20.Bölüm

931 42 3
                                    

*Biraz gecikmek zorunda kaldı, afedersiniz*

1 hafta sonra;
Ayşenil payitahta dönmüştü. Has odada abisine ve halasına selam verip dairesine döndü. Cariyelerini, uyumak istedigini söyleyip dışarı çıkardı. Halime sultan yeğeninin halinden süphelenmişti, bu yüzden dairesine gitti. Ayşenil sultan tacını ve örtüsünü çıkarırken halasına da uyumak istediğini söyledi. Fakat Halime sultan aldırmadı yeğeninin yanına yaklaştı.
"Bir hâller var sen de. Anlat hadi."

Gerçekten de bir derdi vardı genç sultanın. İlkin tereddüt etse de anlatmaya karar verdi.
"Zevcim İshak Paşa... çok kötü kavga ettik."

Ağlamaya başladı, hem ağladı hem anlattı. Hala yeğen yatağa oturup biraz dertleştiler. Ayşenil Halime'nin omzuna başını yaslamış sessizce ağlıyor, Halime de teselli için onun başını okşuyordu. Uzun uzun başından geçenleri anlattı. Ayşenil ve zevci İshak paşanın arası uzun zamandır bozuktu. Birbirlerinden pek hazzetmezler fakat mecburiyetten ses de çıkarmazlardı. Paşa, Ayşenil sultanın yokluğunudan faydalanıp onu aldatmıştı, kavga burdan çıkmıştı. Aslında basit bir tartışmaydı. Ayşenil paşayı zerre kıskanmıyordu fakat bir padişah kızı olarak aldatılmak gururunu incitmişti. Tartışma alevlendi alevlendi en son kavgaya döndü. Birbirlerine çok ağır sözler ettiler. Paşa Ayşenil'e tokat attı, boğazını sıktı. Ayşenil'in yine gururu incinmişti.

Ağlayarak morlukları gösterdi halasına. Halime sultanın kaşları öfkeyle çatıldı,
"Bir hanedan mensubuna nasıl el kaldırır!? Buna nasıl cürret eder? Merak buyurma yeğenim, paşaya mutlaka hesap soracağım"

"Sağolun hala. Lakin size lüzum yok, hünkâr abim o iblise haddini bildirecektir. Biraz dinleneyim her şeyi anlatacağım. Önce boşanacağız sonra da o İshak cezasını çekecek!"

Halime sultan, Diyarbakır Beylerbeyi olan paşanın mevkisinin işlerine yarayacağını düşünüyordu. Boşanmalarını hatta Selim'in bunları bilmesini istemiyordu. Ciddi bir ses tonuyla,
"Hayır! Acele etmesen iyi olur." dedi

Ayşenil şaşkınlıkla halasına baktı,
"Ne dersiniz sultanım? Neden acele etmeyeyim ki?"

Halime sultan biraz daha sesini yumuşatarak devam etti,
"Yani demek isterim ki biraz daha düşün, hemen karar verme. Dinlen öyle hünkârımızın yanına git. Öfken yatışsın, fevri davranma."

Ayşenil bir türlü anlam veremiyordu halasının sözlerine, şaşkın şaşkın yüzüne bakıyordu. Halime sultan daha açık konuştu.
"Bak Ayşenil, İshak'ın sana yaptıkları elbet yanına kalmayacak. Lakin boşanmayacaksınız da. Zira paşa yüksek bir mevkide, bu da işimize gelir."

Ayşenil aldırmadı, omuz silkti. Öfkeli bir şekilde Halime'ye baktı. Halime sesini daha da yumuşatarak yeğenini ikna etmeye çalıştı. Ama ayşenil bir türlü ikna olmuyordu. Sonunda sert bir ses tonuyla,
"Biraz istirahat etmek istiyorum müsaade ederseniz... Çıkar mısınız?" dedi.

Halime öfkeli bir bakış attı ve çıktı. Ayşenil uyuyamadı, bunların düşündü durdu. Aslında önceden de kavgalılardı, hissediyordu aldatıldığını. O kadar büyük bir mesafe vardı ki aralarında, neredeyse hiç konuşmuyorlardı bile. Lakin ikisi de evliliği sürdürmeye mecburdu. Biri hanedan damadıydı. Biri de payitahta dönemezdi. Ayşenil paşadan içten içe nefret etse de tahammül edebiliyordu ona. Ne olduysa İstanbu'la gelince oldu. Tekrar evine döndüğünde İshak'a eskisi kadar tahammül edemediğini anladı. Tokat atması da tuz biber oldu ve Ayşenil boşanmaya karar verdi.

2 saat sonra has oda;
Akşam olmak üzereydi. Taşlığı ve mutfağı her gün olduğu gibi yemek telaşı sarmıştı. Ayşenil ise halasının tüm ikazlarına rağmen has odaya gelmişti. Halime de yol boyu onu ikna etmeye çalışmıştı. Ama nafile Ayşenil Selim'e her şeyi anlattı. Selim duyduklarına çok öfkelendi. Ayşenil ve İshak paşanın boşanmasına, İshak paşanın azledilip bir yere hapsedilmesine karar verildi.

