"Hümaşah"
"Ben af dilemek istiyordum. Çok saygısızlık ettim ama pişman oldum. Bağışlama istemek haddime değil ama..."Bu defa şaşıran Selim olmuştu. İçinden "ne tuhaf kız" diye geçirdi. Sırf bu yüzden buraya kadar gelip ceza almayı göze alıyordu. Fakat neden bu kadar takmıştı bu meseleye? Şaşkınlığını gizleyerek cevap verdi.
"Önemi yok. Bağışlandın."Kısa bir sessizlik oldu. Natali'nin boşluğuna gelmiş başını kaldırmıştı. Hatta daha da ileriye giderek Selim'in gözlerine bakmıştı. Selim ve Natali birbirlerinin gözlerine dalmışken Sadrazam Lütfi Paşa sessizliği bozdu.
"Hünkârım!"
Lütfi Paşanın sesiyle kendine gelen Selim, Natali'ye,
"Çekilebilirsin hatun." dediNatali çıkarken tekrar Selim ile göz göze geldiler. Sultan Selim'in gözlerine tatlı tatlı baktı ve has odadan çıktı.
Taşlığa geldiğinde Saime kalfa, Natali'nin kolundan tuttu.
"Daha çok çaba sarfetmen gerek valide sultanın gözüne girebilmek için."Natali gülüyordu, yüzünde anlamsız bir sırıtış vardı. Farkında değildi ama yanakları da al al olmuştu.
Saime kalfa;
"Ne gülüyorsun. Ciddiyim ben."Issız bir köşeye gittiler.
"Yakında giderim halvete.""Nasıl olacak? Neler çeviriyorsun yine?"
"Valide sultanın seçmesine ihtiyaç yok. Hünkar seçecek. Hünkara gittim. Af diledim, beni bağışladı. Şey hünkâr bana hiç kızmadı sence beni sevdi mi?"
Saime kalfa şaşkın şaşkın Natali'ye bakıyordu. Şaşırdığı kadar sevinmişti de,
"Bak şimdi girdin gözüme."***
Ertesi gün;
Selim masa başında devlet işleriyle uğraşıyordu. Fakat sık sık dikkati dağılıyor, aklı başka yerlere gidiyordu. Gerçekten de aklı burda değil hayal âlemindeydi. Dünkü güzel cariye, onun karşısına geçip gözlerinin içine baktığı an bir türlü aklından çıkmıyordu. Sürekli Natali'yi düşünüyordu. Yüzünde, kendinin bile farketmediği bir gülümseme oluştu. Ne olmuştu ona böyle. Natali'yi düşünmeden edemiyordu. Yüzü hayalinden gitmiyor, düşlerini süslüyordu.Ani bir kararla kapıdaki ağalara hasoda başı Şahin ağayı çağırmalarını emretti.
"Hünkarım, Şahin Ağa geldi.""Gelsin!"
"Şahin Ağa, harem kalfalarına haber et akşama halvet var. Söyle kalfalara, Natali hatunu akşama hazırlasınlar."
Şahin ağa taşlığın girişinde Mercan ağayı buldu.
"Mercan Ağa kalfalara söyle, akşama cariye hazırlanacak.""Valide sultanımız hangi hatunu seçmiş? Kim bu talihli hatun?"
"Hünkârımız seçti. Natali hatunu."
"Yanlış söylemiş olmayasın?"
"Hayır Natali hatun dedi. Akşama hazırlayın."
Mercan ağa cariyeler arasında Natali'yi eliyle çağırdı.
"Akşam has odaya gidiyorsun, hazırlan."Çok sevinmişti Natali. Önce hamama götürdüler. Güzelce temizlendi, gül suyuyla yıkandı. Mürdüm rengi, altın renkli işlemeli bir kaftan giydi. Güzel kokular süründü, cariyeler saçlarını dalgalandırdı.
Saime kalfa ve Bayram ağa ile beraber altın yola çıktı. Ona, uyması gerektiği kuralları anlatmaya başladılar. Natali bu kuralları sürekli duyduğu için ezberlemişti. Zaten heyecandan hiçbirini duymuyordu. Has odaya geldiklerinde Bayram ağa;
"Sakın başını kaldırma, içeri girince selam ver, hünkârın eteğini öp." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hümaşah Sultan
Historical FictionNOT: Olaylar ve kişiler tamamiyle hayal ürünüdür. ->hanedan #1 ->sultan #1 ->hünkar #1 Başlama tarihi: 13.12.2017