İlk Adım
1 hafta sonra;
Taşlıkta ki cariyeler derslerden yeni gelmişti. Natali, bir haftadır nasıl intikam alacağını düşünüyordu. Kalbini büyük bir intikam ateşi sarmıştı. Artık o masum kız ölmüş, yerine acımasız kız doğmuştu. Düşüncelerinden etraftaki koşuşturmayla sıyrıldı.Selvihan hatunun doğumu başlamıştı. Fakat doğuma daha iki ay vardı. Ağalar önce Selim'e haber verdi. Sonra da Valide sultana. Valide sultan kızı Gülnihal Sultanla dairesinde sohbet ediyordu.
Hepsi telaşla Selvihan hatunun dairesinin önünde beklemeye başladılar. Beklenen haber nihayet geldi. İçerden çıkan cariyenin müjdesini alır almaz heyecanla içeri girdiler. Erken doğum olmasına rağmen anne de bebek de iyiydi.
Selim çok heyecanlıydı çünkü onun ilk evladı doğmuştu, ilk kez baba olmuştu.
"Müjde Hünkârım nur topu gibi şehzadeniz oldu. Sıhhati de yerinde." dedi ebe kadın.Selim oğlunu kucağına aldı. Valide Sultan, "Allah ömrünü daim etsin." dedi
Hepsi bir ağızdan "amin" dedi.
Selim, şehzadenin kulağına; üç kere "Ahmed" diye fısıldadı.***
Sarayı büyük bir sevinç kaplamıştı; şerbetler dağıtılıyor, altınlar saçılıyordu. Natali bu hareketliliği gördükçe hırslanıyordu.
Kendisine şerbet getiren Saime Kalfaya baktı,
"İstemem şerbet." sesini alçalttı.
"Ben sultan olmak istiyor.""Meraklanma bir çare düşündüm lakin bugün olmaz yarına anlatırım sana. Az sabret."
Natali, ertesi gün dersleri sabırsızlıkla geçirmişti. Bir an önce Saime Kalfa ile konuşmak istiyordu. Natali'ye kalmadan Saime onu buldu. İkisi haremin ıssız bir köşesinde çekildi.
"Valide Sultanın gözüne gireceksin. Ondan bağışlanma dileyeceksin."
"Nasıl olacak? Beni huzuruna kabul etmez ki."
"Ben halledeceğim. Valide Sultanla senin adına konuşacağım, benimle gel. Her şeyi yolda anlatacağım."
Saime kalfa hem yürüyor hem de alçak sesle Natali'ye ne yapması gerektiğini anlatıyordu.
"Önce selam vereceksin, dizlerini kırıp hafif kaldır.""Biliyor ben."
"Sakın başını kaldırma. Daima saygılı ol. Doğru konuş. Kendini acındır, pişmanım de."
Dairenin önüne geldiler. Kapıdaki cariye sultandan müsade istedi.
"Girebilirsiniz."Önce Saime kalfa girdi.
"Sultanım, rahatsız ediyorum ama bir mesele vardı.""Ne oldu Saime hatun?"
"Bir cariye var, huzura kabul istiyor. Natali hatun bağışlama istemek için bekliyor. Pişman olmuş, dün bana geldi yalvardı."
Gülnihal Sultan söze karıştı;
"Validem, size saygısızlık eden cariye değil mi?""Evet o sultanım lakin çok değişmiş. Pek saygılı, efendi olmuş."
Hatice Sultanın 14 yaşındaki küçük kızı, Asude Sultan söze karıştı;
"Validem bence kabul edin."Hatice Sultan, Nataliyi kabul etti. Natali, başı eğik bir biçimde içeriye girip selam verdi. Söze başladı;
"Ben çok pişman oldum Sultanım. Yaşadıklarım beni çok üzdü. Bu saraydan kaçmak istedim ama artık bura benim evim. Kaçmak yok. Size müteşekkirim canımı bağışladı siz. Acemi olduğumdan ve usül bilmediğimden yanlışlar yaptım. Af edin beni."
"Bittiyse çekilebilirsin."
Natali anlamıştı bu ses tonundan, özrü kabul edilmemişti. Daireden çıktığında, kapının önünde Saime vardı.
"Ne oldu? Bağışladı mı seni?""Galiba hayır."
"Ne yapalım başka bir şey düşüneceğiz."
Fakat Natali'nin kafasında başka bir düşünce vardı. Bunu başka bir şekilde yapacaktı.
Ertesi gün cariyeler dikiş-nakış derslerinden geliyorlardı. Natali ise yeni hamlesini düşünüyordu. O Valide Sultan tarafından değil padişah tarafından seçilmek istiyordu. Eğer hünkar onu seçerse sarayda daha kuvvetli hale gelirdi. Zira Sarayın en yetkilisi padişahtı. Kararını verip has odanın yolunu tuttu.
Kapıya geldiğinde kapı nöbetçileriyle karşılaştı.
"Hünkarımız müsait değiller, başka vakit gel"Pes etmek Nataliye yakışmazdı.
"Mühim bir mesele.""Olmaz, dedim ya 'müsait değil' diye"
"Ben de mühim dedim"
Sesi yüksek çıkmıştı."Hadise çıkarma hatun! Başka vakit gel."
"Hünkârla görüşmek istiyorum. Mühim bir mesele. Eğer izin vermezseniz zorla girerim. Bana engel olamaz siz."
Gürültüleri duyan Selim kapıya geldi.
"Ne var? Bu sesler ne?"Ağa titrek bir sesle;
"Bağışlayın hünkarım, müsait değiller dedim dinlemedi. Hemen gönderiyoruz." dedi."Bırakın! İçeri gel!"
Selim'in gür sesiyle ağalar Natile'ye yol verdi. Natali biraz çekinerek içeri girdi. Ne kadar büyük bir oda diye düşünmeden edemedi. Oda sadece büyüklüğüyle değil her yönüyle büyüleyiciydi. Natali odayı incelemeyi bırakıp hünkâra baktı. Selim arkasını dönünce hemen başını eğdi ve selam verdi. Sesinin tonunu ayarladı ve yumuşak bir sesle;
"Hünkarım, sizinle mühim bir konuda konuşmak istiyorum." dedi.Selim tanımıştı bu güzel cariyeyi. Alaycı bir sesle;
"Eğer yine beni gönder diyeceksen, baştan söyleyeyim seni gönderemem." dedi.Natali bu sözlere şaşırsa da ciddi ve sert bir ses tonuyla cevap verdi.
"Hayır" dedi. Fakat hemen sesini yumuşattı."Başka bir mesele."
Bölümün sonu! beğendiyseniz votelemeyi unutmayın ⭐😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hümaşah Sultan
Historical FictionNOT: Olaylar ve kişiler tamamiyle hayal ürünüdür. ->hanedan #1 ->sultan #1 ->hünkar #1 Başlama tarihi: 13.12.2017