12 - Kafa Karışıklığı

405 30 78
                                    

Multimedya; Yiğit👻

İyi okumalar✨

Bakışlarım hala üzerindeyken söyleyeceği şeyi merakla bekliyordum. İki saattir kıvranıp duruyordu. Ne söyleyecekti de bu kadar kıvranıyordu anlamamıştım.

Tam ağzını açmış konuşurken garson geldi.

"Ne alırdınız efendim?" kibarca konuşan garsona sinirli bakışlarımı yönelttim. Tamda Yağız konuşuyordu ya. Menüye bakma ihtiyacı duymadan direk "Limonata" dedim. Yağız da bu sıcak havada nasıl içecekse kahve istediğinde garson elindeki kağıda bir şeyler yazıp masaya bıraktı ve yanımızdan ayrıldı.

"Seni dinliyorum" diyerek gözlerimi tekrar gözlerine sabitledim. "Ya o adam kızına senin yüzünden kızdıysa?" dediğinde gözlerimi kırpıştırdım.

Ya o adam kızına senin yüzünden kızdıysa?

Benim yüzümden mi?

"N-ne?" kekeleyerek konuşmama içimden lanetler savururken dışımdan hala şaşkın şaşkın Yağıza bakıyordum.

Yağız tekrar konuşacaktı ki garson elinde tepsiyle geldi. Önüme limonatamı koyan garsona teşekkür ettiğimde rica edip gitti. Garsona her ne kadar Yağızın lafını ikidir böldüğü için gıcık kapsamda alışkanlık haline gelmişti. Garson masaya bir şey bıraktığında teşekkür ederdim.

Yağız kahvesinden bir yudum aldığında ben hala pür dikkat onu izliyordum.

"Kızla mezarlıkta karşılaştım dedin. Sonra kızda tuhaf şeyler hessettiğin için takip ettin ve karşılaştık sonra beraber takip ettik. Kız direk bir kafeye gidiyor ve arkasından da babası giriyor. Kafeye girer girmez kıza kızması saçma değil mi? Yani kız daha bir şey söylemeden kızması?" Yağızın mantıklı konuşması aşırı sinirimi bozuyordu. Benim görmek istemediğim şeyleri gün yüzüne çıkarıyor kaçacak delik bulamayacak hale geliyordum.

"Üstüne bir de kızı birine benzetiyorum dedin. Adam tanıdık dedin. Umay ortada bir şeyler döndüğü kesin" gözlerimi kapatıp söylediklerini düşünmeye başladım.

Haklıydı.

Ortada bir şeyler dönüyordu ve ben ne kadar çözmek istersem çözeyim birileri bana bir şeyler anlatmadıkça bir şeyleri çözemeyecekmişim gibi hissediyordum.

"Kız senin yanına geldiğinde nasıl davrandı?" yavaşça gözlerimi açtım. Yağız dikkatle bana bakıyor vereceğim cevabı bekliyordu.

"Tuhaftı. Yanlış bir şey yapmış gibiydi. Alalacele yanımdan ayrıldı. Zaten kafeye giderken de çevresine bakına bakına gitmişti. Takip edilmekten korkuyor gibiydi" ama biz takip ettik bizi farketmedi puhahaha demek istedim ama diyemedim.

Çünkü dersem Yağız bana ters ters bakardı.

Limonatamın pipetini ağzıma götürüp bir yudum daha içtim. O da bir şey söylemeden kahvesinden içti.

Telefonumun titrediğini hissettiğimde telefonumu elime aldım. Eğer yine abim arıyorsa Yağızın yanımda olmasını umursamadan açacak sövüp sövüp kapatacaktım.

Sabahtan beri arayıp duruyordu. Açmıyorum işte niye zorluyorsun ki?

Neyseki arayan abim değilde mevsimdi. Telefonumu açıp kulağıma götürdüm.

"Söyle yeğenim" dedim bir kamyoncu edasıyla. Şuan kafam karışmıştı ve ben kafa karışıklığımı anca Mevsimle uğraşarak geçirebilirdim.

"Nasılsın Süleyman abi? Daha eve gelmeyi düşünmüyor musun?" diyerek benim oyunum katıldığında kıkırdadım. Yağızın bakışları bana döndü. Ama bir şey söylemeden izlemeye devam etti.

Sokak Lambası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin