Casus Meselesi
3 ay sonra;
Halime sultanın arabası payitahta yaklaşmıştı. Birden arabanın durmasıyla irkildi. Zümrüt ağa hemen ne olduğuna baktı. Önden giden arabanın önündeki kütüğün ne anlama geldiğini biliyordu.
"Bize tuzak kurmuş olabirler sultanım."Halime sultan hep tedbirli biri olmuştu. Özellikle son yıllarda daha da tedbirliydi. Yanında taşıdığı hançeri aldı. Sakin kalmaya çalışıyordu. Zümrüt'ün ardından arabadan indi. Zümrüt öndeki arabadan inen genç hadıma yardım çağırmasını söyledi. Halime tehlikenin farkındaydı ve korkuyordu.
İstanbul;
Selma hatun hamarat da olsa casuslukta acemiydi ve kendini ele vermişti. Gülnihal onu bir odaya kapatmış ağzından laf almaya çalışıyordu. Mevlüt Paşadan önce validesine haber etmişti. Amacı onu kimin tuttuğunu öğrenmekti. Mercan ağa o gün Hatice sultanın emriyle cariyeyi konuşturmaya gitti. İşe yaradı da hatun onlara kime hizmet ettiğini itiraf etti.Bu sırada Halime sultan ve hizmetkarları eşkıyalardan kaçmayı başarmıştı. Bir muhafız öldürülmüş, Zümrüt ağa başından yaralanmıştı.
Yalnız yaşayan bir ihtiyarın evine sığınmışlardı. Kapının çalmasıyla herkes korku içinde o tarafa baktı. Halime sultan yanında getirdiği Lora adlı cariyeyi açması için gönderdi. Korkudan titreyen kız emirlere uymak zorundaydı. Gelenler neyseki Sultan Selim ve askerleriydi. Lora kapıyı açtığında Selim'le karşılaştı.Biraz sonra Halime sultan at arabasına biniyordu. Kurtulduğu için derin bir nefes almıştı. Lora hemen Halime sultanın ardından gidiyordu. Selim kafasını çevirip onlara şöyle bir baktı. Sonra da ev sahibiyle konuşup mükafatını verdi.
***
Hatunu kimin tuttuğunu öğrenen Gülnihal küplere binmişti. Bir ağayla Mevlüt paşaya da haber salmıştı. Ama validesine de bildirmesi gerekirdi. Tabii valide sultan o sırada başka şeylerle uğraşıyordu. Sultan Selim'in Halime sultanın yardımına gittiğini öğrenince endişeyle beklemeye başlamıştı. Halime'nin kurtulma ihtimali ve Selim'in onun yaptığını öğrenme ihtimali canını sıkıyordu.
At arabaları sarayın önüne durduğunda bir harem ağası emirlere uyarak valide sultan dairesine geldi. Halime sultanın ve Sultan Selim'in geldiğini haber etti. Hatice sultan bütün hizmetkârlarını dışarı çıkarıp öfkesini tek başına yaşadı. Planı yine işe yaramamıştı. İçindeki büyük öfkeyi nasıl yeneceğini, Halime'nin karşısına nasıl çıkacağını bir türlü kestiremiyordu. Tek bildiği etrafı yakıp yıkmak istediğiydi.
İçindeki fırtınayı dindirmeye çalışırken Bircan hatun geldi. Sultan Selim'in suikastten haberi olmadığını söyledi. Hatice'nin içi bir nebze de olsa rahatlamıştı. En azından başı belaya girmeyecekti.
"Bir arzunuz var mı valide sultanım? Pek iyi görünmüyorsunuz.""O kadının ölüsü gelse daha iyi olabilirdim. Lakin bu iş burda bitmedi."
Birkaç saat sonra Valide sultanın öfkesi biraz dinmiş hekim kadının hazırladığı çayı içiyordu. Biraz sonra Gülnihal Mercan ve Yadigâr'la saraya gelmişti. Valide sultanın karşısına çıktıklarında o hatunun kime hizmet ettiğini söyleyeceklerdi. Gülnihal sinirle sedire oturdu.
"Hain cariye nihayet konuştu. Onu benim evime yollayan Hümaşah'mış.""Nasıl olur? Elbette Hümaşah'tan beklenilecek davranış lakin ben Halime Sultandan kuşkulanıyordum."
"İkisi de aynı tarafta validem. Lakin bunun arkasındaki kişi Hümaşah'mış. Mühim olan bu."
Gülnihal Selim'in karşına çıkıp bugünkü olanları aktarmıştı. Selim arkasını dönmüş düşünüyordu. Dalgın dalgın elini sakallarında gezdiriyordu. Birden Gülnihal'e döndü.
"Yine de emin olmak icabeder. Cariyenin hakikati söylediği ne malum? Hümaşah böyle bir şey yapmış olamaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hümaşah Sultan
Historical FictionNOT: Olaylar ve kişiler tamamiyle hayal ürünüdür. ->hanedan #1 ->sultan #1 ->hünkar #1 Başlama tarihi: 13.12.2017