Harem bu dedikodularla çalkalanıyordu. Dolayısıyla tüm sultanların haberi oldu. Asude sultan duyar duymaz teselli için ablasının yanına gitti. Gülnihal sultan ve Hatice sultan ise ne yapacaklarını konuşuyorlardı. Bu duruma hiç memnun olmamışlardı. Ayşenil'in boşanması Topkapı sarayına, yanlarına taşınıp hep burda yaşaması demekti.

Gülnihal sultan;
"Bunca zaman hiç şikayet duymamıştık şimdi ne oluyor? Bana kalırsa bu Halime sultanın işi. Zaten Ayşenil onun aklıyla hareket ediyor."

"Haklı olabilirsin, Ayşenil burda kalsın diye yapmış olabilirler. İnşallah Halime sultan da buraya yerleşmeye kalkmaz."

***

Hümaşah da olanları duymuştu fakat kafası başka meselerle meşguldü. Gülnihal sultanla her karşılaşmasında, Halime sultanın anlattıkları geliyordu aklına. Düşünüp taşındı ama Gülnihal'in kendine neden düşman olduğunu anlayamadı. Aralarında hiçbir şey geçmemişti. Validesinden dolayı diye düşündü. Ama Valide sultan uzun zamandır Hümaşah'la uğraşmıyorken Gülnihal'e ne oluyordu?

Haremde dönen dedikoduları duyunca Saime, Hümaşah'ın dairesine uğradı. Çok heyecanlı görünüyordu.
"Ayşenil sultanın başına gelenleri işittin mi?"

"Evet, zira herkes bunu konuşuyormuş bana da Nurmisal söyledi. Yazık çok üzüldüm, sence yanına uğramalı mıyım?"

Saime biraz bozuldu ama belli etmedi,
"Tabi ki uğramalısın. Lakin aklını bulandıran başka bir mesele daha var belli ki."

"Hâlâ Gülnihal sultanın bana niye düşman olduğunu anlamaya çalışıyorum. Validesi bile benimle uğraşmıyor."

"Gülnihal sultan haremde validesinin gölgesi gibi geziyor. Bana kalırsa asıl derdi Ayşenil ve Halime sultan. Malûm seni kendi saflarına çekmeye çalışıyorlar. Gülnihal de Selvihan sultanı yanına çekmek istiyor. Yani derdi seninle değil."

"Saime kalfa doğru düzgün anlat şu olayları. Bu sultanlar arasında ne geçti? Neden birbirlerine böyle düşmanlar?"

"Bir ara anlatırım şimdi işlerimin başına dönmem lazım gelir. Müsadenle..."

"Müsaade senin..."

***

Ertesi gün Ayşenil sultan dairesi;
Halime sözünü dinlemediği için Ayşenil'e çok kızmıştı. Ama biraz sakin kafayla düşününce bu durumun işine yarayabileceğini, Ayşenil'in burda kalırsa daha iyi olacağını düşündü. Asude sultan uyanıp üzerini değiştirir değiştiremez soluğu ablasının yaninda almıştı. Ayşenil şaşırsa da memnun olmuştu. Halime sultan ise sabırla Asude'nin gitmesini, Ayşenil'le konuşmayı bekliyordu. Fakat Asude'nin gitmek gibi niyeti yoktu. Üstelik kapı çalındı, içeri Hümaşah girdi. Halime ve Ayşenil memnuniyetle birbirlerine baktılar. Hümaşah selam verip Ayşenil'in gösterdiği mindere oturdu.
"Başınıza geçen talihsiz hadiseyi işittim sultanım. Geçmiş olsun, bundan sonra her şey gönlünüzce olsun. Şimdi nasılsınız?"

"Amin" dedi iç geçirerek "sağolasın Hümaşah, buraya gelerek beni çok mutlu ettin."

Halime sultan;
"Sen nasılsın Hümaşah, evlatların nasıl?"

"Sağlığınıza duacıyız sultanım."

Asude sultan söze karıştı.
"Keşke onları da getirseydin. Kaç gündür yanınıza gelemeye vakit bulamıyorum, çok özledim yeğenlerimi."

"Ayşenil sultanın başına kalabalık etmesin diye getirmedim sultanım, bir ara görürsünüz."

Ayşenil eline geçen fırsatı değerlendirmeliydi hemen atladı,
"Olur mu öyle şey? Bilakis çok mesut olurdum. Zira artık yüklerimden kurtuldum, ferahladım. Söyle cariyene getirsinler yeğenlerimi."

Halime sultan memnun gülümsedi. Hümaşah'ın emriyle Mahmud ve Aybüke'yi getirdiler. Halime de Ayşenil de çok ilgilendi çocuklarla.
Lakin asıl maksatları Hümaşah'la daha da yakın olmaktı...

Bölüm sonu! Beğendiyseniz votelemeyi unutmayın🌟😊

Merak ettiğim bir soru var;
-Hümaşah haricinde hangi karakterleri seviyorsunuz?

Hümaşah SultanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin