68 - Asker

110 10 57
                                    

Herkese merhaba.

Nasılsınız aşklarım?

Evet bu bölümde baya bir zaman geçişi olacak. Umarım beğenirsiniz.

İyi okumalar 💫

7 yıl sonra :

Güneş gözlüğümü kafamdan gözlerime indirdim. Terden alnıma yapışmış olan saçlarımı arkamda hızlıca topladım. Oflayarak yürümeye başladım. Olmuyordu işte. Hiçbir yer istediğim gibi değildi. Beni iten bir şeyler oluyordu her seferinde. Hiçbirisini beğenemiyordum ve bu durumdan artık çok sıkılmaya başlamıştım. Sabah çıkıyor, akşama kadar satılık dükkanlar arıyordum deli gibi. Uğramadığım emlakçı kalmamıştı.

Telefonum çalmaya başladığında çantamdan telefonumu çıkarttım. Yağız arıyordu. Anında yüzümde bir gülümseme belirdi. Açıp kulağıma götürdüm. "Efendim?" dedim. "Nasılsın güzelim?" dedi yağız. "İyiyim. Emlakçıdan çıktım şimdi. Sen nasılsın?" diye sordum. "Bulamadın mı?" diye sordu. "Bulamadım ya. Neyse boşver. Sen geliyorsun dimi yarın?" dedim hevesle.

Yağız askerdeydi. 6 aydır sadece 4 kere görüşebilmiştik. En son 2 ay önce görmüştüm onu. Hasreti ile yanıp tutuşuyordum.

"Malesef hayır. Nöbet yazmışlar. 1 hafta sonra geliyorum" dediğinde öyle bir üzüldüm ki size anlatamam. Sanki böyle içimden bir şey cız etmişti. "Ne?" dedim anında hayal kırıklığı ile dolan sesimle. "Ya yağız ya" dedim sonra da. "Offf" dedim. "Valla komutanlar son anda yazmışlar. Elimde olan bir şey değil hayatım. Çok özür dilerim" dedi. Dükkan bulamadığım yetmiyormuş gibi yağız da geç geliyordu. Ben ağlamayayım da kimler ağlasın hayat...

"Neyse yapacak bir şey yok artık. 6 ay beklemişim 1 hafta mı bekleyemeyeceğim?" diyerek hem kendimi hem onu avutmaya çalıştım. Ben üzülürsem o da üzülürdü. Onun üzülmesini hiç istemiyordum. "Aynen" dedi yağız. "Sen özlemedin mi beni?" diye sordum salak gibi. Tabiki özlemişti. Ben ne kadar hasretinden kavruluyorsam o da benimle aynı durumdaydı. "Çok özledim" dedi yağız. "Her gece resimlerimize bakarak ağlıyorsun değil mi itiraf et" dedim alayla.

Şey...

Aslında bunu yapan bendim.

Şimdi şöyle ki... İlk 1 ay çok zordu benim için. Neredeyse her gün gördüğüm sevgilimi 1 ay görememiştim ve ruh gibi dolanmıştım ortalıkta. Ne çektiğimi bir ben bir Allah bilirdi. Hele yemin töreni... Daha sonra alışmıştım alışmasına da bu hala her gece resimlerimize bakarak duygulanmadığım anlamına gelmiyordu. Üniversiteyi bile aynı üniversitede okumuştuk biz. O kadar alışmıştım ki ona. Birden gidince dımdızlak kalmıştım.

"Hayır tabiki" dedi yağız. Kaşlarımı çattım. "Öküz. İnsan yalandan da olsa kabul eder", diye homurdandım. "Yalan söylüyor Umay. Her gece resimlerinle uyuyor valla" diyen sesini duydum arkadan Ayaz'ın. "Kes lan sen sesini. Allahım ne gibi bir günah işledim de askerde bile bununla aynı tabura düştüm?" diye her zamanki söylenmelerine devam etti yağız.

Ayaz, Poyraz, Yiğit ve Yağız. Hepsi üniversiteyi bitirir bitirmez bu bizim vatan görevimiz diyerek hiç beklemeden askerlik başvurularını yapmıştı. Yiğit Şırnak'ta,  Poyraz Van'da, Ayaz ile Yağız ise Hakkari'de yapıyorlardı askerlik görevlerini.

"Ya yağııızz" dedim hemen buna düştüğümü belli eden sesimle. Tabikide bu hoşuma gitmişti. "Ben seni biraz fazla özlemişim sanırım" dedi Yağız. "Merak etme aynısını bende yapıyorum" dediğimde yağız güldü. "Of aşkım ya. Hemen gelmelisin artık yeter" dedim sinirle. Bitmek bilmiyor lanet olası askerlik. "Geliyorum 1 haftaya birtanem merak etme" dedi yağız.

Sokak Lambası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin