Savaşın İlk Kıvılcımları
"Validem biraz yalnız kalsak iyi olur. Tabi müsaadeniz olursa."Hatice sultan göz işaretiyle cariyeleri daireden çıkardı.
"İşlerim başımdan aşkın Selvihan, ne diyeceksen çabuk de."Selvihan söylemekte hâlâ tereddüt ediyordu. Çekinerekten mindere oturdu,
"Size mühim bir şey söyleyecektim. Hümaşah'la ilgili..."Hatice sultan "Hümaşah" lafını duyunca başını kaldırıp Selvihan'a baktı. Selvihan kayınvalidesinin dikkatini çekebilmişti. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
"Bazı şeyler işittim. Hümaşah hünkârımızdan nikah istemiş. Lakin hünkârımız kabul etmemiş.""Emin misin Selvihan? O kadın bu kadar ileri gitmiş olabilir mi?"
"Eminim validem o yılandan her şey beklenir. Sadece hünkârmızın kararı kesin değil. Ama Selim'in kabul etmeyeceğine inancım tam."
"Eğer gerçekten böyle bir şey istediyse elimden çekeceği var."
"Lakin benden duyduğunuzu kimse bilmesin. Olaylara karışmak istemiyorum."
Valide sultan baş sallamakla yetindi sonra da öfkeli bir şekilde düşünmeye başladı. Selvihan merakla sordu.
"Peki ne yapacağız? Daha doğrusu siz ne yapacaksınız? Hümaşah'ın gücü eline almasına müsaade etmezsiniz biliyorum.""Elbette müsaade etmem. Hümaşah çok olmaya başladı zaten, icabına bakmak lazım. Lakin önce doğruluğundan emin olmam lazım gelir."
Selvihan valide sultan kendisine güvenmediği için biraz kırılmıştı ama itiraz etmeden dairesine döndü. Yine de keyfi yerindeydi. Artık Hümaşah'la tek başına uğraşmayacaktı. Gülnihal sultanı da yanına çekti mi daha güçlü olurlardı. Hümaşah ise onlara karşı tek başına savaşamazdı. Fakat Selvihan'ın bilmediği bir şey vardı. Halime ve Ayşenil de Hümaşah'ın yanındaydı.
Valide sultan sinirden küplere binmişti. Dairenin içinde volta atarak ne yapması gerektiğini düşünüyordu. Düşündükçe daha da sinirleniyordu. Hümaşah'ın karşına çıkıp hesap sormamak için kendini zor tutuyordu. Fakat Selvihan'a söz verdiği için yapamazdı. Şimdi bir yalan uydurup Selvihan'ı bu olaydan uzak tutması gerekiyordu. Çünkü işlerin büyümesini, ortalığın karışmasını istemezdi.
Hümaşah, Asude sultana olan mecburi ziyaretini kısa kesmiş dairesine dönmüştü. Hiçbir şey yapmadan sedirde düşünceli düşünceli oturuyordu. Destur sesiyle ayağa kalktı, gelen valide sultandı ve sinirli görünüyordu. Hümaşah tabii ki bu ziyaretten hoşlanmadı. Hatice sultan torunlarını sevdi, sonra cariyelerin çocuklarla beraber çıkmalarını buyurdu.
Valide sultan Hümaşaha üstten bir bakış attı. Hümaşah'ın sabrı yoktu.
"Ne istiyorsunuz sultanım?""Nikah kıydırmak istiyormuşsun öyle duydum. Senin ne haddine nikah istemek!?"
Hümaşah önce nasıl duyabileceğini düşündü. Selim'den duyma ihtimali onu sinirlendirmişti.
"Size bunları hünkârımız mı söyledi? Neyse mühim değil. Nikah kıydırmak istemem sizi neden rahatsız etti valide sultanım?"Valide sultan daha da sinirlendi.
"Küstahlığın çok olmaya başladı. Benimle böyle konuşma cesaretini nerden buluyorsun? Bu ne terbiyesizlik?!"Hümaşah da sinirlenmişti ama sakin kalmaya çabalıyordu.
"Yanlış bir şey söylediğimi düşünmüyorum. Lakin sizi sinirlendirdiysem bağışlayın.""Bundan sonra hareketlerine dikkat edeceksin. Tavırların gözüme batıyor. Tek bir yanlışın da seni silerim. Sakın unutma!"
Hümaşah'a söz hakkı tanımadan daireden çıktı. Hümaşah ise öylece kalakalmıştı. Ama çok sinirlenmişti. Hırsla odayı dağıttı. Elinden gelen tek şey buydu. Karşında koskoca valide sultan varken saygısızlık yapamazdı, sinirini anca etrafı dağıtarak çıkarıyordu. Az sonra Nurmisal ve Latife çocuklarla gelince sakinleşmek zorunda kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hümaşah Sultan
Historical FictionNOT: Olaylar ve kişiler tamamiyle hayal ürünüdür. ->hanedan #1 ->sultan #1 ->hünkar #1 Başlama tarihi: 13.12.2017