21.Bölüm

844 42 6
                                    

Aşk Nedir?


Bir ay sonra Ocak 1534;
Valide sultan dairesi;
Düğün yaklaşıyordu, dolayısıyla hazırlıklar da hızlanmıştı. Hatice sultan kızlarıyla beraber dairesinde gül şerbeti içerek hazırlıkları konuşuyorlardı.
"Hünkâr abinle konuştum kızım. Yarın sarayın yakınlarında büyük bir konak belirleyeceğiz. Konak onarılacak, temizlenecek. Boyası badanası da bittikten sonra yavaş yavaş içi eşyalarla döşenir. Allah'ın izniyle düğüne kadar hazır olur."

"Eğer sizin ve hünkârımızın izni olursa bir görmek isterim."

Asude sultan heyecanla atıldı,
"Ben de gelerbilir miyim? Hem ne zamandır arabayla gezintiye çıkmak istiyordum."

"Tabii ki bir vakit beraber gider bakarız."

"Hem Ayşenil ablam da gelir. Ona da bir sorayım."

Hatice ve Gülnihal memnuniyetsiz bir şekilde birbirlerine baktılar. Fakat itiraz etmediler, sessiz kalmayı tercih ettiler.

Akşam has oda;
Sultan Selim ve Hümaşah divana oturmuş, sohbet ediyorlardı. Hümaşah başını Selim'in omzuna yasladı. Bir eliyle de Selim'in sakallarını okşuyordu.
"Seninleyken öyle mesudum ki... Sanki bulutların üzerinde geziniyor gibiyim."

"Ben de öyleyim güzel sultanım. Bulutlar ne ki sanki sen yanımdayken bambaşka diyarlardayım."

Hümaşah başını kaldırıp Selim'in gözlerinin içine baktı.
"Selim? Aşk mı bu? Aşk dedikleri şey böyle bir şey mi?"

Selim biraz şaşkınlıkla Hümaşah'a baktı.
"Elbette sultanım. Aramızdaki büyülü hisler aşk..."

Biraz şakayla karışık;
"Yoksa yeni mi anladın?" diye sordu.

Hümaşah rahatsız bir biçimde yerinden doğruldu. Pot kırmıştı galiba. Karmakarışık, aşkla, öfkeyle, intikam hırsıyla dolu zihnini Selim'e yansıtmamalıydı.
"Şey... Yeni anlamadım tabi ki sadece... Bir anlığına çok değişik hisler gibi geldi bana." Zoraki bir şekilde gülümsedi.

Selvihan şehzadelerini uyutmuş, geceliğini giymişti. Biri usuldan usuldan kapıyı tıklatıyordu. Cariyelerden biri hemen kapıyı arlayıp baktı. Nigar hatun gizlice daireye gelmişti. Selvihan cariyeyi çocukların yanına gönderip kapıdan Nigar'la görüştü.
"Neden bu vakitte geldin? Mühim bir diyeceğin mi var?"

"Duyduğuma göre Hümaşah hatun yine has odaya gitmiş. Haber et demiştiniz."

Selvihan sinirle yumruklarını sıktı.
"Hümaşah çok olmaya başladı. Yarın mektepten hemen sonra daireme gel."

***

Hasbahçe;
Ayşenil sultan kendini uzun zamandır hafiflemiş gibi hissediyordu. Boşanmakla doğru bir karar verdiğini bir kez daha anladı. Keyifle gülümseyip ciğerlerini temiz havayla doldurdu. Soğuk ara sıra içini ürpertse de bahçede huzurluydu.

Karşıda Mevlüt Paşayı görene dek keyfi de yerindeydi. Paşa, Ayşenil'i görünce rahatsız olsa da yönünü değiştiremedi zira yanında has oda başı Şahin ağa vardı. Mecburiyetten selam verdi. Basit bir selamla geçiştirmek istiyordu ama Şahin ağa konuşmaya başladı.
"Şimdi nasılsınız sultanım? Endişe buyurmayın hünkârımız ve biz bu meseleyle ilgileniyoruz."

"Daha iyiyim, sizler nasılsınız?"

Daha sonra Mevlüd'e bakarak imâyla "Düğün hazırlıkları nasıl gidiyor Mevlüd paşa?" diye sordu.

Şahin ağa;
"Sağlığınıza duacıyız sultanım."

Mevlüd Paşa mecburiyetten yanıtladı.
"Sağolun sultanım iyi olmanıza sevindim. Evet hazırlıklar devam ediyor."

Hümaşah SultanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin