Multimedya; Yağız
İyi Okumalar 👻
Telefondan bir kaç şey yapıp sonunda ses kaydını açtığında kulaklarımı dört açıp ses kaydını dinlemeye başladım.
"Yağız plan ne?" diyordu Poyraz. Daha sonra bir kaç hışırtı duyuldu.
"Kızlar duymaz merak etme" dedi Yiğit. "Onlara belli olmaz. Bence bunu bile duyuyor olabilirler" dedi Yağız. Kıkırdamama engel olamadım. Bizi bu kadar tanıyor olması kalp ben.
"Paranoyaklaşma Yağız. Hadi ne yapacağız onu söyle" dedi Poyraz. Evet ne yapacaklardı? Hemen onu söylesindi.
"Önce bir kim olduğunu öğrenmemiz lazım. Burdan çıkınca babamın yanına gidelim. Babam yardımcı olur bize. Onun eli kolu uzun. Kim olduğunu öğrenince de bir ziyarete gidelim bakalım" Kaçıracaklar mıydı? Eğer kaçıracaklarsa kaçırdıkları yere bende gitmeliydim.
"Umayın dediği gibi kaçıracak mıyız?" dedi Ayaz. Aklımdaki soruyu sormuştun Ayaz kankim. Alkış sana. "Umay kendini amerikan filmlerinde falan zannediyor heralde. 21. Yüzyıldayız. Adam kaçırmak mı kaldı?" dedi Yiğit.
Niye öyle diyorsunuz beyefendi? Alındım. Gücendim.
"Bu konuştuklarımızdan kızların haberi olmayacak. Poyraz. Sakın yazgıya bir şey belli edeyim deme. Yazgı seni sıkıştırır ne olacak diye. Bir şey söyleme sakın. Ayaz. Aramızdaki en ağzını tutamayan sensin. Umayla Mevsim de büyük ihtimal senin üzerine çalışır. Hiç zorlama. Direkt kaç ordan" diye de ekledi. Bu Yağız niye bizi bu kadar iyi tanıyordu ki?
"Aranızdaki en ağzını tutamayan ben miyim? Yiğit varken mi?" dedi Ayaz sitemle. "Tabikide sensin. Yiğit boş boğaz olabilir ama gizli konuştuğumuz şeyleri gidipte kızlara anlatmaz" bu sefer konuşan poyrazdı.
"Allah razı olsun. Övdün mü gömdün mü anlayamadım ama" yiğitin sesiyle sırıttım.
"Tamam burdan çıkıp babama gidiyoruz. Sonrası hakkında konuşuruz" demesiyle muhabbet kapanmıştı. Sonra da başka şeylerden konuşmaya başlamışlardı. Yazgı ses kaydını durdurup arkasındaki koltuğa doğru yaslandı. "E hiçbir şey öğrenemedik" dedi Mevsim ve ofladı.
"Öğrendik öğrendik" diyip sinsi sinsi sırıttım ve zelale döndüm. "Onlar gidip tc sine kadar araştıracaklar şimdi. Ama neyden hoşlandığını ya da neyden hoşlanmadığını bulamayacaklar. Çünkü böyle şeyler kişiye özeldir. Ama biz öğreneceğiz. Çünkü aramızda onun eski sevgilisi olan biri var" konuşmamla beraber herkesin kafası zelale döndü. Zelal ise yüzünü buruşturdu.
"Sevgili falan deme kurbanın olayım" dedi buruştırduğu yüzüyle. "Onunla sevgili olan aklıma biiippp" sırıttım son dediğine.
"Hadi bakalım sindirella. Anlat şu şerefsizi bize" dedi Mevsim. Zelal kafasını salladı.
"Domatese alerjisi var" diyerek başladı. "Ne oluyor yiyince? Hemen müdahale edilmezse ölür mü mesela?" diye sordum merakla.
"Hayır. Öldürücü olacak kadar ağır bir şey değil. Sadece kaşınıyor. Kaşıyamadıkça deliriyor. Yani domatesin ağzına deymesi bile yeterli kaşınması için. İşkence için mükemmel bir yöntem" dedi sonda sinsi sinsi sırıtarak.
"Bence biz kaçıralım onu" diyerek ortaya atladı yazgı. Gözlerim irileşti. "Çüş. Ne yaptın reis?" dedim direkt.
"Yazgı saçmalama. Eğer öyle bir şey yaparsak peşimizi bu sefer gerçekten bırakmaz. Zaten peşimizdeymiş" dedi zelal. Yazgı hızla zelale döndü.
"O mesaj Berkaydan geldi değil mi? Annenden falan değildi" zelal sıkıntıyla kafasını salladı. "Ne yazdı?" diye sordu Mevsim. Zelal telefonunu çıkarıp mesajı okumaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sokak Lambası
Ficção Adolescente"Duvarların var senin. Kimsenin göremediği duvarlar. Evsin sen. Ve o eve kimse girmeyi beceremedi" diyerek ne söylediğini anlattığında hatırlıyorum dercesine kafamı salladım. Noktasından virgülüne hemde. "Ben o eve gitmeyi başardım Umay. Ben o eve...