Validesinin arkasından iş çevirdiğini öğrenen Selim, sinir küpüne dönmüş ve uyarı mektubu yazmıştı. Hatice sultanın ise Selim'den gelen mektup gururuna dokunmuştu. Birinin kendisini ispiyonlması ise daha çok sinirini bozmuştu. Aklına ilk gelen ise Hümaşah'tı. Hatice sultan mektubu buruşturup bir köşeye attı. Öfkeyle dairesinde volta atıyordu. Bir yandan da söyleniyordu.
"Hümaşah'ın başının altından çıktı. Selim'e her şeyi anlatan o mektubu Hümaşah gönderdi, eminim. Lakin o mektuptan nasıl benim veya sizin haberiniz olmadı. Haremi ben yönetiyorum nasıl bizden gizlice yapabilirler.""Halime Sultan kim bilir ne dolap çevirdi de..."
"Kes sesini Yadigâr! Halime Sultan benden gizli iş çeviriryorsa bu senin suçundur. Bundan gayrı dikkatli olacaksınız. Bana İlkyaz hatunu çağırın."
"Nasıl emredersiniz sultanım."
Valide sultan Hümaşah'a iyice bilenirken İlkyaz'ı da ona karşı görevlendirdi. İlkyaz yine Hümaşah'ın şüpheli hareketlerini valide sultana rapor edecekti. Hatunun casus olduğundan habersiz Hümaşah tedbir amaçlı onu yanında tutuyordu. İlkyaz yine yemekleri zehirli mi diye kontrol ediyordu.
Ertesi sabah kahvaltı sofrası kurulunca İlkyaz yine yemekleri tek tek kontrol etti. Hümaşah çocuklarıyla beraber sofraya oturdu. İlkyaz hâlâ orada bekliyordu. O sırada Saime kalfa geldi havadan sudan konuşmaya başladı. İlkyaz ise etrafı gözlemliyordu. Onun değişik tavırları Saime'nin dikkatini çekmişti. Hiç hoşuna gitmediği için o gittikten sonra,
"Bu cariyeyi niyeyse hiç gözüm tutmadı." dedi."Birkaç yıldır tanıyorum ama bir yanlışını görmedim. Sen neden böyle düşündün?"
"Sinsi gibi geliyor bana. Hoşlanmadım..."
***
2 ay sonra;
Selvihan'ın karnı iyice çıktığı için hareketleri zorlaşmıştı. Yatağından karnını tutarak çıktı. Kahvaltısını yapmadan valide sultana mektup yazacaktı. O günden sonra evlatlarıyla bir daha görüşemediği için çok üzgündü. Hatice sultan, Selim'in uyarısından sonra bir daha böyle bir şeye kalkışmayacaktı. Mektuba şöyle bir bakıp atmaları için cariyelerine verdi.
Gülnihal;
"Neden hepsini okumadınız validem?""Selvihan yine aynı şeyleri yazmış. Oğlumla yüz göz olmak istemedigim için onun istediğini yapamam. Okumaya lüzum görmedim."
"Yani evlatlarıyla mı görüşmek istiyor? O halde görüştürmemek vicdansızlık olmaz mı?"
"Çocuklar için evet ama Selvihan bunları maalesef haketti."
"Bilakis ben haketmediğini düşünüyorum çünkü masum olduğuna inanıyorum."
Gülnihal sultan Mevlüt paşa da seferde olduğu için saraya yerleşmişti. Saraydaki dairesine gitti. Selvihan'ın masum olduğuna inanmıştı ve ispatlamaya çalışıyordu. Gülnihal'in de karnı belirginleşmeye başlamıştı. Yakında anne olacağı için onu daha iyi anlıyordu.
Hümaşah oğlunu lalasının yanına gönderdikten sonra kızı Aybüke'yi de kalfalardan ders alması için gönderdi. Saime kalfa gelmişti.
"Çocuklarınızın eğitimine önem vermeniz ne güzel. Neyse ben başka bir şey diyecektim."Nurmisal'in kucağından Gülru bebeği alıp Saime kalfaya baktı.
"Ne diyecektin merak ettim?""O hatun burda değildir inşallah."
"İlkyaz mı, merak etme burda değil. Lakin ben senin ne diyeceğini anladım."
"Ne var, güvenmiyorum o cariyeye. Dikkat etseniz iyi olur. Hiç gözüm tutmadı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hümaşah Sultan
Historical FictionNOT: Olaylar ve kişiler tamamiyle hayal ürünüdür. ->hanedan #1 ->sultan #1 ->hünkar #1 Başlama tarihi: 13.12.2017