu" dedim telefona bakarak.

"Önemli bir şeyse tekrar arar zaten. Bekleyelim biraz" dedi. Kafamı salladım. Tam konuşmak için ağzımı açıyordum ki telefonum tekrar çaldı.

Mevsime baktığımda kafasını salladı. Tekrar bir nefes alıp telefonu açtım ve kulağıma dayadım.

Mevsim de anında kulağıma yapışırken bir şey söylemeden önce onun bir şey söylemesini bekledim.

"Uzun zaman oldu ha" diyerek söze başladı. "Evet. Annemi ve beni terkettiğin zamandan bu zamana... Gerçekten uzun zaman olmuş" dedim direk gönderme yaparak.

Hakediyordu.

"Umay uzun zaman sonra konuşuyoruz ve hemen laf mı sokuyorsun?" dediğinde alayla güldüm. "Pardon? Ne bekliyorsun? Canım abim iyiki aradın diyip cıvıldamamı falan mı? Çok beklersin" sinirle konuştuğumda Mevsim işaret parmağını dudağına götürerek sessiz olmamı istedi. Kafamı salladım.

"Anlaşılan biz seninle anlaşamayacağız. Ben direk konuya gireyim" diyip derin bir nefes aldı. "İyi edersin" dedim bende.

"Annem... Kanser mi?" ağzım aralandı önce. Sonra ağzımdan alay dolu bir kıkırdama daha çıktı. "Umrunda mıydı?"

"Umay. Düzgün bir soru sordum. Düzgün bir cevap ver" sinirlenmeye başladığını anlıyordum. Ama bir şey söyleyeyim mi?

Umurumda değildi.

"Sen benden düzgün cevap almak istiyorsan önce düzgün bir insan olmayı dene" ona laf soktuğumda gelen mutluluk hissi normal miydi?

"Kanser mi? Değil mi?" diyerek söylediklerimi umursamadığını belli etti. "Ya öyle ya değil. Seni ne kadar ilgilendiriyor?" cevap vermeyecektim. Madem o kadar merak ediyordu önce hayırlı evlat olacaktı.

"O benim annem Umay. Bilmeye hakkım var" bakışlarımı mevsime çevirdim. Bağıracağımı anlamış olacak ki kolumdan tuttuğu gibi merdivenlere doğru götürdü. Hızla merdivenleri indikten sonra bu sefer kapıya doğru gittik ve okul binasından çıktık. Adımlarımı arka bahçeye yönlendirdim. Orası tenha oluyordu genelde.

"Alo" dediğinde yine cevap vermedim. Arka bahçeye gelince konuşmaya başladım. Mevsimde tekrar kulağıma yapışmıştı.

"O senin annen öyle mi? Annen? Peki bu zaman kadar aklınız neredeydi Kutay bey? Sen sadece beni bırakıp gitmedin farkında mısın? Annemi bıraktın. Annemi. Seni büyüten kadını. Şimdi gelip de o benim annem bilmeye hakkım var diyemezsin. Annemle alakalı hiçbir şeyi bilmeye hakkın yok senin" dedim ister istemez sesimi yükselterek.

"Keyfimden mi gittim sanıyorsun? Babamı bulmaya gittim ben. Hayatımızı kurtarmaya gittim"

"Babanı bulunca hayatımız kurtulacak mı sanıyordum? Buldun mu bari? Hani kurtuldu mu hayatımız? Biz niye bu haldeyiz?" Babasını bulunca her şeyin düzeleceğini falan mı sanıyordu gerçekten? Niye düzelmemişti o zaman?

Sokak Lambası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin