41 - Büyük Suçlama

285 22 158
                                    

Bu bölüm Yağıza çok sövmeyin olur mu? Ben sövdüm ama siz sövmeyin :(

İyi Okumalaarrr 🍁

"Sana güvenmekle hata etmişim" şaşkınlıkla ona baktım. "Ne?" dedim. Gerçekten mi? Gerçekten benim söylediğimi mi düşünüyordu? Bunu benim yapmış olabileceğime inanmış mıydı gerçekten?

Sinirle ayağa kalktı. "Güvendim ben sana. Beni en iyi o anlar dedim. Anlattım. Bizimkilerden başka ilk defa sana açtım ben kendimi. Sen nasıl bir insanmışsın? Nasıl yaparsın bunu? Uyardım. Kimseye söyleme, kimse bilmesin dedim" diye bağırdı. Bağırmasına karşı gözlerimi kırpıştırdım. Demek ki bana olan güveni bu kadardı. İlk olayda bana güvenmeden beni suçlayacak kadar güvenmiyordu bana. Öyleyse bende çok yanlış kişiye güvenmiştim.

O tam susmuştu ki bu sefer Yiğit başladı.

"Umay nasıl yaparsın? Nasıl gidip söylersin? Sen böyle bir insan mıydın?" öyle büyük bir şaşkınlıktaydım ki ağzımı açıp cevap bile veremedim. Çok ağır bir suçla suçlanıyordum şuan.

Neden ağzımı açamıyorum? Konuşup kendimi savunmam lazım şuan. Ama ben hiçbir şey söyleyemiyorum. Dilim tutuldu sanki.

"Bir dakika. Umayın yaptığından emin miyiz?" dedi Poyraz. "Değiliz tabikide. Sizde bir durun. Umay böyle bir şey yapmaz" dedi Ayaz. Minnetle ona baktım. Sonunda biri beni savunmuştu. Şahsen ben şuan şaşkınlıktan dolayı ağzımı açacak durumda değildim.

"Ondan başka kimse yapamaz. Dün ben sadece ona anlattım. Sadece onun yanındaydım. Ben dün sizi bile görmedim. Umay vardı yanımda. Ona söyledim sadece" dedi Yağız.

Bütün oklar bana dönmüştü farkındaydım. Ama benim böyle bir şey yapmayacağımı bilecek olması gerekiyordu. Benim böyle bir insan olmadığımı biliyor olmalıydı. O beni hiç mi tanıyamamıştı?

O an Poyraz da bana döndü. Gözlerinden anladım ki o da benim söylediğimi düşünüyordu. Ben hiç kimseye hiçbir şey söylememiştim. Daha dinlemeden benim üzerime gelmeleri mantıksızdı.

"Bir saniye. Yağız dün umaya bir şeyler anlattım ve bugünde sitede yayınlandı. Umaydan başka da söyleyebilecek kimse yok öyle mi? Doğru mu anlamışım?" dedi Yazgı. Olayı çözmeye çalışıyordu. Yağız sinirle kafasını salladı ve tekrar bana döndü.

Haftalar öncesinde Yuduma baktığı gibi bakıyordu. Boraya baktığı gibi bakıyordu. Bana öyle bakmasından korktuğum gibi bakıyordu.

Bu bakışı kalbimi delip geçiyordu. Kalbimi acıtıyordu. Onun için küt küt atan kalbime bıçağı saplamıştı.

"Umay böyle bir şey yapmaz. Bu işte başka bir iş var" dedi Mevsim. O da biliyordu benim böyle bir şey yapmayacağımı. "Umaydan başka yapacak biri yok diyor duymuyor musun? Başka kimseye anlatmamış" dedi sinirle Yiğit mevsime, sonra bana döndü. "Güvendik sana güvendik. Amcamın kızı dedim ben sana be. Hiç mi vicdanın acımadı? Yağız uyarmış birde söyleme kimseye diye. Oldu mu bu yaptığın Umay?"

Beni hiç mi tanımıyordu bunlar? Nasıl benim söyleyebileceğime inanmış olabilirler?

"Bakın bir sakin olur musunuz? Ben umayı şu kadarcık tanıyorsam o böyle bir şey yapmaz. Neden olayı kurcalamak yerine direkt Umayın üzerine gidiyorsunuz?" dedi Zelalde. Şuan ağzımı açamıyordum. Üzerimde çok büyük bir suçlama vardı. Ve ben kendimi savunmak için tek kelime bile edemiyordum. Dilim düğümlenmişti sanki.

"Kim yapacak başka?" diye sinirle bağırdı Yağız Zelale. Zelal korkuyla geri çekildi. Ayaz da zelalin önüne geçti ve sinirle Yağıza baktı. "Bağırma kıza" diye bağırdı Ayazda.

Sokak Lambası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin