14.Bölüm

1.3K 61 7
                                    

İntikam Yemini


Asude sultan tam dairesine girecekken sesler duydu. Hızla seslerin geldiği tarafa koştu. Sesler Hümaşah hatunun dairesinden geliyordu. Kapının önü kalabalıktı. Asude kalabalığı yararak zar zor içeri girdi. İçeride gördüğü manzara onu dehşete düşürmüştü.

Saime kalfa "Hekim çağırın!" diye bağırıyordu. Hümaşah dizlerinde yatan cariyesi, Adrian'ın üstüne kapanmış hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Adrian'ın ağzından kan geliyordu. Bir yandan da Aybüke ağlamaya başlamıştı

Asude korkuyla Hümaşah'ın yanına oturdu. Teselli etmek için omzuna dokundu. Hümaşah onun geldiğini bile farketmemiş ağlıyordu. Hekim kadın gelince Hümaşah'ı zorla kaldırdılar. Hekim Adrian'la ilgilenirken Asude sultan Hümaşah'ın ona sarılmasına izin verdi.

Flashback
Hümaşah kızını uyutmuş sofraya oturmuştu. Adrian da her zamanki gibi Hümaşah'la beraber sofraya geçti. Hümaşah, çok iyi anlaştıkları için her zaman Adrian'ı da sofraya davet ederdi. Hümaşah'ın diğer cariyesi Latife hatun, taşlıkta kaldığı için sofrada sadece Hümaşah ve Adrian vardı.

Adrian iştahla kaşığını pilava daldırdı. Hümaşah ise pilavı pek sevmezdi bu yüzden diğer yemeklerden yemeye koyuldu. Aradan beş dakika bile geçmeden Adrian fenalaştı. Nefes almakta güçlük çekiyordu, bir anda yere yığıldı...
Flashback Son

Odadakiler endişeyle hekim kadını izlemeye koyuldu. Yadigâr kalfa Aybüke sultanla ilgilensin diye Latife hatunu çağırmıştı. Latife hatun Aybüke'yi susturunca ortalık biraz sessizleşmişti. Ama hekim kadın kötü haberi verince sessizlik tekrardan bozuldu. Adrian ölmüştü...

Hümaşah tekrardan Adrian'ın yanına çöküp ağlamaya başladı. Gemide tanışmışlardı onunla. O zamanlar birbirlerine mesafelilerdi ama hareme geldikleri zaman çok iyi anlaşır olmuşlardı. Hümaşah kızını gözü kapalı emanet edebiliyor, sırlarını rahatça söylüyordu ona.

Olayı öğrenen Valide sultan da soruşturmak için daireye gelmişti. O bile üzüldü Hümaşah'ın hâline. Hümaşah Valide sultanın sesini duyunca biraz olsun kendine geldi. Şimdi ağlama zamanı değil, Adrian'a bunu yapanlardan hesap sorma zamanıydı. Bunu Selvihan'ın yaptırdığını tahmin edebiliyordu. Bir hışımla ayağa kalktı hazır valide sultan burdayken ona gözde gelininin neler yaptığını anlatacaktı.

Tam bir şey söyleyecekti ki karnına saplanan sancı onu susturdu. Sancı giderek artıyordu, bu doğum sancısıydı. Fakat bir sorun vardı henüz doğuma daha bir ay vardı.

***

Zorlu geçen bir doğum sonrası yorgunlukla başı geriye düştü. Bir ara kendinden geçer gibi oldu. Bebeğin iyi olup olmadığını sormak istiyordu ama o kadar yorgunduki ağzını bile açamadı. Sadece belli belirsiz bebek ağlama sesleri duydu. Ebe kadına yardım eden cariye bir bezle Hümaşah'ın terini silip bir bardak su verdi. Biraz kendine gelir gibi oldu. İçeri Sultan Selim ve Hatice Sultan girdiler. Ebe kadının kucağında sapasağlam bebeği görünce ikisi de rahat bir nefes aldı. Selim hızla Hümaşah'ın yanına gelip bir elini alnına koydu. Valide sultan da bebeği kucağına aldı.
Ebe kadın, "Müjde sultanım nur topu gibi şehzade oldu." dedi.

Hümaşah bunu duyunca yorgunlukla gülümsedi. Hem evladı iyiydi hem de bir şehzadesi olmuştu. Fakat aklına Adrian'ın ölümü geldi. Yüzü gölgelendi, gözleri doldu...

Valide sultan ve diğerleri çıkınca odada Selim, Hümaşah ve oğulları kaldı. Hümaşah usul usul, sessizce ağlıyordu. Şehzadesi kucağındaydı. Ona bakarak içinden şükrediyordu. Lakin Adrian aklından bir türlü çıkmıyordu. Selim Hümaşah'ın alnından öptü.
"Güzeller güzeli sultanım. Biliyorum çok üzüldün lakin bunu sormam icap eder. Cariyen birileri tarafından zehirlenmiş olabilir mi?"

Hümaşah SultanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin