26.Bölüm

582 28 4
                                    

Kedi Fare Oyunu


1 hafta sonra
Şubat 1534;
Selvihan odasından çok nadir dışarı çıkıyordu. Bu durum Gülnihal'in de dikkatini çekiyor, Hümaşah'a karşı şüphesi artıyordu. Şüphesi arttıkça öfkesi de artıyordu. Ayşenil sık sık Hümaşah'la vakit geçiriyordu. Kendi tarafında yaşıtında biriyle arkadaş olduğu için mutluydu. Fakat Mevlüt Paşayı unutmaya çalışmak onu duygusal yönden yoruyordu.

Hümaşah da şikayetçi değildi. Ayşenil'le eskisine göre daha iyi anlaşmışlardı. Ara sıra Selvihan'ın dairesine gidip onunla dalga geçiyordu. Ama daha çok aklındaki fikirle ilgileniyordu. Dairesinde kitabını okurken kapı çalındı. Nurmisal elinde örtüye sarılmış bir elbiseyle girdi.
"Saray terzisinden geliyorum. İstediğiniz kiyafet hazırmış sultanım."

Hümaşah gülümseyerek Nurmisal'in elindeki örtüyü aldı. Elbiseyi tam havaya kaldırmışken Saime kalfa da geldi. Hümaşah'ın yeni kıyafetine hayran kalmışlardı fakat biraz farklıydı. Saime hemen bu kıyafetin amacını anladı
"Sultanım bakıyorum da halvet için hususi kiyafet diktirmişsiniz."

Hümaşah'ın yanakları pembeleşmişti ama aldırmadı.
"Gel Saime kalfa, sana danışmam gereken şeyler var."

"Nedir? Yoksa Halime ve Ayşenil sultanla ilgili mi?"

"Hayır onlar şimdilik sessizler. Ama benim kafamda başka şeyler var. O günden beri düşünürüm."

Saime meraklı bir yüz ifadesiyle Hümaşah'a yaklaşmıştı. Latife hatun yerde oyun oynayan Aybüke'yi alıp arka odaya çekildi.

Hümaşah sultan;
"Nikah... Selim'e nikah kıydırtıp gücüme güç katmak istiyorum."

Saime kalfanın gözleri parladı.
"Çok iyi düşünmüşsün. Vallahi bu kadarı benim bile aklıma gelmedi."

"Öyle ama hâlâ kararsızım. Ya selim kabul etmezse ya aramız açılırsa."

"Hünkârımız sana öyle meftun ki bu isteğini mutlaka yerine getirir. Lakin haklısın acele işe şeytan karışır. Beklemek lazım."

"Selvihan isimli şeytan mı? Bu defa karışamayacak."

Üçü de kahkahayla güldüler. Hümaşah kararını vermişti.
"Geç olsun güç olmasın diyelim o vakit."

***

Şehzade Ahmed annesinin eteğini çekiştiriyordu.
"Anne babama gidelim."

Fakat annesi onu duymuyordu. Çünkü kafasının içindeki ses diğer sesleri bastırıyordu. Öfkeyle cariyesine bağırdı
"Nigar hatun nerde kaldı?!"

Cariye cevap veremeden bir azar daha işitti.
"Görmüyor musun Ahmet huysuzlandı. Biraz evlatlarımla ilgilen, işe yaramayacaksanız ne diye burda dikiliyorsunuz?"

Cariye kaprislere alıştığı için aldırmadı. Annesinin bağrışından korkan Ahmed'i alıp küçük Şehzade Osman'ın yanına götürdü. Nigar da gelmişti.
"Nigar ben seni çağırınca işi gücü bırakıp derhal buraya geleceksin!"

Nigar tepki vermemek için yumruklarını sıktı, bıkkın bir sesle
"Ne istiyorsunuz?" dedi.

"Her şey o Nurmisal denilen cariyenin suçu. Eğer o olmasaydı şimdi zaferimi kutluyor olacaktım. Hümaşah yılanı sürgünde olacaktı, belki de çoktan gebermiş olurdu."

"Yapacak bir şey yok artık."

"Ne demek yok? Böyle boş boş oturacak değilim. Hem sadece o değil, birkaç cariye ve kalfayı daha yanına çekmiş o yılan. Mesala Saime kalfa... Neyse olayın üzerinden biraz vakit geçsin Nurmisal'in icabına bakarız."

Hümaşah SultanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin